Ağız içi skuamöz hücreli karsinomlarda doğal katil hücre ve tümör nekroz faktör alfa ekspresyonuna bakılarak konak immünitesinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
64 ÖZET DK hücreler virüsle enfekte hücrelere ve tümör hücrelerine karşı erken, spontan sitotoksik etki gösterme yeteneğine sahip immün sistem hücreleridir. Hedef hücrelere karşı geliştirdikleri sitotoksik aktiviteleri, sitotoksik T lenfositlerin tersine, MHC class I antijenleri ile sınırlandırılmamıştır. DK hücreler antitümöral immünitede rol oynayan sitokinlerin salgılanmasında da görev yaparlar ki, bu sitokinler otokrin etki yoluyla DK hücre aktivitesini yönlendirebilmektedir. DK hücreler tarafından da üretilen TNFa, bilinen farklı biyolojik etkilerine rağmen, genel olarak bazı tümör hücre dizilerine karşı sitotoksik etki gösterir. Bu çalışmada lökositik infiltrasyonun iyi prognostik belirteç olduğu düşünülen ağız içi skuamöz hücreli karsinomlarda, intratümöral DK hücre varlığı ve TNFa ekspresyonuna bakılarak konağın lokal immün cevabı ile tümörün biyolojik davranışı arasındaki ilişkiye yeni bir yorum getirilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, 46 adet oral skuamöz hücreli karsinom vakasına ait parafine gömülü biyopsi örneklerinden alınan kesitler, DK hücre belirleyicisi olarak seçilen CD57 monoklonal antikoru ve TNFa monokonal antikoru kullanılarak immünhistokimyasal yöntemle boyanmıştır. İnvaziv alan derecelendirme skorlarına göre histolojik olarak 2 gruba ayrılan vakalarda, CD57 ve TNFa ekspresyon düzeyleri mikroskobik olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca TNM evre bilgilerine ulaşılan 15 adet vakanın klinik evre değerleri CD57 ve TNFa ekspresyon düzeyleri ile ilişkilendirilmiştir.65 İnvazyon derecesi yüksek olan kötü prognostik grupta değerlendirilen vakalarda CD57 ekspresyonunun, invaziv potansiyeli düşük olan iyi prognostik gruptaki vakalara göre istatistiksel olarak daha az olduğu; öte yandan, TNFa ekspresyonundaki artışın tümörün invaziv potansiyelindeki artışa istatistiksel olarak paralellik gösterdiği saptanmıştır. Bu bulgulara dayanılarak; tümör hücrelerinde invaziv potansiyelin arttığı grupta DK hücre sayısının azalmış olmasına, artmış TNFa varlığının neden olabileceği yorumu yapılmıştır. Yanısıra, daha az DK hücre varlığıyla temsil olan tümöre karşı başarısız immün cevabın, invaziv fenotipe ilerleyen tümör hücrelerinin olası MHC antijen alterasyonları ile DK hücre gözetiminden kaçmalarına bağlı olabileceği düşünülmüştür. Yine bu grupta bağ doku yıkımından sorumlu olduğu bilinen TNFa'nın daha yoğun eksprese olması TNFa'nın tümör hücrelerinde invazyonu desteklediğini düşündürmüştür. 66 SUMMARY NK cells are immune system cells that are able to show early and spontaneous cytotoxic reaction againts virally infected cells and tumor cells. On contrary to cytotoxic T lymphocytes, cytotoxic activities of NK cells which are developed against target cells, are not restricted by MHC class I antigens. NK cells have responsibility in cytokine secretion that have role in antitumor immunity. These cytokines able to regulate NK cell activity by the otokrine effect. In addition to its well known different biological effects, TNFa, also produced by NK cells, generally shows a cytotoxic effect on some tumor cell lines. This research aims to give a new insight to the relation between host local immune response and the biological behaviour of the tumor by evaluating of intratumoral NK cell existence and TNFa expression in oral squamous cell carcinomas which are thought to be a good prognostic indicator of luecocytic infiltration. For this purpose, the immunohistochemical method were applied to the sections, taken from formalin-fixed and paraffin embedded biopsy specimens of 46 cases of oral squamous cell carcinoma, slides were stained by CD57, selected as NK cell indicator, and TNFa monoclonal antibodies immunohistochemically. Levels of CD57 and TNFa expressions were microscopically evaluated in 2 histologic groups, categorized in accordance with their grading scores of invasive margins. Furthermore, the clinical stage of 15 cases were correlated with CD57 and TNFa expression levels.67 This research has shown that the number of CD57 + cells was statistically lower in cases graded as worse prognostic group as compared to the cases in good prognostic group. On contrary, expression level of TNFa was statistically higher in worse prognostic group. The results of the study suggested that increased TNFa might have direct role on the decrease in NK cells in the group that have shown high invasive potential. We also concluded that TNFa, as known to cause connective tissue destruction, has supported the invasion of the tumor cells in the worse prognostic group. In addition, it was suggested that insufficient cytotoxic response against the tumor which is presented by low number CD57 + cells, might depend on possible MHC antigen alterations of tumor cells proceed to invasive phenotype, which results with the escape of tumor cells from NK cells immunosurveillance.
Collections