Normal ve anomalili erişkin bireylerde yumuşak doku profilinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
-151- ÖZET Normal ve anomalili erişkin bireylerde yumuşak ve sert dokular arasındaki değişen ilişkileri değerlendirerek, bireyselleştirilmiş normları geliştirebilmek amacıyla bu araştırma yapıldı. Gazi Üniversitesi öğrenci ve hastalarının oluşturduğu 238 erişkin bireyden oluşan materyal; total erkek, total kız, ideal erkek ve ideal kız olarak adlandırılan 4 gruba bölünmüştür. Bu materyal gerçek seksüel farklılığın saptanması ve randon ve sistematik hataların azaltılması amacıyla, belirlenen kriterler doğrultusunda bir önseçime tabi tutulmuştur. Sonuç olarak, ideal gruplar sınıf I molar ve kanın ilişkiye normal `overjet` ve `overbite` ilişkisine ve sübjektif olarak yapılan bir değerlendirme ile belirlenen vertikal ve sagital yönde uyumlu yumuşak doku ilişkilerine sahip olan 38 erkek ve 39 kızdan; total gruplar ise ortodontik tedavi görmemiş ve en fazla bir daimi dişi eksik olan ve ortodontik bölgeleri normal ve anormal olan 100 erkek-152- ve 100 kızdan oluşturulmuştur. Uyumlanmış doğal baş konumunda, dişler sentrikoklüzyonda ve duaklar relaks durumunda olmak üzere tüm bireylerin profil uzak röntgen filmleri elde edildi. Profil uzak röntgen filmlerinin çizimlerinde oluşturulan 118 parametreye ilişkin ölçümler bilgisayar aracılığı ile yapıldı. Seçilmiş ve seçilmemiş erkek ve kız gruplarına ilişkin parametrelerin ortalama değerleri arasındaki farkların önem kontrolleri `Student-t` testi ile yapıldı. Krariofasial yapılar arasındaki ilişkilerin değerlendirilmesinde doğrusal korelasyon analizinden yararlanıldı ve korelasyon katsayılarının önem kontrolleri yapıldı. Sefalometrik parametreler topografik ve nontopografik ilişkiler açısından da değerlendirildi. Şuruplar arasında korelasyon katsayıları arasındaki farkların önem kontrollerinin yapılmasında istatistiksel yöntemlerden yararlanıldı. Bireyselleştirilmiş normlar oluşturmak amacı ile seçilen 26 parametre ve bu 26 parametre içinden bağımlı değişkenler ile P=0.01 düzeyinde ilişki gösteren ve P=0.01 düzeyinde korelasyon katsayıları bakımından fark olmayan 4 parametre bağımsız değişken olarak seçildi.-153- Kraniofasial yapılar arasındaki değişen ilişkileri değerlendirmek, dolayısıyla `floating normlar` oluşturmak amacı ile doğrusal regresyon analizinden yararlanıldı ve seçilmiş parametreler arasındaki ilişkilerin grafiksel ifadesi olan korelasyon kutusu oluşturuldu. Herbir parametrenin diğerlerine göre değişim aralığını belirleyebilmek amacı ile çoklu regresyon analizinden yararlanılarak tahminin standart hatası değerleri hesaplandı. Regresyon denklemlerinin uygunluğu varyans analizi ile değerlendirildi. Bu araştırmada aşağıdaki sonuçlara varılmıştır: 1) Yumuşak doku parametrelerinin sert doku parametrelerinden daha çok değişim göstermediği, kraniofasial yapıları oluşturan yumuşak dokular, dantoalveoler ve iskelet yapılar arasında en fazla değişimi dentoalveoler yapıların gösterdiği bulunmuştur. 2) Gerçek seksüel farklılık gösteren parametreler belirlenmiş ve gerçek seksüel farklılığın tüm gruplarda aynı anda P=0.01 düzeyinde kendini gösterdiği; aksi halde saptanan farklılıkların tesadüfe bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmüştür. 3) Doğal baş konumuna göre belirlenen ekstrakranial-154- gerçek vertikal ve horizontal referans doğrularının intrakranial referans doğrularına göre daha güvenilir olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca, ekstrakranial referans doğrularına göre oluşturan parametrelerin intrakranial referans doğrularına göre oluşturulan parametrelerle aynı ilişki paternini gösterdikleri bulumustur. 4) Yumuşak doku ilişkileri değerlendirilirken tek bir parametreye asla bağımlı kalmaması; yumuşak dokuların farklı bölgelerinin ilişkilerini gösteren bir çok parametrenin birlikte değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 5) Yumuşak dokuların en az sert dokular kendi içlerinde birbirleri ile gösterdikleri ilişki kadar sert dokularla ilişkide olduğu bulunmuştur. Kraniofasial yapılar arasındaki ilişki düzeylerinin ideal gruplarla karşılaştırıldığında, total gruplarda genellikle arttığı bulunmuş olduğundan; total erkek ve total kız grupları birleştirilmiş ve korelasyon kutusu; birleştirilmiş olan total erkek ve kız grubunun bulgularına göre oluşturulmuştur. 6) Dentoalveoler yapılar arsında varlığı gösterilmiş olan kompleks ilişki paterninin yumuşak dokularla sert dokular arasında da varlığı gösterilmiştir. Başka bir deyişle-155- yumuşak doku vertikal ve sagital ilişkileri ile yumuşak doku morfolojisinin aynı ilişki paternini izlediği bulunmuştur. 7) İdeal ve total gruplarda dentoalveoler yapılar ile yumuşak dokular ve iskelet yapılar arasındaki ilişkiler değerlendirildiğinde; total gruplarda ilişki düzeylerinin arttığı ve daha fazla anlam kazandığı saptanmıştır. Bu bulgular; herhangi bir çevresel etki yoksa dentoalveoler kompanzasyonun yetersiz çalışmasının söz konusu olmadığını ve kraniofasial uyumsuzluk arttıkça dentoalveoler kompanzasyonunun da daha fazla çalıştığını düşündürmektedir. Bu durumda daha fazla çalışmasına karşın; dentoalveoler kompanzasyonla maskelenemeyecek ölçüde, yetersiz iskeletsel kompanzasyona ballı olarak artan kraniofasial uyumsuzluk nedeniyle anomalinin ortaya çıktığı kanısına varılmaktadır. 8) Seçilen parametrelere göre belirlenen kraniofasial yapılar başka bir deyişle yumuşak ve sert dokular arasındaki ilişkilerin grafik olarak temsil edildikleri korelasyon kutusu oluşturulmuştur. Çoklu regresyon analizi ile saptanan seçilmiş parametrelere ilişkin tahminin standart hatası değerleri, herbir parametrenin diğerlerine göre gösterdikleri değişimin belirlenmesinde kullanılmıştır ve saptanan bazı parametrelere ilişkin tahminin standart hatası değerlerine-156- göre iki şablon oluşturulmuştur. Korelasyon kutusu ve şablonlar aracılığı ile yumuşak dokular, dentoalveoler yapılar ve iskelet yapılar arasındaki ilişkiler değerlendirildiğinde; iskelet yapıların kendi içinde vertikal ve sagital yönde uyumlu olap olmadığı; yumuşak dokuların sagital yönde kendi içinde uyumlu olup olmadığı; eğer uyumsuzluk varsa; uyumsuzluğun nereden kaynaklandığı dolayısıyla hangi parametrenin dilerlerine göre en fazla sapma gösterdiği; dentoalveoler yapıların ilişkilerdeki uyumsuzluğu ne ölçüde kompanze ettiği; yumuşak doku, dentoalveoler yapı ve iskelet yapı ilişkileri birlikte değerlendirildiğinde uyumlu olup olmadıkları ve sonuç olarak uyumlu yumuşak doku ilişkileri elde edebilmek için, tedavinin özellikle hangi bölge veya bölgelere yönlendirilmesi gerektiği konularındaki sorulara açıklık getirmek mümkündür. Ayrıca ortodontik tedavi veya ortognatik cerrahi kararının verilmesinde, tedavi hedeflerinin belirlenmesinde ve tedavi sonrası saptanan hedeflere ulaşıldığı taktirde, yumuşak doku ilişkilerinin ne ölçüde iyileştirilebileceği ve elde edilecek yumuşak doku ilişkilerinin ne olacağının belirlenmesi konularında da fikir vererek yardımcı olur. 9) Günümüzde geçerli olan sefalometrik analiz-157- yöntemlerini kullanarak, kraniofasial yapılar arasındaki muhtemelen çok boyutlu olan ilişkileri iki boyutda değerlendiren regresyon metodunun yardımı ile geliştirilen bu bireyselleştirilmiş normların klinik geçerliliğinin ve faydalarının sınanması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. -158- S U M M A fi Y `Evaluation of soft-Tissue Profile in Orthodonticly Normal and Abnoi4l Adult Subjects` The main purpose of the present study was to establish floating norms based on the associationes between the components of craniofacial structures, in case the presence of an interaction mechanism between soft and hard-tissues would be found. Therefore a cross sectional study on adult subjects were planned. The material which consisted of 238 students and patients of the Gazi University, was divided into four groups called total boys, total girls, ideal boys and ideal girls. A selection was made according to certain criterions in all groups in order to determine the parameters which had `true` sexual dimorphism and decrease the random and systematic errors. As a result of this selection the ideal-159- groups consisted of 38 boys and 39 girls with class I molar and cuspid relationship, with normal overjet and overbite and with harmonious soft-tissues vertically and sagittaly as evaluated subjectively; the total groups consisted of 100 boys and 100 girls who had not more than one permanent tooth missing and who had not recieved any orthodontic treatment. Lateral cephalometric radiographs were taken of all subjects in `adjusted` natural head position with the lips in repose and mandible in centric occlusion. 118 cephalometric parameters were chosen and the calculations were made by computer. Sexual dimorphism was tested by means of student-t test between boys and girls, selected and unselected groups. Linear correlation analyses were performed in order to evaluate craniofacial associations which were also evaluated according to the presence of the topographical and non-topographical relationes between cephalometric parameters, and the significance of correlation coefficients were tested. The differences between correlation coefficients in different groups were also compared. 26 parameters were selected in order to establish, individualized norms. 4 of 26 parameters were chosen as-160- independent parameters which had correlation significant at 0.01 level with corresponding dependent parameters and did not have intergroup differences significant at 0.01 level with regard to the correlation coefficients between independent and corresponding dependent parameters. Linear regression analyses were used in order to evaluate interactions between the components of craniofacial structures and graphical representation of the correlations between selected parameters in the form of correlation box were constructed. By means of multiple regression analysis the standard error of estimates were calculated in order to find the variability of each parameter with respect to the other parameters. The appropriateness of the regression equations was evaluated by means of the analysis of variance. As a result of the present study the following were found; 1) The soft-tissue parameters were not more variable than the corresponding hard-tissue parameters when compared by means of standard deviations. Dentoalveolar parameters were found to show the largest variation in the components of craniofacial complex. 2) The parameters which have `true` sexual dimorphism-161- were determined and it was suggested that the `true` sexual dimorphism was found in all groups at the same time and at the 0.01 level of significance otherwise the differences were thought to be incidental. 3) The true vertical and horizontal lines were thought to be more reliable than intracranial reference lines. Moreover, the parameters based on the true vertical or horizontal lines were found to show the same correlation pattern with respect to rest of the parameters. 4) The relations of soft-tissues should not be evaluated by using a single parameter but many parameters should actually be interpreted together in order to obtain information about the relations of soft-tissues. 5) Soft-tissues were found to be related to hard-tissues at least as hard-tissues related to each other. Since the level of correlations between the components of craniofacial complex were found to be generally increased in total groups when compared with ideal groups, the groups of total boys and total girls were combined and the correlation box was constructed according to the data of total boys and girls. 6) It was found that there was also a complex and-162- certain correlation pattern between soft and hard-tissues as had been shown to exist between dentoskeletal structures. In other words vertical and sagittal soft-tissue relations and soft-tissue morphology showed the same correlation pattern. 7) When the level of correlations between dentoalveolar structures and soft-tissues, and skeletal structures were evaluated, an increase in the level of correlation between these were found in total groups when compared with ideal groups. These data suggested that dento alveolar compansation never shows insufficiency unless any environmental effects are present. It is proposed that too much discreapancy between the relationships of the components of craniofacial complex cause malformation due to insufficient skeletal compansation, though dentoalveolar structures has compansated more when compared to the ones where discreapancy is less. 8) Graphical representation of the correlations between the components of craniofacial complex, i.e. soft and hard-tissue structures determined by the selected cephalometric parameters in the form of the correlation box were constructed. The calculated standard errors of estimate of each selected parameter by means of multiple regression-163- analysis were used for evaluating the variability of each parameter with respect to the other parameters and two templates were constructed according to some of the calculated standard errors of estimate. When the interactions between the components of craniofacial complex are evaluated by means of the correlation box and the templates, one can find out following informations: Whether the skeletal relationships vertically and sagittally are harmonious in each other; whether soft-tissue relationships sagittally are harmonious in each other; if there is departure in the relationships, which parameters deviate most from the others; to what extent dentoalveolar structures have compansated departures in the relationships; whether the relationships between soft-tissue, skeletal and dentoalveolar structures are harmonious when evaluated together; and as result where should the treatment preferably be applied and in which direction should it be guided in order to establish harmonious soft-tissue relationships. Moreover one can also consider which treatment procedures should be applied-Orthodontic treatment or Orthognatiç surgery, determine treatment goals and if these treatment goals are achieved, how soft-tissue relationships will improve, and-164- what will become of soft-tissue configuration. 9) Clinical validity and advantages of the established individualized standards, i.e. floating norms based on presently accepted cephalometric analyses and two dimensional representation of associations between the components of craniofacial complex which is likely multidimensional as a correlation box by means of regression method should be assessed.
Collections