Posterior dişsiz maksillada farklı implant tedavi seçeneklerinin sonlu eleman analizi ile incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Güncel diş hekimliğinde KDİ-lar çok başarıli bir şekilde dental implantolojide kullanılmaktadır.Tarafımızdan yapılmış olan bu çalışmada aktive edilmemiş ve edilmiş kısa implantlar ileri cerrahi tedavilere alternativ bir tedavi olarak sunulmuşdur.Farklı tür tedavi seçeneklerinin klinik olarak kısa sürede yapılması imkansız olsada SESA yöntemi bu avantajı sağlayarak insiliko ortamda maksillanın fiziksel özelliklerini kullanarak farkli tür modellerin yapılmasının mümkün etmişdir. Çalışmamızda aşağıdaki Modeller oluşdurulmuşdur : 1) Model 1 kontrol grubu, 2) Model 2 Aktive edilmemiş kısa implant grubu, 3) Model 3 Aktive kısa implant grubu, 4) Model 4 STYO işlemim uygulanmış grup, 5) Model 5 açılı implant grubu. SESA yöntemi ile matematiksel modeller oluşduruldukdan sonra iki implant üzerine (P1-M1) yapılmış olan üç üyeli porselen köprü üzerine vertikal,horizontal ve oblik yönlerde küvvet uygulanması gerçekleşdirilmişdir. Çalışmamızda Model 4 olarak incelenen, açık STYO uygulanan grup hem kemik hem implant materyali üzerinde oluşturduğu stres değerleri göz önünde tutulduğunda çalışmamızda kontrol grubu olan Model 1'e yakın ve benzer sonuçlar ortaya çıktığı açık bir şekilde izlenmiş olup bu sonuçların ışığında diğer gruplardan daha başarılı olduğu düşünülmektedir. Çalışmamızda stres değerleri en düşük olan bu grup en kabul edilebilir tedavi seçeneği olarak belirlenmiştir. Model 5'te ikinci premolar bölgesinden birinci molar bölgesine 30 derece açı ile uygulanan implantlara farklı yönlerde kuvvet uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Model 5'te elde edilen bu sonuçlar Model 1'e yani kontrol grubuna yakın ve kabul edilebilir sonuçlar izlenmiştir. Bu grupta elde ettiğimiz sonuçlar Model 2 ve Model 3'e göre daha başarılı uygulamalardan biri olduğu izlenimini ortaya koymuştur. Model 5'in kontrol grubu Model 1 ve STYO uygulanan Model 4'e yakın sonuçlara sahip olduğu ve kabul edilebilir tedavi yöntemlerinden birisi olduğu izlenmiştir. Kısa implant grubu, ister aktive edilmemiş kısa implant grubu olan Model 2 ister aktive edilmiş kısa implant grubu olan Model 3'te vertikal, horizontal ve oblik yüklemelere en yüksek ve en yoğun stres tablosu izlenmektedi. Model 3'de aktive edilen implantların aktive olan uç kısımlarının aynı yaprak yaylarda olduğu gibi potansiyel enerji depoladıkları amaçlı kullanılan aynı bu yaylar gibi davranarak üzerine isabet eden kuvvetin yönüne göre enerjinin sönümlenmesi şeklinde de etki edebilecekleri bilinmektedir. Bu sonuçlar ışığında; olguların elverdiği oranda çiğneme küvvetlerinin daha düzenli dağılması ve stres miktarının azaltılması maksadıyla kısa implant sayısını artırarak ve implantların implant üstü protezlerle birbirlerine bağlanmasıyla veya bu durumun elvermediği vakalarda açılı implantların kullanılmasının daha uygun olacağı izlenimi edinilmiştir In contemporary dental practice short implants have been used very successfully in dental implantology. In present study we used non- activated and activated short implants as an alternative treatment for advanced surgical treatment methods. İt is impossible to perform different kinds of treatment options in a short time clinically therefore SESA method has this advantage and it is possible to make different kinds of models by using the physical properties of maxilla in an as insiliko model. The following Models have been created in our study: 1) Model 1 control group, 2) Model 2 The unactivated short implant group, 3) Model 3 Activated short implant group, 4) Model 4 SFA applied group, 5) Model 5 angled implant group. Following the creation of mathematical modellation by SESA method, vertical, horizontal and oblique direction force were rehabilateted with porcelain crown and bridge work on two implants (P1-M1). When we considered the stress values on both bone and implant material, which were examined as Model 4 in SFA group, it was clearly observed that similar results were observed in the control group, Model 1, and these results are thought to be more successful in the light of these results. In Model 5, implants applied at 30 degrees to the first molar region from the second premolar region were subjected to different directions of force application. These results obtained in Model 5 were close to Model 1, ie the control group, and acceptable results were observed. The results we have achieved in this group have shown that it is one of the more successful implementations than Model 2 and Model 3. Model 2 (Non activated) and Model 3 (activated ) had the highest and most intense stress table in vertical, horizontal and oblique loads. Expansed apical part of implant in Model 3 acts as the same as leaf shaped springs used to store potential energy, and can also act as damping of energy relative to the direction of the corresponding force As a result the impression was that it would be more appropriate to increase the number of short implants and to connect the implants to each other with implant-supported prostheses or to use angled implants in cases where this is not the case, in order to distribute more regularly the chewing force
Collections