Metal ve akril kaideli üst tam protezlerin palatinal mukoza yüzeyinin fakültatif anaerop ve anaerop mikroorganizmalar yönünden kıyaslanarak incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
-70- ÖZET Araştırmamızda, akril ve metal kaideli (1st tam pro tezlerin bakteriolojik yönden birbirlerine olan avantajlarının ve dezavantajlarının kıyaslanması amaçlanmıştır. Bu amaçla akril ve metal kaideli üst tam protezlerin kullanımına bağlı olarak ağız mi krofl orasında meydana gelen değişimler fakültatif anaerop ve anaerop bakterilerin izole edilmesine ve tiplendirilmesine imkan sağlayan metodlar ile değerlendirilmiştir. Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Kliniklerine başvuran toplam on adet dişsiz hastaya ayrı ayrı akril ve metal kaideli protezler uygu lanmış ve 1. gün, 1. hafta, 1. ay sonunda olmak üzere üç farklı zaman periodunda bakteriolojik örnekler alınmıştır. Bu örnek lerden üreyen fakültatif anaerop ve anaerop bakterilerin sayıları tespit edilmiş, tiplendirilmeleri yapılmış ve bulgular kıyaslana rak incelenmiştir. Bulgular incelendiğinde akril ve metal kaideli üst tam protezlerde 1. gün sonunda fakültatif anaerop bakterilerin, anaerop bakterilere göre istatistiksel olarak anlamlı derecelerde daha yüksek sayılarda ürediği, 1. hafta ve 1. ay sonunda ise bu sayıların birbirlerine yaklaştığı görülmüştür. Ayrıca her üç zaman periodunda da akril kaideli üst tam protezlerde metal kaideli üst tam protezlerden daha fazla sayıda fakültatif anaerop ve anaerop bakteri ürediği, 1. hafta sonunda üreyen bakteri sayı larının 1. güne göre ve 1. ay sonunda üreyen bakteri sayıları nın da 1. haftaya göre daha yüksek sayılarda olduğu saptanmıştır. -71- SUMMARY The aim of our study was to evaluate the advantages and disadvantages in bacteriologic terms, of acryl and metal based upper total denture prothesis. For this purpose, changes in oral microflora due to the use of acryl and metal based upper total denture prothesis have been evaluated by means of bacterio logic methods that enable the isolation of facultative anaerops and anaerop bacteria. Both acryl and metal based total denture prothesis made to each of ten edentulous patients who have been appointed to Gazi University Faculty of Dentistry Department of Prosthetic st st st Dentistry and at three time intervals; 1 day, 1 week and 1 mounth, bacteriologic samples were taken from the patients. The number of facultative anaerops and anaerop bacterias were canted, clasified and data were studied comparatively. The results of the studies showed that at the end of st 1 day facultative anaerop bacteria had been produced statis tically more than anaerop bacteria on both acryl and metal based st st upper denture prothesis and at the end of 1 week and 1 mounth these production reached at similar levels. The results also showed that at all three time intervals facultative anaerops and anaerop bacteria have been prodeced statistically more on acryl based upper denture prothesis than metal based upper den ture prothesis and it was determined that the number of bacteria st that was detected at the end of 1 week was more than that of-72- st 1 day anol the number of bacteria that was detected at the end st st of 1 mounth was more than of 1 week.
Collections