Yenidoğanın nötropenik sepsisinde GM-CSF kullanımı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Hızlı ve güçlü bakterisidal etkili antimikrobiyal ajanların kullanılmasına, teknolojik olarak çok gelişmiş yoğun bakım metotlarına rağmen, helen kabul edilemeyecek kadar yüksek oranlardaki yenidoğan sepsis mortalitesini azaltabilmek amacıyla, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Yenidoğan Bilimdalında, Ocak 1994 ve Mart 1995 tarihleri arasında, klinik olarak sepsis düşünülerek hastaneye kabul edilen ve daha sonra kan kültürlerinde bakterilerin üremesiyle sepsis olduğu ispat edilen, başlangıçta nötropenisi bulunan 60 hasta yenidoğan prospektif, kontrolü çalışma kapsamına alınmıştır. Kontrol grubundaki 30 nötropenili septik yenidoğan infanta standart antimikrobiyal tedavi uygulanırken, çalışma grubundaki 30 nötropenili septik yenidoğan infanta ise standart antimikrobiyal tedaviye ilave bir immünolojik tedavi olarak ortalama 7 gün süresince 5 ng/kg/gün dozunda SC olarak GM-CSF tedavisi kullanılmıştır. Tedavi öncesindeki, tedavi esnasındaki ve tedavi sonrasındaki klinik ve laboratuvar bulgular günlük olarak takip edildi. Hastaların günlük ayrıntılı muayenaleri yapıldı ve tüm vital fonksiyonları yakın takibe alındı. GM-CSF kullanımının daha birinci günden itibaren total nötrofil sayısında belirgin bir artışa neden olduğu(p<0.01), GM-CSF tedavisi kesildikten sonra total nötrofil artış hızının azaldığı ve bazal değerlere 3 ile 5 gün içerisinde dönüldüğü, kontrol grubuna kıyasla hastaların daha kısa sürede nötropeniden çıktığı(p<0.01) ve daha az sayıda hastanın nötropenide kaldığı(p<0.01) sonucuna vardık. GM-CSF kullanımının total lökosit sayısında daha birinci günden itibaren belirgin artışlara neden olduğu(p<0.01) ve bu hastaların daha kısa sürede lökopeniden çıktıkları(p<0.01) sonucuna vardık. Artan bu lökosit sayısının içeriğini incelediğimizde çoğunluğun nötrofillerde olduğunu gördük. GM-CSF tedavisi süresince, immatür nötrofil, bant nötrofil ve matür nötrofil, monosit, eozinofil, sayılarında kontrol grubuna kıyasla istatistiki olarak anlamlı artışlar tespit ettik(p<0.01). GM-CSF tedavisi alan grupta trombosit sayılarında daha fazla artış olduğu(p<0.01) ve trombositopeninin daha erken sürelerde düzeldiği(p<0.01) sonucuna vardık. GM-CSF kullanılan grupta I.V. antibiyotiklerin uygulama süresinin daha kısa olduğu, hastanede daha kısa sürelerde kaldığı(p<0.01) tespit edildi. Antibiyotiklerin ekonomik tutarları ve hastaların hastanede kalmalarının ekonomik bedelleri gözönüne getirilerek yapılan karşılaştırmalarda, GM-CSF kullanılan grup lehine oldukça önemli ekonomik yarar sağlandığı görüldü. Çalışma grubunda 3(%10) hasta, kontrol grubunda ise 9(%30) hasta ex olmuştur. Mortalite oranlarındaki bu farklılık anlamlı bulunmuştur(p<0.05). Standart antibiyotik tedavisine ilaveten GM-CSF tedavisi alan hastalarımızın mortalite oranlarının daha düşük olduğu ve GM-CSF tedavisi almayan hastalarmmızın ise daha kısa sürelerde ex olduğu sonucuna varıldı. GM-CSF'nin yenidoğanın nötropenik sepsis tedavisinde standart antimikrobiyal tedaviye ilaveten güvenle kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. 61
Collections