RSV enfeksiyonu olan ve olmayan bronşiolitli bebeklerde ipratropium bromidin etkinliğinin gösterilmesi

Abstract

51 ÖZET Bronşiolit, özellikle 2 yaş ve altındaki çocuklarda görülen bir alt solunum yolu hastalığıdır. Bronşiolit gelişiminde en önemli etken RSV olmakla beraber diğer viruslar ve çevresel faktörler de etkilidir. Bu çalışmada hastaneye yatırılan 74 bronşiolitli bebeğin nazofaringeal aspirat sıvısında DAKO ImagenT DFA tekniği ile RSV pozitifliğini araştırdık. Bronşiolitli 81 hasta ile öncesinde bronşiolit geçirmemiş aynı yaş grubunda 53 sağlıklı bebeği bronşiolit gelişimine hazırlayıcı risk faktörleri açısından karşılaştırdık. RSV pozitif ve RSV negatif hasta grubunu, klinik bulguları ve bronşiolit gelişimine hazırlayıcı risk faktörleri açısından inceledik Çift kör plasebo kontrollü olarak yürütülen bu çalışmada hastalarımızın bir grubuna 20 dk. aralarla 3 kez ve son dozdan bir saat sonra salbutamol (0,15/mg/kg) ve plasebo (serum fizyolojik lcc), diğer gruba ise aynı saatlerde olmak üzere salbutamol (0,15/mg/kg) ve ipratropium bromid (250mcg) nebulizer yardımı ile verildi. Olgular tedavi başlangıcında, tedavinin 1. saatinde (3. dozun sonunda), 2. saatte (4.doz verilmeden) ve 3. saatte (4. ilaçtan 1 saat sonra) semptom skorları ile değerlendirildi. Bu değerlendirme hem tüm bronşiolitli hasta grubunda, hem de RSV pozitif ve negatif gruplar arasında karşılaştırılarak yapıldı. Sonuç olarak RSV tesbitinde kullandığımız DFA tekniğinin güvenilir ve hızlı bir teknik olması nedeniyle güvenle kullanılabileceği gösterildi. Aynı zamanda, erişkin ve çocukluk çağı astmasmda kullanıma girmiş, antikolinerjik bir ajan olan ipratropium bromidin, tüm bronşiolitli hastalarda olduğu gibi RSV pozitif ve RSV negatif hasta ayrımı yapıldığında da salbutamol tedavisine ek bir üstünlüğünün olmadığı gösterildi.