Siyatik sinir bloğu ile kombine edilen inguinal paravaskuler ve kombine lumbosakral pleksus bloklarının klinik etkinliklerinin karşılaştırılması

Abstract

62 ÖZET Bu tez çalışmasında tek taraflı alt ekstremite cerrahisi uygulanacak olgularda siyatik sinir bloğu ile kombine gerçekleştirilen lumbar pleksusun paravaskuler femoral bloğu ve kombine lumbosakral pleksus bloğunun klinik etkinliklerinin karşılaştırılması planlandı. Tek taraflı artroskopik diz cerrahisi gerçekleştirilecek ASA I-II risk grubuna giren 40 günübirlik olgu rasgele iki eşit gruba ayrılarak Grup I'deki olgulara `siyatik + kombine lumbosakral pleksus`, Grup İT deki olgulara `siyatik + inguinal paravaskuler` blok kombinasyonları uygulandı. Siyatik ve lumbar pleksus bloklarının her birisi için 30'ar mL olmak üzere tüm olgularda 1:400,000 adrenalin içeren toplam 60 mL %1 lidokain solüsyonu kullanıldı. Lumbar ve sakral pleksusdan köken alan ve alt ekstremiteyi inerve eden sinirlerin duyu ve motor blok düzeyleri belirlendi. Her iki gruptaki olguların tümünde operasyon basan ile tamamlanmasına karşın Grup İT deki olguların %60'ına ilave lateral femoral kutanöz sinir bloğu da uygulanılması gerekti. Grup I'de ise bir olguda siyatik sinir bloğunun yetersiz olması nedeniyle 2 mg dormikum ile 50 ug fentanil iv uygulandı. Bu sonuçlar blok kombinayonlanmn klinik basan düzeyleri açısından değerlendirildiğinde; Grup I'de `başardı` olunma oram %95 ve `kısmen başarılı` olunma oram %5, Grup Il'de ise bu oranlar sırasıyla %40 ve %60'dır. Grup I'deki olgularda lumbar pleksusdan köken alan sinirlerin tümünde duyu bloğu %100 oranında gerçekleşirken, Grup ü'deki olgularda femoral ve obturator sinir duyu bloğu %100 ancak lateral femoral kutanöz sinir bloğu %40 oranında gerçekleşmiştir. Olgularda gelişen motor blok düzeyleri kas gevşekliği açısından değerlendirildiğinde ise Grup I'de kalça fleksiyonu, kalça addüksiyonu, diz ekstansiyonu ve diz fleksiyonunda %100'lük basan elde edilirken bu oranlar Grup Il'de sırasıyla %5, %15, %100 ve %90 olarak belirlenmiştir. Her iki gruptaki tüm olgularda hemodinamik açıdan stabil bir seyir gözlenilmiştir. Olgulardan hiçbirisinde herhangi bir yan etki ya da anesteziyle ilişkili komplikasyon belirlenmemiştir. Lumbar pleksus kökenli sinirlerin bloke edilmesi amacıyla tarif edilen inguinal paravaskuler bloğun lateral femoral kutanöz sinir bloğu ve obturator sinirin motor dalının bloke edilmesinde yetersiz kalması nedeniyle amacına uygun bir teknik olmadığı, buna karşılık kombine lumbosakral pleksus bloğu ile aynı sinirlerde çok yüksek oranlarda duyu ve motor blok oluşturulabileceği ve siyatik sinir ile kombine edilmesi riımmnmria tek bir alt ekstremitede gerçekleştirilecek tüm cerrahilerde basan ile kullanılabileceği sonucuna varıldı.