Konik ışınlı bilgisayarlı tomografinin klinik kullanımının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Diş hekimliği pratiğinde geniş bir kullanım alanı olan Konik Işınlı Bilgisayarlı Tomografi (KIBT), panoramik radyografiden sonra maksillofasiyal görüntülemede en önemli teknolojik ilerlemedir. KIBT tanı için mümkün olan en düşük dozda yeterli görüntü kalitesi sağlamalıdır. Bu amaçla kV ve mA ayarı, pozlama süresi, FOV sınırlandırılması gibi görüntüleme protokolleri uygulayıcılar tarafından bilinmelidir. KIBT'nin geliştirildiği 1990'lı yıllardan günümüze, KIBT'nin kullanımı ile ilgili çeşitli rehberler hazırlanmıştır. Bu rehberler genel olarak KIBT endikasyonları, görüntüleme protokolleri ve yasal sorumluluklar konularını içermektedir. Bu retrospektif çalışmada Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı'nda 2015 ve 2016 yıllarında KIBT görüntülemesi yapılan 4090 hastanın KIBT görüntüleri ve istem formları incelenerek, hastaların yaşı, cinsiyeti, KIBT endikasyonları, görüntüleme için seçilen FOV ve görüntülenen anatomik bölgelerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamızda KIBT görüntülemesinin en çok sırasıyla implant planlaması, mandibular 3. molar dişlerin değerlendirilmesi ve lezyonların değerlendirilmesi amacıyla yapıldığı tespit edildi. KIBT görüntülemenin en çok sırasıyla 20-29, 50-59 ve 30-39 yaş gruplarında gerçekleştirildiği tespit edildi. Hastaların yaş ortalaması 37,9 ± 17,1 yaş olarak bulundu. Çalışmada en sık mandibula posteriorda (%41,45) tarama yapıldığı ve 20 cm FOV çapının (%58,5) kullanıldığı belirlendi. Çalışmada Phi korelasyon katsayısına göre; tarama bölgesi ve yaş arasında yaklaşık 0.46'lık, tarama bölgesi ve FOV çapı arasında 0.53'lük orta derecede ilişki bulundu. Pre-operatif implant planlaması ve lezyonların değerlendirilmesi endikasyonlarında tüm FOV çapı grupları arasında anlamlı faklılıklar gözlenmekle beraber, FOV çapı arttıkça endikasyon görülme sıklığının arttığı tespit edildi. Çalışmada FOV çapı ve yaş arasında pozitif yönlü zayıf bir ilişki bulundu. Çalışmada büyük çapta FOV kulanımının benzer çalışmalardan daha sık olması dikkat çekti. FOV'un daraltılması ile görüntüdeki artefakt miktarı azalır ve görüntü kalitesi artar bu nedenle bireye ve endikasyona uygun görüntüleme protokolünün seçilmesi diagnostik açıdan önemlidir. Rutin görüntüleme protokolünün uygulanması yerine hastaya uygun görüntüleme protokolünün seçimi, uygulayıcı ve hastanın maruz kalacağı iyonizan radyasyon riskini azaltır. Cone Beam Computed Tomography (CBCT), which is widely used in dentistry practice, is the most important technological progress in maxillofacial imaging after panoramic radiography. CBCT should provide adequate image quality at the lowest possible dose for diagnosis. For this purpose, the imaging protocol such as kV and mA setting, exposure time, and limitation of the FOV field should be known to the practitioners. Since the 1990s, when the CBCT was developed, various guidelines have been prepared on the use of the CBCT. These guidelines generally include CBCT indications, imaging protocols and legal responsibilities. In this retrospective study, CBCT images and request forms of the 4090 patients who underwent CBCT imaging in 2015 and 2016 at Gazi University Faculty of Dentistry Department of Oral and Maxillofacial Radiology were examined. The aim of this study was to evaluate the age and gender of patients, CBCT indications, FOV and region of interest. The data obtained were examined and it was determined that CBCT imaging was performed mostly for preoperative implant planning (%30,98), examining mandible third molars and the lesions respectively. CBCT imaging was performed mostly at age groups of 20-29, 50-59 and 30-39.The avarage age was found to be 37,9 ±17,1 years. It was determined that most of the scans were performed on the mandibular posterior (%41,4) and the maximum diameter of 20 cm FOV (%58,5) was used. In this study, according to the Phi correlation coefficient, a moderate correlation of 0.46 was found between the region of interest and age. That ratio was found to be 0.53 between FOV diameter and the region of interest. Although there were significant differences between all FOV diameters in indications for pre-operative implant planning and evaluation of lesions, it was determined that the frequency of indication increased with increasing FOV diameter. A weak positive relationship was found between FOV diameter and age. It drew attention that the use of large FOVs is more frequent than similar studies. Reducing the FOV diameter decreases the amount of artifact in the image and increases the image quality. Therefore, choosing the imaging protocol specific to the individual and the indication is important. The choice of the appropriate imaging protocol specific to the patient rather than the routine imaging protocol is very important as it may reduce the risk of ionizing radiation to the practitioners and patients.
Collections