T hücre yanıtında sulfasalazinin hücre fonksiyonu ve haberleşme sistemi üzerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
-62- hastalarda aktive olduğu bilinmemektedir. Göründüğü kadarı ile sulfasalazin birden fazla biyokimyasal yol üzerinde etkin olarak aktif bir fonksiyon göstermektedir. Inflamatuvar barsak hastalığı için gelecekteki farmakolojik ve terapotik stratejinin birden fazla biyokimyasal ve dolayısı ile de immünolojik fonksiyonu etkileyecek ilaçların geliştirilmesi üzerine odaklanması gerektiğine inanmaktayız. İleriye yönelik hedef olarak konunun bilimsel düzeyde detaylanmasına yardım edecek çalışmalar aynı deneysel protokolle IL-1, IL-6, IL-8, TNF a, MCP-1 gibi potent inflamatuvar ajanların ilaç varlığında oluşturdukları fizyolojik fonksiyondaki değişiklikler de gözden geçirilmeli ve sağlıklı şahıslardan alınan deney sonuçları hastalardan alınanlar ile karşılaştırılmalıdır. Yakın zamanda hem magazin hem de bilim dünyasında büyük yankılar yapan, tek başlarına kullanıldığında AİDS li hastaları viral ajandan tam temizleyemeyen proteaz inhibitorlerinin kokteyl şeklinde uygulanışı mucizeler oluşturmuştur. Geleceğin temel çalışmalarının, yeni tedavi ajanlarının bulunması ve geliştirilmesi yolunda lokalize olması aynı zamanda, elde bulunan tedavi yöntemlerinin bu yeni gündeme gelen kokteyl ilaçların araştırılması incelenmesi gibi geliştirilmesi yolunda da lokalize olması gerekmektedir. Klinik olarak immünosüpresyonun en çok arzulandığı transplante dokuya karşı konağın yanıtında transplante dokunun atılımı kompleks bir mekanizmadır. Immünosüpressif ilaçlar çok limite olmuş bir aktiviteye sahip oldukları için immün cevabın tüm komponentlerinin baskılanmasını en maksimal düzeylerde sağlayamazlar. Örneğin T hücre aktivasyon inhibitorlerinin antikorların varlığında hiper akut atılım vakalarında yararlı olamayacağı gibi, sitokin inhibitörleri sadece alloreaktiviteyi maskeleyerek graftın klinik rejeksiyonunu azaltıyor gibi görünecekleridir. İlaçların tedavide kullanılan dozlarda bile oluşturduğu yan etkileri ve toksik etkileri daha ayrı bir manzara oluşturmaktadır. Immünosüpresyon başlığından da elde edileceği üzere incelenen ilacın, geliştirilen tedavi yönteminin lenfositlere spesifisitesi artırılırken toksisitenin minimal düzeye getirilmesi gerekmektedir. Akılcı ve bilimsel yaklaşımlarla patojenik immün reaksiyonun devamında gelişen olayların klinik açıdan kontrol altına alınması, öncelikle kesin bir şekilde tüm aday ilaçların ve yeni tedavi yöntemlerinin intrasellüler aktivitelerinin detaylanması ile elde edilecektir.-63- 6. ÖZET Romatoid artrit, Crohn hastalığı ve ülseratif kolitin tedavisinde kullanılan ve tedavi edici etkisinin antiinflamatuvar ve immünosüpressif yeteneklerinden kaynaklandığı kabul edilen sulfasalazine moleküler etkisi detaylı olarak bilinmemektedir. T lenfositleri, bir antijene yanıtta aktive olarak hücre siklusunun S fazına girerler. Bu özelliğine dayanılarak, fitohemaglutinin (PHA), Konkanavalin-A (ConA), aCD3+PMA, Mikst lenfosit (MLR) uyaranlarının etkilerini ve protein kinazC (PKC) bağımlı T hücre büyüme ve çoğalma siklusunda, normal ve PKC'si tüketilmiş aksesuvar hücre bağımlı hücre kültür sistemlerinde, PKC inhibitörü H-7 kullanarak, PKC aktivasyonunun, Kalmodulin (CaM) blokörü W-7 kullanarak Ca++-CaM bağımlı aktiflenen sistemlerin, tirozin kinaz (PTK) inhibitörü olan Genistein (Gen) kullanarak tirozin fosforilasyonlarının ve sulfasalazine etkilerini inceledik. Sonuç olarak; 1. Antijenik/mitojenik uyaranın yokluğunda dorman fazdaki hücrelerin kültür ortamlarındaki viabiliteleri, ortamda bulunan sulfasalazine konsantrasyonu ve temas süresiyle orantılı olarak azalmaktadır. 2. Hücre proliferasyonu temelinde biyokimyasal haberleşme sistemi içerisinde PKC'nin önemliliği doğal olarak en çok aCD3+PMA bağımlı olmakta, azalış sırasına göre de ConA ve PHA yer almaktadır. 3. Hücre proliferasyonunda hücre içi haberleşme sistemi içerisindeki CaM'ın önemliliğinde büyükten küçüğe doğru ConA, PHA ve aCD3+PMA bağımlı uyarımlar yer almaktadır. 4. Proliferatif yanıt için tetiklenen sinyal şelalesi içerisinde PTK'ların önemliliğinde öncelikle aCD3+PMA uyarımı, daha sonra sırası ile ConA ve PHA uyarımları yer almaktadır. 5. PKC'si tüketilmiş hücrede, proliferasyonu, kullandığımız antijenik/mitojenik uyaranlar içerisinde en üst düzeyde tetikleyen PHA idi. Bu tür hücrelerde proliferasyon için birden fazla sinyal mekanizmasının uyarılması durumunda mitojenik uyaranlar daima antijenik uyaranlardan daha üstündür. -64- 6. T hücresine spesifik PHA uyarımına karşı oluşan proliferatif yanıt, çalışmamızda kullanılan en düşük dozlardaki sulfasalazin konsantrasyonlarında dahi duyarlı bir düzeyde inhibe olmaktadır. 7. PKC, PTK ve CaM sulfasalazine hücre içi hedefi değildir. Hücresel PKC, PTK ve CaM'ın inhibisyonu sulfasalazine inhibisyonuna additif etki göstermektedir. 8. IL-2r ekspresyonuna ilişkin çalışmamızda en yüksek değer PHA uyarımı ile alındı. Ortamda sulfasalazin bulunuşu bu ekspresyonu %85 oranında baskıladı.65- 7. SUMMARY The molecular effect of sulphasalazine, which is used in the treatment of rheumatoid arthritis, Crohn's Disease and ulcerative colitis and whose therapeutic effects is accepted to originate from its antiinflamatory and immunosuppressive abilities, is not known in detail. T lymphocytes enter in the S phase of the cell cycle by activation as a response to an antigene. Thus we examined the effect of protein kinase-C (PKC) activation, Ca++-Calmoduline (CaM)-dependent activated systems, tyrosine phosphorilation, and Sulphasalazine on the Phytohemagglutine (PHA), Concalavaline-A (ConA), aCD3+PMA, Mixed Lymphocyte (MLR), and PKC dependent T-Cells responses by using H-7 as the PKC inhibitor, W-7 as the CaM blocker, and genistein (Gen) as the thyrosine kinase inhibitor, in the accessory cell-dependent cell culture systems with and without PKC depleted T-Cells. As a result; 1. In the absence of antigenic/mitogenic stimuli, the viabilities of the dorman phase cells in the culture systems decrease in proportion with the concentration and contact duration of sulphasalazine in the medium. 2. Naturally, the impotance of PKC in the signalling system in the basis of cell proliferations depends mostly on aCD3-PMA, together with ConA and PHA in decreasing order. 3. The importance of CaM in the signalling system in the basis of cell proliferations depends on ConA, PHA on aCD3+PMA dependent stimuli in decreasing order. 4. In the importance of PTK in the signalling cascade triggered for proliferative response, primally aCD3+PMA stimulus, then ConA and PHA stimuli takes place. 5. Of the antigenic/mitogenic stimulators that we used, PHA triggered the proliferation of the PKC depleted cell at the highest level. For proliferation in these type of cells, when more than one signalling mechanism is stimulated, mitogenic stimulators are always superior to antigenic stimulators. 6. The proliferative response for T-Call specific PHA stimulus inhibites at a desired level even in lowest doses of sulfasalazine concentrations.
Collections