Ankaralıların çalgı ile seslendirilen bir müzik dağarının tampere ve nan tampere iki ayrı ses düzenine göre seslendirilmesine ilişkin görüşleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ANKARALILARIN, ÇALGI İLE SESLENDİRİLEN BİR MÜZİK DAĞARININ, TAMPERE ve NON TAMPERE İKİ AYRI SES DÜZENİNE GÖRE SESLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ ( Yüksek Lisans Tezi) Salih AYDOGAN GAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ Aralık-1994 ÖZET Bu araştırmada, geleneksel ve çağdaş Türk müziklerinde kullanılmakta olan ses düzenlerine ilişkin bir çalışma yapılmıştır. Araştırmada, geleneksel Türk Sanat Müziğinde Hüseyni, Türk Halk Müziğinde Kerem olarak adlandırılan dizide oluşturulan dağardan dört yapıt seçilmiştir. Halk müziğine ait yapıtlar sabit perdeli bir çalgı olması bakımından bağlama ile sanat müziğinden seçilen yapıtlar ise sabit sesli bir çalgı olması bakımından kanun ile stüdyo ortamında kayıt edilmiştir. Ancak kayıt sırasında her yapıt, çalgıların doğal yapılarından hareketle tampere ve non tampere (ya da tersi) olarak ikişer kez seslendirilmiştir. Bu dağarcık, müzikçilerden ve müzikçi olmayanlardan oluşan örneklem kümesine dinletilip bir anket uygulanmıştır. Toplanan verilerden elde edilen bulgulara ve bu bulguların yorumlanmasıyla varılan sonuca göre, müzikçilerinoldukça büyük bir çoğunluğunun yapıtların orjinal ses düzenlerinde seslendirilip seslendirilmediklerini farkettikleri, müzikçi olmayanların büyük bölümünün ise farkedemedikleri görülmüştür. Buna göre, Türk müziğinde ses düzenine ilişkin yapılan ayrım, tartışma ve tercihlerin daha çok müzikçilerin kendi aralarında olduğu, halkın bu konuda taraf olmadığı sonucuna varılmıştır. THE OPİNİONS OF PEOPLE, LİVİNG İN ANKARA, CONCERNİNG A MELODY, RE CORDED İN TWO DIFFERENT SEQUENCES AS `TAMPERE` and `NON-TAMPERE` SALİH AYDOGAN GAZI UNIVERSITY INSTITUTE OF SCIENCE December, 1994 SUMMARY This research involved, sound forms which are used in Traditional and modern Turkish music. Four melodies in `Hüseyni (Kerem)` sequence were chosen for this study Two of them were played by `bağlama` and ot hers were played by `Kanun`, but each piece was recorded twice as `tam- pere` and `non-tampere`. These recordings were listened to, by musicians and non-musicians then opinions were taken. Most of the musicians noticed that there was a difference in the melody, which non-musicians couldn't notice. As a result; distinctions, discussions and preferences about the sound form of Turkish music are found especially among the musicians, not among the non-musicians.
Collections