Deneysel olarak beyin omurilik sıvısı (BOS) kaçağı oluşturulan sıçanlarda fenitoin sodyum kullanımının duramater iyileşmesi üzerine etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Travma veya cerrahi sonrası olusan duramater kapanma defektleri, hastalarınmorbidite ve mortaliteleri üzerinde fatal sonuçlanabilecek kadar ciddi öneme sahiptir. Su anakadar yapılan birçok arastırma ve uygulamalara rağmen tam bir tedavi yöntemibulunamamıstır.Çalısmamızda, birçok doku üzerinde yara iyilesmesi üzerine olumlu etkileri daha önceyapılan arastırmalarda ispatlanmıs olan fenitoin'in defektif duramater üzerine olan etkileriniarastırdık.Çalısmada ağırlıkları 200±20 gr. arasında değisen toplam 36 adet Wistar cinsi erkekrat kullanıldı. Ratlar, her grupta 12 rat bulunacak sekilde kontrol, lokal fenitoin ve sistemikfenitoin grubu olmak üzere 3 gruba ayrıldı. Bütün gruplarda, interskapuler bölgeye 2 seviyelaminektomi uygulandı. Ardından dural insizyon yapıldı ve BOS gelisi izlendi. Kontrolgrubunda duramater üzerine kan pıhtısı ile yama yapıldı. Lokal fenitoin grubunda duramaterüzerine 30 mg/kg lokal fenitoin uygulandı. Sistemik fenitoin grubunda operasyon bitiminde30 mg/kg fenitoin intraperitoneal yolla verildi. Her gruptan 6 rat 1. haftanın sonunda, 6 rat da6. haftanın sonunda sakrifiye edildi. Laminektomi bölgeleri en blok çıkarıldı.Hematoksilen-Eosin ve Masson Trikrom boyalarıyla histopatolojik inceleme yapıldı.Sonuçlar Özısık ve arkadaslarının kriterlerine göre değerlendirildi. Kollajen,neovaskülarizasyon ve granülasyon doku düzeyleri mikroskobik olarak incelendi. ?statikselolarak Kruskal Wallis testi ile değerlendirildiğinde 1. haftada ve 6. haftada arttığı gibi 1.haftaile 6. hafta arasında da tüm gruplarda anlamlı derecede artıs olduğu tespit edildi. Gruplarbirbirleriyle karsılastırıldığında ise en iyi sonuçların sistemik fenitoin grubunda elde edildiği ve anlamlı olduğu görüldü. Gruplar Wilcoxon Testi ile kendi içlerinde 1. hafta ve 6. haftakarsılastırıldığında, kontrol grubunun 1. haftası ile 6. haftasında ki granülasyon dokumiktarları arasında fark yoktu. Aynı sekilde lokal grupta kollajen miktarları ve granülasyondoku miktarları arasında da 1. hafta ile 6. hafta arasında anlamlı fark bulunmadı. Sistemikgrup içindeki kriterlere bakıldığında ise 1. hafta ile 6. hafta arasında anlamlı derecede artıssaptandı. Wilcoxon testi sonucunda da en fazla artıs sistemik grupta görüldü.Çalısmamızda lokal ve sistemik fenitoin kullanımının duramater iyilesmesi üzerineistatistiksel olarak olumlu etki gösterdiği, bu etkinin sistemik fenitoin grubunda çok dahafazla ve istatiksel olarak anlamlı olduğu görüldü.Sonuçta çesitli yara iyilesme mekanizmaları üzerinden etkili olduğunu bildiğimizfenitoinin bu çalısma ile duramater rejenerasyonunda pozitif yönde etkin olduğunu göstermisolduk. Fakat fenitoinin yara iyilesmesinde klinik kullanıma girebilmesi için birçok çalısmayadaha ihtiyaç olduğunu düsünmekteyiz. Failure of watertight dural closure after trauma or surgical interventions may resultwith high morbidity or even mortality for patients. Although there are various methods andtechniques for adequate dural closure, the ultimate modality for watertight sealing of the duramater is yet to be developed.This study aims to investigate the effects of phenytoin, an anti-epileptic agent whichwas proven to have positive effects in wound healing, on healing of the dura mater.Thirty six male Wistar rats weighing between 180 ? 220 g were used for this study. Subjectswere randomized into three equal groups as control, `local phenytoin? and `systemicphenytoin?. We performed two level total laminectomies at the interscapular level andobserved CSF leakage after dural incision. The control group received blood patch over thedural incision. The `local phenytoin? group received 30 mg/kg of phenytoin locally over thedural incision while the `systemic phenytoin? group received 30 mg/kg phenytoinsystematically via intraperitoneal route. Six rats in each group were sacrificed at the end ofthe first and sixth postoperative weeks.Laminectomy sites were resected en bloc for histopathological evaluation.Hematoxylin-Eosin and Masson Trichrome staining were performed to the specimens and theslides were evaluated according to the method described by Ozisik et al. Kruskal Wallisanalyzes of the results demonstrated significant difference for both between the groupssacrificed at the end of the first week and at the and of the sixth week. Intergroup analyzesregarding dural healing favored systemic application of phenytoin. There was no significant difference between the results of the animals in the control group sacrificed at the first and thesixth weeks after post hoc analyzes with Wilcoxon Test. similarly there were no significantdifference in the `local phenytoin? group. On the other hand, evaluation of the data gathered atthe end of the first and sixth weeks from the rats in the `systemic phenytoin? groupdemonstrated significant difference. Dural healing was most prominent in the `systemicphenytoin? group.As a result, the positive effects of phenytoin on wound healing as well as dural healingwere proven by the results of our study. However, further studies are required for clinicalimplementation.
Collections