Türkiye ve Almanya`da 15 yaş grubunda verilen ağız sağlığı hizmetlerinin sonuçlarının karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
-113- ÖZET Çalışma, 10-15 yaş grubu Münih'li ve Ankara'lı öğrencilerin diş çürüğü ve periodantal hastalık yaygınlığı ve şiddeti, ortodontik ve koruyucu dişhekimliği tedavilerinin yaygınlığı ve sosyal durum, beslenme ve ağız hijyeni alışkanlıkları bakımından incelenmesini ve birbirleriyle karşılaştırmalarını içine almıştır. Öğrenciler her şehirde farklı sosyal seviyeleri temsil etmek üzere seçilen üçer, toplam altı okuldan seçilmiştir. Çürük şiddeti (ortalama DMF-T değeri ) bakımından Ankara'lı öğrenciler az bir farkla daha iyi durum gösterirken (Ankara: 2.7, Münih: 2.9). sağlıklı bir ağıza sahip öğrenci oranı (Ankara: % 16, Münih: %28) ile tedavi derecesi bakımından (Ankara: %17, Münih: %68) Münih'li öğrenciler daha iyi bir durum sergiyemişlerdir. Öğrencilerin ağız hijyeni oldukça kötü düzeydedir. Münih'li öğrenciler için ortalama API (%) değeri 69.6 (orta derecede ağız hijyeni), Ankara'lı öğrenciler için ise 72.8 (yetersiz ağız hijyeni) olarak tespit edilmiştir. Aralarında önemli istatistiksel bir fark yoktur. Oldukça yüksek API (%) ortalamalarına rağmen öğrencilerin büyük bir kısmı hafif derecede bir dişeti iltihabı göstermiştir (SBI değeri: Münih'de 12.3 ve Ankara'da 19.4).114- Buna karşılık gingivitis prevalans hızı oldukça yüksektir (Münih: %72, Ankara: %94). Sosyal çevrenin ve anne ve babanın eğitim derecesinin diş çürüğü ve periodontal hastalık şiddeti ve yaygınlığı üzerindeki etkisi oldukça önemlidir. Üst sosyal seviyeyi temsil eden okullarda diş çürüğü ve periodontal hastalık oranı ve şiddeti daha düşüktür. Münih'de yaklaşık 13 yıldır, 12 yaşına kadar olan okul ve yuva çocuklarını içine alan grup proflaksisi ile 7 yıldır tüm Almanya'da uygulamada olan ve başlangıçta 12-19 yaş grubunu içine alıp 1993 den beri de 6-19 yaşları arasındaki çocuk ve gençleri içine alan bireysel proflaksi hizmetlerinin etkisi şu noktada önemini göstermiştir: Münih'li öğrencilerdeki fissur- sealantlı diş sayısı, Horlama ve düzenli bir proflaksi tedavisi oranı daha fazladır. Ankara`lı öğrencilerin ise özellikle yaygın bir koruyucu ve tedavi edici dişhekimliği hizmetlerine ihtiyaçları vardır. -115- SUMMARY The purpose of the study was to examine clinically the prevalence and severity of tooth caries and periodontal disease and furthermore to establish the frequency of orthodontic and prophylactic dental care and the effect of social environment, nutrition, oral hygiene habits or the other prophylactic measures as flor and fissur-sealant therapy at the 10 to 15 years old age students from Ankara and Munich and to compare the results with each other. The students were selected from three different schools in each city, which represent high, middle or low social levels. The Ankara's students had less DMF teeth than the Munic's students, but the difference was not significant (The mean DMF-T value for Ankara's students was 2.7 and for Munich's students 2.9). In Munich's more caries free students (28 %) were established than in Ankara (16 %). The treated teeth ratio of the students from Munich (68 %) was more than the students from Ankara ( 1 7 %). A bad oral hygiene level was determined for all of the students. The mean API value was 69.6 at Munich's students, which expresses an intermediate oral hygiene level. A high mean API value (72 %) was also determined at Ankara's students, which expresses an insufficient oral hygiene level. But the statistical difference was not significant. In spite of high mean API values, the degree of gingival inflammation was generally low (The mean SBI value in Munich: 12.3 and in Ankara : 19.4). Nevertheless the prevalence of gingivitis was rather high (Munich: 72 %, Ankara : 94 %). The effect of social environment and education of the parents on the oral health is very important. We have established a lower prevalence and severity of tooth caries and periodontal disease at the schools, which had a higher social level than the others.-116- In Munich; for approximately 13 years has been put in a group prophylactic care in 3 to 12 years old children. In addition, an individual prophylactic care has been put in for 7 years, which initially had included 12 to 19 years of age children and adolescents but since 1993 it has included 6 to 19 years old age group. Consequently it has been concluded, that the students from Munich take more frequently a flor and fissur sealant therapy and also an individual prophylactic care than the students from Ankara. The students from Ankara need more preventive and curative dental services. The application of flor and fissur- sealant is mainly effective on the prevention of caries, whereas a good oral hygiene plays an important part in the prevention of periodontal diseases.
Collections