Diyabetik ve diyabetik olmayan koroner arter hastalarında perioperatif dönemde perfüzyon ve innervasyonun seyri ve prognoza olan etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
59 ÖZET Revaskülarizasyon cerrahisinde operasyona karar verme aşamasında, fizyopatolojinin aydınlatılmasında ; postoperatif izlem ve prognozun değerlendirilmesinde, perioperatif dönemde gözlenen aritmi, düşük kalb debisi gibi birçok sorunun açıklanmasıda ve öngörülmesinde sempatik innervasyonun rolü son yıllarda kardiyovasküler cerrahi alanında oldukça popüler hale gelmiş ve tartışılmaya başlanmıştır. Kalbin sempatik innervasyon ve perfüzyonunun ilişkisini göstermek ve operasyon öncesi ve sonrası sonuçlarını tartışmak amacıyla, 20 si Tip II diyabet hastası ( 12 erkek, 8 kadın; ortalama yaş: 54.7±10.9); 20 si diyabetik olmayan (9 erkek, 11 kadın; ortalama yaş: 55.1 ±11. 5) koroner arter hastalarında operasyondan önce, 10 gün ve 1 ay sonra TI-201 ile perfüzyon ve 1-123 MIBG (metaiyodobenzilguanidin) ile innervasyon görüntülenmesi yapıldı. Hastaların aynı dönemlerde doppler ekokardiyografi ve kan şekeri ölçümleriyle de izlemleri gerçekleştirildi. Doppler ekokardiyografık olarak diyabetik grupta postoperatif 10. gün ve 1. ay fraksiyonel kısalma ölçümleri %31.05±3 ve %34.4±3 olarak bulundu. İstatistiksel olarak postoperatif 10. gün sonuçlan ile 1. ay sonuçlan arasında anlamlı bir fark saptanırken, preoperatif dönemle de postoperatif 10. gün arasında fark yoktu. Diyabetik olmayan grupta ise, fraksiyonel kısalma değerleri postoperatif 10. günde %33.3±4 ve 1. ayda %37.9±4 olarak bulundu. Preoperatif değerler ile postoperatif 10.gün değerleri arasında fark yokken, postoperatif 1 0. gün ile 1. ay arasında fark vardı. t.i* -^«ri-.:,.««ftiı m60 Radyonüklid çalışmada ise kalb/mediasten (H/M) oranları diyabetik grupta preoperatif ortalama 1.77±0.07, postoperatif 10. günde 1.7±0.06 ve 1. ayda 1.76±0.06 olarak bulundu. Preoperatif dönemle postoperatif 10. gün arasında ve postoperatif 10. gün ile 1. ay arasında ayrı ayrı anlamlı fark bulundu. Diyabetik olmayan grupta ise kalb/mediasten oranlan preoperatif dönemde 2.01 ±0.08, postoperatif 10.gün ve 1. ayda ise 1.94±0.1 ve 2.01 ±0.07 olarak belirlendi. Yine preoperatif dönemle postoperatif 10. gün ve postoperatif 10.gün ile 1. ay arasında anlamlı farklar vardı. Ancak preoperatif dönemde de diyabetik grup ve diyabetik olmayan grup arasında fark vardı. Yine postoperatif dönemde gruplararası aritmi sıklığı, inotropik destek gereksinimi, hastanede kalma süresi açısından farklar vardı. Çalışmamız ortaya koyduğu sonuçlarla, nükleer kardiyoloji yöntemlerinin kateterizasyonu bütünleyici yöntemler olduğunu, cerrahide büyük sorunlar yaratan düşük kalb debisi, aritmi, sistemik hastalıların kalbe etkilerini belirli olgularda öngörmede değer taşıdığını ortaya koymuştur. Bulgular postoperatif açıdan da hem prognostik belirlemeler yapmakta hem de nedenleri tartışmalı komplikasyonların fizyopatolojileri hakkında fikir vermeye çalışmaktadır.
Collections