Weinstein`ın gürültü hassasiyet ölçeği`nin Türkçe uyarlaması`nın ardından bu ölçekle belirlenen gürültüye hassasiyeti olan ve olmayan bireylerin odyolojik değerlendirme sonuçlarının karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Gürültü, insan sağlığı açısından son derece önemli bir dış faktör olup gürültünün insan vücuduna etksinde gürültüye hassasiyet olarak isimlendirilen içsel bir değişkenin de önemli olduğu bildirilmiştir. Bu çalışmada gürültü hassasiyetini değerlendirmek üzere geliştirilen Weinstein Gürültü Hassasiyet Ölçeği (WGHÖ)'nin Türkçeye adaptasyonu ve bu olguların işitme kaybı ve hayat kalitesi yönünden farklı olup olmadığının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda önce 210 denek üzerinde ölçek Türkçeleştirilmiş ve ortalama değer 89,41 +/- 17,38 olarak bulunmuştur. 210 denek alt ve üst 1/3 hassas ve hassas olmayan grup olarak ayırdığımızda ise hassas olmayan grubun ortalaması 68,57+/- 12,35 ve hassas grubun ortalaması 107,03 +/-7,31 olarak saptanmıştır. Alt grubun kesim değeri 84 üst grubun ise 97 olarak bulunmuştur. Daha sonra 126 denek üzerinde işitme seviyeleriyle gürültü hassasiyeti arasındaki ilişki incelendiğinde kayda değer bir fark bulunmamış ve ayrıca Transient evoked otoakustik emisyon (TEOAE) değerlerinin de gürültüye hassas olan ve olmayanlarda farksız olduğu saptanmıştır ancak KF36 kullanılarak yapılan yaşam kalitesi değerlendirmesi, özellikle mental sağlık bileşenlerinde gürültüye hassasiyeti olanlarınkine bariz bir fark ortaya koymuştur. Bu çalışma bize, WGHÖ'nün başarıyla Türkçe adaptasyonunu sağlamanın ötesinde gürültüye hassas bireylerin odyolojik yönden farklı olmasalar da literatürde de vurgulandığı şekilde özellikle mental sağlık yönünden riskte olduklarını göstermektedir. Noise is very important external factor for human health and further an internal factor, called sensitivity to noise has been reported to be important on account of the effects of noise on human body. In this research, it is aimed to adapt Weinstein Noise Sensitivity Scale (WNSS) which has been developed to evaluate the noise sensitivity into Turkish, and analyze the hearing loss and quality of life in those subjects. Initially, by using a sample of 210 subjects, the scale has been translated and adapted into Turkish and it has been recorded that the average value is 89,41+/-17,38. When 210 test subjects have been divided into lower and upper 1/3 sensitive and non-sensitive groups, it has been found that the average of non-sensitive group is 68,57+/-12,35 and that the average of sensitive group is 107,03+/-7,31. Lower cut-off value and upper cut-off values were detected as 84 and 97, respectively. Afterwards, 126 test subjects have been examined for the relationship of noise sensitivity with hearing levels and found no significant value. Moreover, Transient evoked otoacoustic emission (TEOAE) tests presented no difference between noise sensitive and non-sensitive subjects. However, the evaluation of quality of life by using SF36 indicates that noise sensitive subjects showed a remarkable difference in terms of their mental health components. This research is far beyond the successful translation of WNSS into Turkish, it also reveals that although noise sensitive subjects disclosed similar audiological characteristics, they appear to be at risk especially with regard to mental health, which has already been explained in literature.
Collections