Değişik yaş gruplarında difteri antikor düzeyleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Geçmişte difteri önemli bir çocukluk çağı hastalığıydı. Gelişmiş ülkelerde difteriye karşı 1940-1950 yıllarında başlatılan aşılama programları difteri insidansında hızlı bir düşüşe neden oldu, bazı ülkelerde difteri elimine edilmiş görülmekteydi, ancak 1990 yılında Avrupa'nın bir çok ülkesine belirgin bir geri dönüş yaptı. 1993-1994 yılında Rusya'da görülen son difteri epidemisinde, difteri çoğunlukla bir erişkin hastalığı olurken hem aşılı hem de aşısız insanları etkiledi. Genel olarak nüfusun %30' dan fazlasının difteriye karşı korunmasız oluşu epidemik difteriye karşı risk kabul edilmektedir. Bu nedenle hem çocukların aşı programlarının etkinliğinin ölçülmesi hem de erişkinlerin immün durumlarındaki değişikliklerin belirlenmesi için toplumun difteriye karşı bağışıklığı periyodik olarak değerlendirilmelidir. Bu çalışma çeşitli yaş gruplarında difteri antikor düzeylerini ve dolayısıyla duyarlılık durumunu saptamak, toplumu rutin olarak her 10 yılda bir difteri rapel dozları ile aşılamalı mı sorusuna açıklık getirmek amacıyla planlanmıştır. Çalışmamızda kord kanında, 3-6 yaş arası çocuklarda, 10-19 yaş arası gençlerde ve erişkinlerde difteri antikor düzeyi ölçülmüştür. Kord kanı antikor düzeylerinin %64.4 oranında yetersiz bağışıklık düzeyinde bulunması, bu bebeklerin eğer aşılanmazlarsa doğumdan itibaren difteriye karşı duyarlı olabileceklerini göstermektedir. Primer aşılama sonrası, 3-6 yaş grubundaki çocuklar %81.3 oranında tam bağışık bulundu. Bu değer difteriye karşı primer aşılamadan sonra oldukça yüksekoranda bağışıklık sağlandığını ve bağışıklığın okul yıllarına kadar taşındığını göstermektedir. 10-19 yaş grubunun %31.3, 20-29 yaş grubunun %44.1, 30-39 yaş grubunun %34.8 oranında difteriye karşı yetersiz bağışık oluşu, bir salgında en fazla bu yaş gruplarının etkileneceğini göstermektedir. 40'lı yaşlardan başlayarak yaşlılarda giderek artan seropozitiflik düzeyi, aşılanma yanında, önceki yıllarda görülen epidemilerde kazanılan doğal bağışıklanma ile açıklanabilecektir. Koruyucu antikor düzeyi erkeklerin %69'unda kadınların %59'unda bulundu. Cinsler arasında düşük düzeyde anlamlı bir fark gösterildi. Bu bulgularla, Türkiye'de difteri için erişkinleri her 10 yılda bir rutin olarak Td ile aşılamanın uygun olacağı, olası bir salgında en fazla genç erişkinlerin etkilenebileceği, kord kanında difteri antikorları düşük olduğundan aşı başlama yaşındaki gecikmelerin bebekleri difteri açısından riske sokabileceği gösterildi. Erişkinleri, rutin olarak Td ile aşılamada pratikteki zorluklar nedeniyle, hiç olmazsa risk altındaki kişilerin (sağlık personeli, askerler, öğretmenler, kreş personeli) Td ile aşılanması, acil servislere yaralanma nedeniyle başvuranlara tetanoz toksoidi ile birlikte erişkin difteri aşısının yapılması, erişkin bağışıklığının sürdürülmesine katkıda bulunacaktır.
Collections