ESWL`nin tavşanlarda böbrek ve komşu organlardaki akut histopatolojik etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖD ÖZET ESWL tedavisi non-invaziv bir tedavi yöntemi olmasına ragmen bazı komplikasyonlara neden olduğu bil inmektedir. Her hangi bir cerrahi işlem gibi problemler ESWL esnasında, hemen sonra veya geç dönemde ortaya çıkabilmektedir. Bu çalışmamızda» 1000±20 gr ağırlığında 28 adet 2 aylık erkek tavşanlar deney hayvanı olarak kullanılmıştır. Deney hayvanları ESWL 'den 1 hafta önce transabdominal olarak açılmış ve her iki böbrek lateral ve medial eksenlerine radyo opak stent yerleştirilmiş takiben genel anestezi altında deney hayvanları 3 gruba ayrılarak ESWL yapılmıştır. 1. gruba 2000 sok. 2. gruba 3000 sok, 3. gruba 4000 sok dalgası verilirken, 4. bir grupta kontrol grubu olarak seçilmiştir. ESWL'yi takiben 1 saat sonra ESWL yapılan tüm gruplar tekrar transabdominal olarak açılarak böbrek ve komşu organlar 'daki (karaciğer, dalak, safra kesesi. ince ve kalın barsak) değişiklikler makroskopik olarak incelenmiş, bilahare ışık mikroskopik inceleme için doku numuneleri alınmış, ayrıca böbreklerden alınan numuneler elektron mikroskopik incelemeye tabi tutulmuştur. Makroskopik olarak böbrek ve perirenal dokuda konjesyon ve ödem tüm gruplarda gözlenirken. 2. ve 3. grup deney hayvanlarında subkapsüler hematomun geliştiği tespit edilmiştir. Komşu organlar incelendiğinde safra kesesi içine kanama, ince ve kalın barsakta subserozal kanamalar 2. ve 3. gruplarda gözlenmiştir. Dalakta konjesyon izlenirken karaciğerde herhangi bir patoloji görülmemiştir.Işık mikroskopik olarak tüm deney hayvanlarının böbrek kesitlerinde glomerüllerde fibrin birikimi. konjesyon, tübülüslerde dilatasyon, atrofiye gidiş, peritübüler hiyalinizasyon. vakuollesme ve intra tübüler protein silindirleri görülmüştür. 2. ve 3. gruplarda ayrıca nekroz ve interstsiyel kanama ortaya çıkmıştır. Komşu organlarda ise 3. grupta % 14.28 oranında karaciğerde santral ven rüptürü, 2. ve 3. grup deney hayvanlarının tümünde ince ve kalın barsaklarda subserozal ve submukozal kanama ve 3. grubun %14. 28 'inde dalakta konjesyon ve dolgunluk tespit edilmiştir. Elektron mikroskopik olarak incelenen böbreklerin glomerüler yapılarında 2000 sok dalgası verilen deney hayvanlarında kapiller endotelinde genişlemeler ve trombosit tıkaçları, yüksek dozlarda (2. ve 3. grup) ise endotel hasarının arttığı, bazal membran ve ayaksı çıkıntılarda harabiyet geliştiği tespit edilmiştir.Şok sayısının artmasına bağlı olarak tübülüslerdede belirgin değişiklikler görülmüştür. Interstisiyel kapil lerlerde vakuollesme, ödem, düzensizlik ve kanama yine şok sayısına bağlı olarak artmaktadır. Sonuç olarak ESWL bilhassa akut dönemde yüksek dozlarda (3000-4000) böbrek ve komşu organlarda belirgin morfolojik ve histopatolojik değişikliklere yol açabileceği görülmektedir.
Collections