Ankara ve Adana illerinde aile planlaması hizmet veren 10 merkezde depo medroksi progesteron asetat uygulanan kadınların izlenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
68 VI. ÖZET Ülkemizde yaklaşık 30 yıldan beri sürdürülmekte olan aile planlaması programının kalite ve başarısını yükseltmek için kontraseptif yöntem çeşitliliğinin artırılmasına çalışılmaktadır. Pek çok ülkede başarılı bir yöntem seçeneği olarak uzun yıllardır uygulanan, uzun etkili hormonal kontraseptiflerden biri olan DMPA, Türkiye'de 1996 yılından beri pilot olarak uygulanmaktadır. Bu araştırma, Mart 1996-Ağustos 1997 tarihleri arasında Ankara ve Adana'da 10 aile planlaması merkezinde DMPA'yı seçen kadınların demografik özelliklerini, kullanıcıların bu yöntemi seçmesine etki eden faktörleri, kullanıcıların karşılaştıkları yan etki ve komplikasyonlarla, yöntemden memnuniyet durumlarını ve yöntem devamlılığını saptamak amacıyla yürütülmüştür. DMPA kullanmaya başlayan kadınların %58.8'i 30 yaşın altında, %32.4'ü ortaokul veya daha yüksek eğitimlidir. Ortalama gebelik sayısı 3, yaşayan çocuk sayısı 2'dir. Ortalama istemli düşük sayısı 1'dir. Kullanıcıların %62.2'si başka çocuk sahibi olmak istememektedir, %80'i başka bir aile planlaması yöntemi kullanırken DMPA'ya başlamıştır. Ancak bunların yarıya yakını geleneksel yöntemlerdir. DMPA'yı seçme nedenlerinin başında diğer yöntemleri kullanmanın zor olması gelmektedir. Yöntemin çok etkin olması ve yan etkilerinin az olduğunun düşünülmesi de DMPA'yı seçmelerinde etkili olmuştur. Kullanıcıların %73.5'i yönteme interval dönemde başlamışlardır. Yöntemden şikayeti olmayanlar programsız izlemelerde %9.5 iken ilk programlı izlemelerde %54.8'dir. İlerleyen izlemelerde şikayeti olmayanların oranı da artış göstermektedir. Kanama düzensizlikleri en önemli şikayet nedenleridir. Programsız izlemelerde kullanıcıların %82'si kanama düzensizliğinden şikayet ederken, ikinci enjeksiyonu yaptıranlarda bu oran %31. 1'dir. Enjeksiyon sayısı arttıkça kanama düzensizliği şikayetlerinde azalma olmaktadır. Kullanıcıların çoğunda adet düzeni değişiklikleri görülmüştür. Programsız izlemelerde adet düzeninin değişmediğini söyleyenler sadece %7.2 iken birinci programlı izlemede % 26. 1'dir Yöntemi 6 ay ve bir yıl kullananların vücut69 ağırlığı, sistolik ve diastolik kan basınçlarında başlangıç düzeyine göre istatistiksel olarak önemli bir fark görülmemiştir. Araştırmanın boyunca izlenen kullanıcıların %57.1'inin 2. enjeksiyona devam ettiği, %23.6'sının dört enjeksiyon yaptırarak bir yıl boyunca DMPA ile korunduğu anlaşılmıştır. Yöntem bırakma formu doldurulan kadınların %76.8'i adet düzeniyle ilgili değişiklikler nedeniyle yöntemi bıraktıklarını bildirmişlerdir. Sağlık kaygısı duyma (%7.5) ve baş ağrısı (%4.5) diğer önemli bırakma nedenleridir. Yöntem bırakanların %58.1'i başka çocuk sahibi olmak istemezken, %30.2'si hiç bir yeni yöntem almamıştır. Sonuç olarak çok etkili bir aile planlaması yöntemi olduğu bildirilen DMPA için yöntem devamsızlığının yüksek olduğu, kullanıcıların daha iyi izlenmesinin ve danışmanlık hizmeti verilmesinin gerektiği anlaşılmaktadır. 70 VII. SUMMARY Expanding the method mix has been regarded as an effective strategy in the improvement of quality and achievements of the family planning programme, which has been carried on in our country for approximately 30 years. As a long- acting hormonal contraceptive, DMPA has been implemented in many countries for years and has been introduced in Turkey as a pilot implementation in 1996. This study has been conducted in 10 family planning centers in Ankara and Adana; to define the demographic characteristics of DMPA users, factors affecting method choice, side effects, complications and satisfaction between March 1996 and August 1997. 58% of DMPA users were under 30 and 32.8% had finished secondary school or higher. Mean number of pregnancies were 3 while mean number of living children were 2. Mean number of induced abortions were 1. 61.3% of DMPA users did not want any other children. 80% of them switched DMPA from another method, approximately half of which were traditional methods. The main reason for choosing DMPA was the difficulties in using other methods. The effectiveness of the method and the expectation of less side effects also led the users to choose DMPA. 66% of the users started DMPA in the interval period. While the percentage of users having no complaint about the method was 9.5% in nonprogrammed visits, it was 61.2% in programmed ones. This percentage gradually increased with the number of programmed visits. The most important complaint was irregular bleeding. In nonprogrammed visits, 82% of the users complained of irregular bleeding while this percentage dropped to 31.1% in programmed visits. The frequency of irregular bleeding gradually decreased with the number of programmed visits.71 Most of the users had experienced irregular bleeding. The percentage of users who did not report irregular bleeding was only 7.2% in nonprogrammed visits, however, it increased to 28.4% in programmed visits. When weight gain, systolic and diastolic blood pressures were analysed, no significant difference could be found between women who used DMPA for 6 months and for one year. DMPA users has been followed for 5 injection periods. 57.1% of the users came for the second injection and 23.6% received four injections, thus avoided pregnancy for one year. Among women for whom a quitting form was filled, 76.8% stated that they quitted DMPA because of changes in menstruel cycle. Other main reasons were concerns about health (7.5%) and headache (4.5%). 58.1% of the quitters did not want any other child while 30.2% did not switch to another method. Consequently, the expansion of DMPA as a highly effective method is likely to contribute the improvement of family planning programme. However, high discontinuation rates suggest the importance of better counselling.
Collections