Kronik lenfositik lösemi hastalarının genel klinik özellikleri ve tedavi yanıtlarının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) değişken klinik özeliklere sahip, daha çok ileri yaşlarda ortaya çıkmakla birlikte genç hastalarda da görülebilen lenfoproliferatif bir hastalıktır. KLL hastalarında risk durumunun ve prognozun optimal düzeyde tespiti için geleneksel prognostik faktörlerin yanında son yıllarda prognozu tahmin etmede yeni prognostik faktörler ve skorlama sistemleri araştırılmaktadır. Yeni moleküller ve tedavi rejimleri ile sağkalım ve mortalite oranlarında anlamlı iyileşmeler gözlenmektedir. Biz bu çalışmada KLL tanısı ile takipli hastalarda prognostik faktörlerin hastalarda prognoz ve risk durumunun tespitindeki etkinliğini ve uygulanan tedavi rejimlerinin sağkalım ve mortalite üzerine etkinliğini belirlemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntemler: Çalışmamızda Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Hematoloji Kliniğince Ocak 2006 - Ocak 2018 yılları arasında takip edilen 131 KLL tanılı hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi. Hastaların klinik ve laboratuvar özellikleri ile akım sitometri analizleri (CD38 ve CD5), sitogenetik analizleri (del(17p) ve del(11q)), kemik iliği tutulum paterni, laktat dehidrogenaz (LDH) ve β2 (beta2) mikroglobulin düzeyleri ve tedavi yanıt durumlarına göre mortalite, tedavisiz sağkalım (TFS) ve total sağkalım (OS) analizi yapıldı. Bulgular: Hastaların erkek/kadın oranının 2,5/1, ortanca yaşının 62 olduğu ve hastaların %25'inin 55 yaş altındaki bireylerden oluştuğu saptandı. Hastaların %73,3'ünün yaşamakta olduğu görüldü. Yapılan mortalite analizinde yaşın 64'ten büyük olması, hemoglobin düzeyinin ≤13,8 g/dL, trombosit düzeyinin ≤130000/mcL, albumin düzeyinin ≤4,1 g/dL olması, LDH yüksekliği, hepatosplenomegali, B semptomu varlığı ve OİHA varlığı artmış mortalite ile ilişkili bulundu. Univariate sağkalım analizlerinde ise yaşın 64'ten büyük, hemoglobin düzeyinin ≤13,8 gr/dL, trombosit düzeyinin ≤130000/mcL, albumin düzeyinin ≤4,1 g/dL, LDH yüksekliği, hepatosplenomegali, B semptomu ve OİHA varlığının tedavisiz sağkalım süresini anlamlı düzeyde kısalttığı tespit edildi. Toplam sağkalım süresini anlamlı düzeyde kısaltan faktörler ise hemoglobin düzeyinin ≤13,8 gr/dL, trombosit düzeyinin ≤130000/mcL, albumin düzeyinin ≤4,1 g/dL, LDH yüksekliği, hepatosplenomegali, B semptomu varlığı olduğu saptandı. Rai, Modifiye Rai ve Binet evrelemesine göre evre arttıkça mortalitenin anlamlı düzeyde arttığı, tedavisiz ve toplam sağkalım sürelerinin anlamlı düzeyde kısaldığı tespit edildi. Cox multivariate modeline göre tedavisiz sağkalımı bağımsız olarak belirleyen faktörler yaş (≤64), Binet evresi (evre A ve B) iken toplam sağkalımı bağımsız olarak belirleyen faktörler ise yaş (≤64), Binet evresi (evre A ve B), B semptomlarının varlığı olarak saptandı. Evre olmadan yapılan Cox multivariate modeline göre ise tedavisiz sağkalımın bağımsız belirleyici faktörleri yaş (≤64), albumin düzeyi (>4,1 g/dL), B semptomu, hepatomegali ve OİHA'nın görülmemesi, toplam sağkalımın bağımsız belirleyici faktörleri ise yaş (≤64), albumin (>4,1 g/dL) ve hepatomegalinin görülmemesi olarak tespit edildi. Tedavi rejimine göre yapılan mortalite analizinde FCR rejimi dışındaki tedavi rejimleri ile mortalite artışı arasında anlamlı ilişki saptandı. Tedavi yanıtı ile mortalite ilişkisi incelendiğinde ise birinci ve ikinci basamak tedavilerine yanıtsız veya progresyon (R) gelişen hastalarda mortalitenin anlamlı düzeyde arttığı görüldü. Hastaların birinci basamakta aldıkları kür sayısının ≤4, ikinci basamakta aldıkları kür sayısının ≤2 olmasının da mortaliteyi anlamlı düzeyde arttırdığı, toplam sağkalımı da anlamlı düzeyde kısalttığı saptandı. Sonuç: KLL'de tanı aşamasında prognostik faktörler ve risk durumunun belirlenmesi ile optimal değerlendirme yapılabilmekte ve kontraendikasyonu olmayan ve tolere edebilen hastalarda FCR rejiminin ideal tedavi süresince verilmesi ile mortalitede anlamlı düzeyde azalma elde edilmektedir. Objective: Chronic Lymphocytic Leukemia (CLL) is a lymphoproliferative disorder with variable clinical features and mostly occurs at advanced ages but may be seen at younger ages. In addition to using traditional prognostic factors for optimal detection of risk status and prognosis in CLL patients, new prognostic factors and scoring systems are being investigated recently. Significant improvements in survival and mortality rates are observed with new drugs and treatment regimens. In this study, we aimed to determine the efficacy of prognostic factors in detection of prognosis and risk status and efficiacy of treatment regimens on survival and mortality in patients with CLL diagnosis. Materials and Methods: In this study 131 CLL patients who were followed-up between January 2006 and January 2018 in Van Yuzuncu Yil University Faculty of Medicine, Hematology Clinic were evaluated retrospectively. The relationship of mortality, treatment free survival (TFS) and overall survival (OS) and clinical and laboratory characteristics, flow cytometry (CD38 and CD5) analysis, cytogenetic (del (17p), del(11q)) analysis, bone marrow involvement patterns, lactate dehydrogenase (LDH) levels, β2 (beta2) microglobulin levels and treatment response status was analysed. Results: Male/female ratio was 2,5/1, the median age was 62 and %25 of patients were individuals under 55 years of age.73.3% of patients were alive. In the mortality analysis, age >64, hemoglobin level ≤13.8 g/dL, thrombocyte level ≤130000/mcL, albumin level ≤4.1 g/dL, high LDH level, hepatosplenomegaly, presence of B symptoms found to be releated with increased mortality. Univariate survival analysis showed that age > 64, hemoglobin level ≤13.8 gr/dL, thrombocyte level ≤130000/mcL, albumin level ≤4.1 g/dL, high LDH level, hepatosplenomegaly, presence of B symptoms significantly shortened the treatment-free survival (TFS). Hemoglobin level ≤13.8 g/dL, platelet level ≤130000/mcL, albumin level ≤4.1 g/dL, high LDH level, hepatosplenomegaly and presence of B symptoms were found to be factors that shortened the overall survival (OS) significantly. Mortality was found to increase, on the other hand treatment-free survival and overall survival was found to decrease significantly as the Rai, modified Rai and Binet stage increased. In a Cox multivariate model, factors that independently predicted treatment-free survival were age (≤64), Binet stage (stage A and B), factors that independently predicted the overal survival were age (≤64), Binet stage (stage A and B) and presence of B symptoms.In a Cox multivariate model excluding the stage, factors that independently predicted treatment-free survival were age (≤64), albumin level (> 4,1 g/dL) and absence of B symptoms, hepatomegaly and AIHA while factors that independently predicted overal survival were age (≤64), albumin level (> 4.1 g / dL), and absence of hepatomegaly. There was a significant relationship between treatment regimes other than FCR regimen and increased mortality. When the relationship between treatment response and mortality was examined, mortality was found to increase significantly in patients who did not respond to first or second line therapy or had progression (R). The number of chemotherapy cycles received by the patients in the first line chemotherapy ≤4, in the second line chemotherapy ≤2 were found to increase the mortality and to shorten the overall survival significantly. Conclusion: Optimal evaluation can be done by determining the prognosis and risk status of the patients with CLL diagnosis and mortality is decreased by giving the FCR regimen for an optimal duration in patients who have no contraindication and who can tolerate the treatment.
Collections