Dudak/ damak yarıklı hastalarda ve annelerinde meydana gelen psikososyal ve davranışsal değişimlerin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Dudak ve/ veya damak yarıklı (DDY) bireyler beslenme güçlükleri, gelişimsel gecikmeler, anormal konuşma, dentofasiyal ve ortodontik anomaliler, işitme kayıpları ve psikososyal bozukluklar gibi pek çok problemle karşılaşmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, DDY' na sahip bireyler ve annelerinde meydana gelen negatif duygulanım durumlarını, anketlerle değerlendirmektir. Bu çalışma, 6-18 yaş arası DDY' na sahip olan 69 birey (32 kız, 37 erkek) ve bu bireylerin annelerinin katılımını içermektedir. DDY' lı bireyler çocuk grubu (6-12 yıl) ve ergen grubu (13-18 yıl) olmak üzere 2 gruba ayrıldı. Veri toplama aracı olarak, DDY' lı bireylere; Yaşam Kalitesi Ölçeği (Kid-KINDL), Coopersmith Özsaygı Ölçeği, Çocuklar İçin Depresyon Ölçeği uygulandı. Bu bireylerin annelerine ise; SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği, Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, Beck Depresyon Ölçeği uygulandı. İstatistiksel değerlendirme SPSS 21 paket programı, tanımlayıcı analizler, Ki-Kare analizi, Mann-Whitney U testi ile yapıldı. DDY' lı bireylere uygulanan Coopersmith Özsaygı ölçeğinin puanlarına göre, 50 puanın altında ölçek puanlarına sahip olan DDY' lı çocuk ve ergen gruplarında, benlik saygısı düzeyinin düşük olduğu tespit edildi. DDY' lı bireyler karşılaştırıldığında ise ergen grubunun özsaygı düzeyinin çocuk grubuna kıyasla anlamlı derecede daha düşük olduğu görülmektedir. DDY' lı bireylerin annelerine uygulanan Beck Depresyon Ölçeğinin sonuçlarına göre ise, çocuk annelerinde en fazla orta düzeyde depresyon, ergen annelerinde ise hafif düzeydeki depresyon oranlarının daha fazla olduğu tespit edildi. Çocuk annelerinde ergen annelerine kıyasla Beck Depresyon Ölçeği puanlarının daha yüksek olduğu görülmektedir. DDY' lı çocuk ve ergenlerde deformitelerinden ötürü psikososyal ve davranışlar problemler meydana gelebilmektedir. DDY' lı bireylerin deformiteleri ve fonksiyonlarına yönelik tedavilerinin yanı sıra bu bireylerin psikososyal durumlarının iyileştirilmesi için psikolojik destek gerekmektedir. Bu bireylerin bakımını üstlenen anneleri, çocuklarının durumu ve bakımı hakkında multidisipliner ekip tarafından her yönüyle uygun ve iyi bir şekilde bilgilendirilmelidir. Annelerde stres ve depresyon düzeylerini azaltmak için uygun psikososyal destek verilmelidir. Individuals with cleft lip and / or palate (CLP) have many problems such as nutrition difficulties, developmental delays, abnormal speech, dentofacial and orthodontic anomalies, hearing loss and psychosocial disorders. The aim of this study is to evaluate the negative emotional conditions that occur in individuals with the lip and palate and their mothers. This study included 69 individuals (32 females, 37 males) aged between 6 and 18 years who had CLP. CLP individuals divided into two groups as child group (6-12 years) and adolescent group (13-18 years). As a means of data collection; The Quality of Life Scale (Kid-KINDL), Coopersmith Self-Esteem Scale, and Children's Depression Scale were administered; SF-36 Quality of Life Scale, Rosenberg Self-Esteem Scale, Beck Depression Scale were applied to mothers of these individuals. Statistical analysis was performed using SPSS 21 package program, descriptive analysis, Chi-square analysis and Mann-Whitney U test. According to the Coopersmith Self-Esteem scale applied to CLP individuals, in children and adolescents with CLP scores less than 50 points, self-esteem level was found to be low. When compared with cleft palate individuals, the self-esteem level of the adolescent group was significantly lower than the children group. Higher and mild levels of depression and mild depression was detected in adolescent mothers. Beck Depression Scale scores were higher at children's mothers compared to at adolescents' mothers. Psychosocial and behavioral problems can occur due to deformities at children and adolescents with CLP. In addition to the treatment of deformities and functions of the CLP individuals, psychological support is needed to improve the psychosocial status of these individuals. Mothers responsible for the care of these individuals should be well informed about all aspects on the condition and care of their children by the multidisciplinary team. Appropriate psychosocial support should be given to reduce stress and depression levels in mothers.
Collections