Kinetik gölgeleme elemanları entegre edilmiş bir binanın enerji etkinliğinin arttırılması

Abstract

Günümüz tüketim toplumunun, çoğalan, çeşitlenen ve sürekli değişen mekânsal ihtiyaçlarına cevap verilmesi için gereken enerji ihtiyacı, pek çok alanda olduğu gibi mimarlık alanında da artmaktadır. Enerji kaynaklarının sınırsız olmadığının ve gelecek kuşaklara yaşanılabilir bir çevre bırakılmasının öneminin kavranması tasarımcıları çevresine duyarlı olmaya, fosil kaynak kullanımı yerine enerji kullanımında alternatif yollar aramaya, sürdürülebilir mimarlığa yönlendirmektedir. Diğer yandan, yapı malzemeleri ve yapım teknolojilerindeki gelişmeler, mimarlığa `hareket edebilme yeteneği` kazandırarak mimarlığı alışılagelmiş statik çözümlerden daha etkin sonuçlara yönlendirmektedir. Bu çalışmada, geleneksel mimarinin statik sınırlarını zorlayarak harekete geçmesini amaçlayan, doğanın yalnızca biçiminden veya oranlarından değil; hareketliliğinden de ilham alan kinetik mimarlık ile doğaya rağmen ayakta kalmayı değil; doğayla bütün olmayı amaçlayan sürdürülebilir mimarlığın kesişimi açıklanmaya çalışılmıştır. Bu tez kapsamında, hareketli yapı bileşeni kullanımı ve kinetik mimarlık kavramları bağlamında çalışmanın sınırları belirlenmiş ve yapı kabuğunda hareketli bileşenlerle binanın enerji etkinliğine etkisi irdelenmiştir. İnceleme yapılırken de hareketin biçimine ya da estetik kaygılara göre değil; iklimsel verilere tepki performansına göre değerlendirme yapılmıştır. Çalışmada ele alınan teorik bilgiler bir bina üzerinde de denenmiş, hareketli bileşenlerin etkisi simülasyon programı kullanılarak desteklenmiştir.

In the field of architecture, as in many fields, in meeting the spatial needs of today's consumer society which are growing, diversifying and changing constantly; energy demand increases. Awareness about the energy resources are not unlimited and understanding about the importance of giving a livable environment for future generations directs designers to a sustainable architecture which means to be more sensitive to the surrounding environment, to look for alternative ways instead of using fossil energy sources. On the other hand, developments in the construction materials and technologies direct architecture to more effective results than conventional static solution by providing `ability to move`. This study attempts to explain the intersection field of sustainable architecture which aims to be a whole with nature instead of being against to it, with kinetic architecture which does not only inspire from the form of nature or its proportions but also inspire from its mobility and thus aims mobility in architecture instead of the static role of conventional methods. In the context of this thesis, usage of kinetic building components and kinetic architectural concepts were identified as the boundaries of the study. Their effects on the energy efficiency of the building shell were examined with kinetic components. In review, the assessment was conducted by the ability about responding to climatic data or its purpose rather than the form of the movement or any aesthetic concerns. Theoretical knowledge, discussed in this study, was tested on a building. The effects of moving components on a building were supported using a simulation program.