BPH`da PSA, transrektal ultrasonografi ve PSA dansitesinin değeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışmamızda Aralık 1991- Aralık 1993 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp FakültesiÜroloji Anabilim Dalı'na başvuran 71 BPH'lı hastada PSA, TRUS ve PSAD değerlerinin tanıdaki değerleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Hastalarımıza BPH tanısı 26 (% 36,62) sında histolojik olarak, 45 (% 63,38) inde ise rektal muayene, PSA ve TRUS ile konulmuştur. Hastaların 52 (% 73,23) sinde PSA değerinin 4'ün altında, 13 (%18,30) ünde 4-10 ve 6(%8,47) sında ise 10'un üzerinde olduğu saptanmıştır. Böylece toplam 19 (% 26,76) hastada PSA değeri yüksek bulunmuştur. Çalışmamızda 50-59 yaş arası (l.Grup)hastalarda ortalama PSA değeri 3,24 ±4.12 ng/ml; 60-69 yaş arası (2. Grup) 3,84 ± 3,28 ng/ml; 70-79 yaş arası (3. Grup) 4,65 ±4,27 ng/ml ve 80-89 yaş arası (4.Grup) 5,00 ± 6,10 ng/ml bulunmuştur. Bu yaş grupları arasındaki PSA değer artışının istatistiksel olarak anlamlı olduğu ve herbir yaş artışında PSA'nın 0,078 ng/ml arttığı saptanmıştır. TRUS ile saptanan ortalama prostat volümü 1. Grupta 33,92 ± 11,60 mi; 2. Grupta 42,37 ± 18,39; 3. Grupta 49,75 ± 17,23 ve son Grupta 46,71 ±11,98 mi bulunmuştur. Son gruptaki değer düşüklüğü bu gruptaki hasta sayısının azlığına bağlanmıştır. Burada gruplar arasındaki ortalama prostat volümündeki artışın istatistiksel olarak anlamlı olduğu ve herbir yaş başına prostat volümünde 0,536 mi artış olduğu belirlenmiştir. 39PSA/V şeklinde tarif edilen PS AD ortalamasının 1. Grupta 0,071±0,077; 2.grupta 0,086 ± 0,059; 3. Grupta 0,098± 0,080 ve 4.Grupta 0,105 ± 0,107 olduğu saptanmıştır. Gruplar arasındaki PSAD değer artışının istatistiksel olarak anlamlı olduğu ve yaş başına PSAD'nin 0,001 değerinde arttığı saptanmıştır. Çalışmamızda ilerleyen yaş ile birlikte prostat volüm ve PSA'nın arttığı ve PSA'daki bu artışın büyük bir oranda volüm artışına bağlı olduğu; aralarındaki bu iHşkinin istatistiksel olarak da önemli olduğu saptanmıştır. Bu nedenle PSA yorumlanırken hastaların yaşı ve prostat volümünün göz önüne alınması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu çalışmamızda ayrıca son yıllarda kullanıma sunulan ve PSA/V şeklinde tarif edilen PSAD'nin BPH ayırıcı tanısında PSA'dan daha üstün bir parametre olduğu; rektalmuayene ve TRUS'da prostat ca lehine bir patoloji saptanmayan hastalarda PSAD 0,15'in altında olduğu müddetçe hastanın BPH olarak değerlendirilmesi gerektiği tesbit edilmiştir. Bu şartlara uymayan hastalara ise transrektal iğne biopsisi ile patolojik tanı konulmasının uygun olacağı fikrine varılmıştır. Çalışmamızda ayrıca PSAD'nin yaş ile birlikte artış gösterdiği ve bu nedenle PSAD yorumlanırken hasta yaşının gözönüne alınması gerektiği düşünülmüştür. 40 SUMMARY In our study, the significance of PSA, TRUS and PSAD values in the diagnosis of 71 BPH patients that have applied to the Gazi University Faculty of Medicine, Department of Urology between December 1991 and December 1993 have been comparatively examined. The BPH diagnosis has been made histologically in 26 patients (36,62%), and in the other 45 patients (63,38%) via rectal examination, PSA and TRUS. The PSA values of 52 patients (73,23%) were found below 4, in 13 patients (18,30%) between 4-10 and in 6 patients (8,47%), above 10. Thus, in a total of 19 (26,76%) patients, the PSA has been found to be high. In our study the average PSA value in patients of 50-59 (1. group) has been found as 3,24 ± 4,2 ng/ml; in patients of 60-69 (2. group) as 3,84±3,28 ng/ml; in patients of 70-79 (3. group) as 4,65 ±4,27 ng/ml and in patients of 80-89 (4. group) as 5,00±6,10 ng/ml. It has also been found out that the increase of the PSA values in groups of these ages was statistically logical and that in each age increase, PSA increased by 0,078 ng/ml. The average prostate volume that has been determined via TRUS has been found as 33,92 ± 11,6 ml in the first group, as 42,37 ml±18,39 ml in the second group, as 49,75 ± 17,23 ml in the third group and as 46,71 ± 11,98 ml in the last group. The decline in value of the last group has been explained on the basis of fewer patients in this group. Here, the increase of the average prostate volume between groups has been found statistically 41logical and it has been determined that i a 0.536 ml increase in the prostate volume existed per age. It has been found that the averaga of PSAD which can be described as PSA/V, in the 1. group was 0,071 ± 0,077, in the 2. group was 0,086 ± 0,059, in the 3. group was 0,098 ± 0,080 and in the 4. group was 0,105 ± 0,107. It has been determined that the increase between the groups were statistically logical and that PSAD increased by 0.001 per age. In our study, it has been found that with older ages, the prostate volume and PSA increased, and that this increase in PSA was mainly related to the increase in volume; that this relation between them was also statistically important. Therefore, the conclusion that while interpreting PSA, the age and the prostate volume of the patients should be taken into consideration has been achieved. In our study, it has been determined that PSAD, which has been introduced into use during the past few years and described as PSA/V was a better parameter when compared to PSA, in the distinctive diagnosis of BPH; that in patients where a pathology in favor of prostate has not been identified during rectal examination and TRUS, and where PSAD is below 0,15, that they should be considered as BPH. In patients that do not meet these conditions, the concept of achieving a pathological diagnosis via a transrectal injection biopsy has been regarded as appropriate. At the end of our study, it has been concluded that PSAD increases with age and that therefore, in interpreting PSAD, the age of the patient should be taken into consideration 42
Collections