Benign prostat hiperplazili ve prostat kanserli hastalarda serum prostata spesifik antijen ve serum prostatik asit fosfotaz düzeylerindeki değişiklikler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
58 ÖZET Şubat 1991 ve Temmuz 1991 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı'na prostatizm yakınmaları ile başvuran 37 hasta bu çalışmada incelenmiştir. Hastaların 27 (% 72.97) sinde BPH, 10 (% 27.03)unda ise prostat kanseri teşhis edilmiştir. Hastalardan alman preoparatif, peroperatif, postoperatif ve postoperatif 1. gün serum örneklerinde PSA ve PAP değerlerindeki değişiklikler araştırılmıştır. BPH'li ve prostat kanserli hastalarda preoperatif serum PSA ve PAP değerleri karşılaştırıldığında prostat kanserindeki artışın istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır. BPH'li hasta grubunda preoperatif, peroperatif, postoperatif ve postoperatif 1. gün serum örneklerindeki PSA ve PAP değerleri istatistiksel olarak karşılaştırıldığında TURP sırasında bu değerlerin giderek yükseldiği, postoperatif 1. gün normalin biraz üzerine düştüğü, bu değişimin istatistiksel olarak önemli olduğu tespit edilmiştir. Prostat kanserli hasta grubunda ise değişimlerin önemsiz olduğu sonucuna varılmıştır. Değişimler grafikleştirildiğinde bu iki hasta grubunu karakterize eden şekiller elde edilmiştir (Şekil 3,5,7,9). Böylelikle her iki molekülün TURP sırasındaki davranış karakterleri göz önüne alınarak BPH ve ileri evre prostat kanseri teşhisinin histopatolojik tanıdan önce % 100 oranında doğrulukla konabileceği fikrine varılmıştır. Çalışmamızda ayrıca postoperatif serum PSA ve PAP değerleri kullanılan irrigasyon mayiinin tipine göre istatistiksel olarak BPH'li ve prostat kanserli hastalarda karşılaştınlmıştır. İki hasta grubunda postoperatif serum PSA ve PAP değerleri açısından sorbitol mannitollü irrigasyon mayi kullanımıyla, distile su kullanımı arasında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunmamıştır.59 Yine çalışmamızda transüretral rezeksiyon sırasındaki serum Na değerleri, kullanılan ve absorbe edilen irrigasyon mayi miktarları ve rezeke edilen doku ağırlığı parametreleriyle BPH ve prostat kanserli hastaların postoperatif serum PSA değerleri arasında korelasyon belirlenmemiş, PAP değerleri ile ise korelasyon saptanmıştır. Böylece TURP sırasında PSA'in PAP'dan farklı bir şekilde kan dolaşımına katıldığı gösterilmiştir. Böylelikle PSA ve PAP moleküllerinin transüretral prostatektomi sırasındaki serum değişim özellikleri dikkate alınarak tanı kriteri olarak kullanılabilecekleri düşünülmüş ve dinamik özelliklerine yeni bilgiler eklenebileceği fikrine varılmıştır. 60 SUMMARY The values of PSA and PAP have been determined in 37 patients with prostatism symptoms between February 1991 and July 1991 in Urological Department of Gazi University, School of Medicine. This study have also included, the relationship between the irrigation fluid and PSA and PAP levels. Of these 37 patients, 27 (72.97 %) have benign prostatic hyperplasia (BPH) and the remaining 10 (27.03 %) have prostatic carcinoma. Serum samples were taken preoperatively, peroperatively, postoperatively immediately after the surgical procedure and on the 1st postoperative day. PSA and PAP serum values were found to be significanty increased preoperatively in patients with prostatic carcinoma when compared with patients with BPH. în patients with BPH, preoperative, peroperative immediate postoperative and postoperative 1st day values of PSA and PAP were evaluated and found that, these values were increased during the peroperative and immediate postoperative day, later decreasing to nearly.normal levels on the 1st postoperative day. This difference has been found statistically significant (P<0.05). On the other hand, the difference in these parameters were found insignificant in prostatic carcinoma group. These two different reactions of PSA and PAP molecules during transurethral resection, enables us to diagnose BPH or prostatic carcinoma with nearly 100 % accuracy before histopathological diagnosis.61 When postoperative PSA and PAP levels in both groups were evaluated in correlation with irrigation fluid, no significant difference have been evaluated between mannitol sorbitol combination and plain distilled water. As a last parameter we also studied postoperative PSA and PAP values in correlation with serum Na levels, amount of absorbed irrigation fluid and the weight of resected tissue in both groups with BPH and prostatic carcinoma. While no correlation has been found with PSA there has been evident correlation with above mentioned parameters and PAP. This point showes us that, PSA have a different action than PAP in circulation. As a conclusion, PSA and PAP molecule behaviour during transurethral prostatectomy enables us to reach to a correct diagnosis, in patients having either BPH or prostatic carcinoma.
Collections