Klas III furkasyon defektlerinde konvansiyonel tedavi yöntemlerinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
82 ÖZET Posterior dişlerde alveolar kemik kaybına bağlı olarak furkasyon bölgesinin açığa çıkması, sıkça karşılaşılan bir durumdur. Yanm yüzyıl once bu konuda yeterli bilgi olmadığından furka bölgesi ekspoze olan dişlerde tedavi seçeneğinin çekim olduğu bildirilmiştir. Yapılan epidemiyolojik ve klinik inceleme sonuçlarından, diş kayıpları ve çekimlerinde ilk sırayı, çok köklü dişlerin aldığı ve en erken protetik çalışmaların da bu dişlerin kaybı nedeniyle oluşan bölgelerde yapıldığı bilinmektedir. Son yıllarda koruyucu diş hekimliğinin giderek ağırlık kazanması, furkasyon bölgeleri ile patolojik cebe ait bilgilerdeki gelişme; çok köklü dişlerin ağız ve insan sağlığındaki yeri düşünülerek güç ve de çok emek gerektirse de bu grup dişlerin korunma ve tedavilerine özeni arttırmıştır. Biz de çiğneme ve sindirim fonksiyonunda temel görevi olan çok köklü dişlerin erken kay ı plan yerine, korunmaları gerekliliğinden hareketle, 1980'li yıllarda sıkça uygulanmaya başlanan, günümüzde ise ticari yönü ağır basan greft materyalleri yoğunluğu içerisinde adeta unutulan, iki konvansiyonel tedavi metodunu, bilimsel çalışma disiplini içerisinde güncelleştirmeyi düşündük.-83- Bu düşünceden hareketle; yetişkin periodontitisli hastalan n mandibular 6 ve/veya 7 nolu molar dişlerinde simetrik Was III furkasyon defektlerinde tünel operasyonu (furkasyon girişinin arttınlması) ile biküspidizasyon (furkasyonun eliminasyonu) olarak adlandınlan konvansiyonel tedavi şekillerinin gerek kendi başlarına gerekse karşılaştırmalı olarak bu perspektif içinde değerlendirilmesini amaçladık. Yaptığımız klinik çalışmada; araştırmamızın materyalini, klinik ve standardize radyografik değerlendirmeleri sonucunda mandibular molarlarında simetrik olarak en az iki tane Klas III furkasyon defetti bulunan erişkin periodontitisli 9 hastanın 22 mandibular 6 ve /veya 7 numaralı dişi oluşturmuştur. Rasgele seçimle simetrik 22 Klas III furkasyon defektinden 11*1 biküspidizasyon, diğer 11 'I ise tünel operasyonunu içerecek şekilde iki ayrı grup oluşturuldu. Deney süresince hastaların tüm dişlerine ait çalışma başlangıcı ve 12. ay olmak üzere cep derinliği, gingival indeks (Silness&Löe), plak indeks (Quigley-Hein) ölçümleri elde edildi. Ayrıca deney süresince ilgili dişlerden; çalışma başlangıcı, operasyon sonrası 6. ay ve operasyon sonrası 12. ay olmak üzere cep derinliği, gingival indeks (Silness&Löe), plak indeks (Quigley-Hein) ve Diş Mobilitesi ölçümleri elde edildi. Ayrıca ilgili dişlerin standardize radyografileri de, çalışma başlangıcı, operasyon sonası 6. ay ve operasyon sonrası 12. aylarda yinelendi. Tüm ağıza ait cep derinliği, plak indeks ve gingival indeks ölçümlerinde hem alt hem de üst çenede 12. ay sonunda, başlangıca gore istatistiksel olarak anlamlı bir azalma gözlendi (p<0.01). Biküspidizasyon ile tünel operasyonunun karşılaştırıldığı 6. ay değerlendirmelerinde tünel operasyonu grubunda cep derinliği ölçümlerinde-84- biküspidizasyon grubuna gore istatistiksel olarak anlamlı bir artış tespit edilirken (pO.OOİ), gingival indeks, plak indeks, mobilite ve radyografik furkasyon alanı açısından her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu (p>0.05). Hem biküspidizasyon hem de tünel operayonu grubunda 12. ayda cep derinliği, gingival indeks, plak indeks, Mobilite ve Radyografik Furkasyon Alanı açısından her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadı (p>0.05). 85 SUMMARY The involvement of furcation region related to the alveolar bone loss is seen frequently in clinical practice. The extraction of teeth with furcation involvement had been considered as the only treatment choice during several decades. According to the epidemiological and clinical studies multi-rooted teeth was lost earliest and the restorative applications were done to these posterior regions where multi rooted teeth were extracted. Recently the extended knowledge in furcation pathology and periodontal pocket, the enhanced importance of preventive dentistry and the role of multi-rooted teeth in maintaining the oral and systemical health lead the clinicians to give importance in the treatment and preservation of these teeth although the treatment requires experience and skill instead of early loss of multi-rooted teeth which have fundamental role in mastication and digestion function, the need of preserving these teeth in dentition lead us to update the two conventional treatment methods in the era of regeneration therapy which involves the use of graft materials since 1980. For this aim, the mandibular first and/or second molar teeth which have symmetrical Class III furcation defects of patients diagnosed with adult periodontitis were treated with either tunnel operation (the enhancement of furcation entrance) or bicuspidisation (the elimination of the furcation) and these conventional therapy methods were evaluated separetly and compared each other. The material of the present clinical study was comprised of 22 mandibular first molar and/or second molar teeth of nine patients who had at least two symmetrical Class III furcation defects diagnosed according to the standardized radiographical and clinicalexaminations. 11 out of 22 Class III furcation defects were randomly treated with bicuspidisation and 11 of them were treated with tunnel operation. By that way two groups were formed. The pocket depth, gingival index, plaque index measurements from whole mouth were performed at baseline, and postoperative 12 months. Besides this, pocket depth, gingival index, plaque index and the mobility records were obtained from the treated teeth at baseline, postoperative 6th months. The standardised radiographs were taken at baseline, postoperative 6th month and 12th months. The mean of pocket depth, plaque index and gingival indices of both maxillary and mandibular teeth obtained from whole mouth were decreased at 12th months postoperatively compared to baseline measurements. While the pocket depth of the patients treated with tunnel operation was found to be increased at postoperative 6th months compared with the patients treated with bicuspidisation. There were not any statistical significant differences in Gl, PI, mobility and furcation area between these two groups. At postoperative 12 months in both groups, there were not any statistical significant differences in PD, Gl, PI, mobility and furcation area.
Collections