Yağmur suyu etkin kentsel planlama için hidrolojik tepki potansiyeli model önerisi- Çankırı örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Yağmur suyu konusu kentlerin iklim değişikliğinin etkileri ile baş edebilme derecelerinin ve uyum kapasitelerinin artırılmasına yönelik ortaya konulan çalışmalarda temel konulardan biri olarak kabul edilmektedir. Kentsel planlama kapsamında yağmur suyu yönetimini konu alan literatürde ortaya konulan temel paradigma, kentsel planlamanın havzanın hidrolojik yapısıyla uyumlu olması gerekliliği üzerine odaklanmakta ve kentsel yerleşim alanları ile havzanın hidrolojik yapısının uyumunun sağlanması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda, kentsel planlama çalışmaları kapsamında havzanın yağış-akış süreçleri açısından hidrolojik karakterinin ve davranışlarının nasıl tanımlanacağı ve planlama kararlarına nasıl aktarılacağı sorunsalı ortaya çıkmaktadır. Bu problemin çözümüne yönelik olarak; öncelikle kentsel planlama kapsamında yağmur suyuna yönelik literatürde ortaya konulan yaklaşımlar değerlendirilerek, yağmur suyu etkin kentsel planlamanın gerçekleştirmesine yönelik tezin temelini oluşturan 3 temel ilke tanımlanmış ve bu ilkeler çerçevesinde metodolojik bir yaklaşım ortaya konulmuştur. Bu kapsamda, havzanın yağış-akış süreçleri açısından hidrolojik yapısının bütüncül bir şekilde anlaşılarak planlama sürecine aktarılmasını hedefleyen, bu doğrultuda yağış karşısında oluşabilecek hidrolojik tepkileri tanımlayarak mekânsal değişkenliği ortaya koymayı amaçlayan, bunu yaparken sayısal soyut veriler ve karışık denklem basamakları yerine haritalar üzerinde mekânsal olarak tanımlanmış verileri kullanan, bulanık mantık temelli kavramsal bir hidrolojik model olan `Hidrolojik Tepki Potansiyeli (HTP) Kavramsal Modeli` geliştirilmiş ve bu model örnek çalışma alanı olarak belirlenen Çankırı il merkezi kentsel yerleşme alanına (Çankırı kenti) uygulanmıştır. Sonuç olarak; havzanın yağış-akış süreçleri açısından hidrolojik karakteri ve davranışlarının HTP kavramsal modeli kullanılarak mekânsal boyutta tanımlanabileceği ve ayrıca elde edilen verilerin planlama kararlarına aktarılabileceği gösterilmiştir. Yapılan bu çalışma; yağmur suyu etkin kentsel planlamanın gerçekleştirilmesinde metodolojik bir yaklaşım ortaya koyması, havzanın yağış-akış süreçleri açısından hidrolojik yapısının bütüncül bir şekilde anlaşılarak planlama sürecine aktarılmasına yönelik özgün bir modeli (Hidrolojik Tepki Potansiyeli -HTP Kavramsal Modeli) literatüre kazandırması, kentsel planlama kapsamında yağmur suyu yönetiminde akış ve taşkın süreçlerine odaklanan konvansiyonel bakış açısı yerine havzanın hidrolojik karakteri ve davranışlarına odaklanan yeni bir bakış açısı getirmesi açılarından önemlidir. Rainwater is accepted as a fundamental issue by the studies concerning climate change impacts on urban areas and improvement of their ability for mitigation of and capacity for adaptation to climate change. The literature on rainwater management within urban planning highlight the paradigm that urban planning should be in compliance with the hydrologic characteristics of the watershed and establishing a harmony between urban settlement and hydrologic characteristics of the watershed, which arises the question regarding the identification of hydrologic characteristics and watershed behaviour in terms of precipitation – runoff durations within urban planning, and implementation of these to planning decisions. In order to answer this question, 3 fundamental principles, forming the basis of this dissertation, for realization of rainwater effective urban planning are provided through examining the literature on rainwater in urban planning, and a methodological approach is offered. In that sense, a new model, `Hydrologic Response Potential (HTP) Conceptual Model`, is offered. This model is based on fuzzy logic and aims to holistically reflect hydrologic characteristics in terms of precipitation – runoff durations in planning processes while interpreting spatial information obtained from maps instead of abstract data and complex equations to identify spatial variation referring to probable hydrologic behaviours triggered by precipitation, and is applied to the city centre of Çankırı. As a result, it is proved that hydrologic characteristics of watershed in terms of precipitation – runoff durations can be spatially defined by HTP conceptual model, and information obtained can be reflected in the planning decisions. This dissertation is significant because it provides a methodological approach for implementation of rainwater effective urban planning, brings forward a novel model, Hydrologic Response Potential (HTP) Conceptual Model that aims reflecting watershed characteristics in terms of precipitation – runoff durations in planning processes with a holistic manner, and offers a new approach in rain water management focusing on hydrologic characteristics and watershed behaviours rather than conventional approaches regarding runoff and flooding processes.
Collections