Meme lezyonlarında ultrasonografi kılavuzluğunda vakum destekli biyopsi (Mammotom) uygulamaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
49 VII. ÖZET Amaç: Yeni bir meme biyopsi yöntemi olan mammotom biyopsi yönteminin kliniğimizdeki uygulama sonuçlarının gözden geçirilmesi ve etkinliğinin değerlendirilmesidir. Materyal Metod: Ultrasonografı kılavuzluğunda mammotom biyopsi yöntemi ile Nisan 2000-Mayıs 2001 tarihleri arasında, 31 olgudaki 32 meme lezyonu örneklendi. Biyopsiler, 11-gauge prob kullanılarak ve lokal anestezi altında gerçekleştirildi. Tüm olgularda prob insersiyonu için milimetrik tek bir cilt insizyonu yapıldı. Bulgular: Mammotom biyopsi ile lezyonlardan ortalama 11 (3-28) spesimen elde edildi. Hiçbir mammotom biyopsi sonucu `yetersiz materyal` ya da `tanısal değildir` şeklinde bildirilmedi. Otuz iki lezyondan 22 tanesi malign, 10 tanesi benign patolojik tanı aldı. Bütün malign lezyonlarda tümörün grade, anjiolenfatik invazyon ve reseptör ekspresyonu gibi karakteristikleri için yeterli bilgi edinildi. Tedavi amaçlı cerrahi girişim sonrasında edinilen patolojik sonuçlar ve eksizyonel biyopsi sonuçları ile mammotom biyopsi sonuçlarımız arasında %100 uyum gözlendi. Yalnızca üç hastada oluşan ve spontan rezolüsyon gösteren sınırlı hematom dışında biyopsi işlemi ile ilgili bir komplikasyon olmadı. Sonuç: Mammotom biyopsi yöntemi, meme lezyonlarının histopatolojik tanısında kor biyopsi ve cerrahi biyopsi yöntemlerine iyi bir alternatiftir. Hasta toleransı ve kozmetik sonuçlar mükemmeldir. Ülkemizde ederinin yüksek olması yaygın kullanımının önündeki en büyük engeldir. 50 VIII. SUMMARY SONOGRAPHICALLY GUIDED MAMMOTOME BİOPSY OF THE BREAST Purpose: To review our clinical experience with the ultrasound guided mammotome biopsy applications and determine the efficacy of the method. Materials and methods: During the period between April 2000 and May 2001, 32 breast lesions in 31 consecutive patients were biopsied with the ultrasound guided mammotome device. All biopsies were performed with a 11- gauge probe and under local anesthesia. A single, 3 mm skin incision was made for the probe insertion. Results: The mean number of specimens obtained per lesion by the mammotome was 11 (range: 3-28). None of the mammotome biopsies were reported as `insufficient specimen` or `not diagnostic`. Of the 32 lesions, 22 were diagnosed as malignant, and 10 were benign. Samples yielded adequate information regarding the characteristics of each malignant lesion, such as tumor grade, angiolymphatic invasion, and receptor expression. Mammotome biopsy diagnosis was found to be in complete agreement with either the definitive surgery or the excisional biopsy. Three patients experienced hematoma formation, although none required intervention, and all resolved spontaneously. Conclusion: Mammotome biopsy is a significant alternative to the core biopsy and surgical biopsy in the diagnosis of breast lesions. Patient compliance, and cosmetic results are perfect. The only obstacle to the wide-spread use in our country is the high cost of the procedure.
Collections