Diyaliz hastalarında arteriyovenöz fistül debisinin diyaliz verimlilik göstergesi olan KT/V oranıyla korelasyonu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Bu çalışmada arteriovenöz fistül yoluyla diyalize giren hastaların doppler ultrasonografi ile ölçülen akım debisinin, diyaliz verimlilik göstergesi olan kt/V oranıyla korelasyonunu değerlendirmeyi amaçladık. Materyal-Metod: Nisan 2019 ve Eylül 2019 tarihleri arasında, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Bölümü'ne başvuran ve daha önce açılmış arteriyovenöz hemodiyaliz fistülü bulunan 58 hasta çalışmaya dahil edildi. Ultrasonografi incelemeleri hasta supin pozisyonda iken gerçekleştirildi. Subklavyan bölgeden başlayarak ön kol distale kadar olan alanda sırasıyla; arteriyel yapılar, fistül anostomoz hattı ve venöz yapılar değerlendirildi. Arteriyel yapılarda belirgin trombüs veya darlık olup olmadığı değerlendirildi. Fistül anostomoz düzeyinden yapılan gri mod inceleme ile anastomoz çapı, renkli doppler ultrasonografi (RDUS) ile akım debisi ölçüldü. Götürücü vasküler yapının (ven) debisi ölçülerek anostomoz düzeyinden ölçülen debi ile karşılaştırıldı. Ayrıca götürücü vende flebit ve/veya tromboz varlığı, tromboz varsa derecesi ve anatomik lokalizasyonu kaydedildi. RDUS incelemelerinde fistül debisi 250 ml/dk üstünde (aktif fistül) saptanan hastalar yeterli debi olarak kabul edilmiş olup bu hastlarda fistül debisi kt/V oranları ile karşılaştırıldı. Fistül debisi 250 ml/dk ve altında saptanan hastalar yetersiz debi olarak değerlendirilmiş olup bu hasta grubu ile fistülü total tromboze olan hastaların kt/V oranları hesaplanmadı.Hastaların fistül debisi ölçüldükten sonra kt/V oranları hesaplandı. Bulgular: Fistül debisi ile kt/V arasında r=0.72 (p=0.001) yüksek düzeyde pozitif yönde ve istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon tespit ettik.Götürücü vende flebit veya tromboz olmayan hastaların fistül düzeyi ve götürücü ven debileri arasında r=0.871 (p<0.05) yüksek düzeyde pozitif yönde ve istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon bulduk. Fistül debisi 400 ml/dk'nın üzerinde olan hastaların götürücü ven çapı 5 mm ve üzeri, fistül debisi 250 ml/dk'nın altında olan ve/veya fistülü tromboze olan hastaların götürücü ven çapı 4 mm'den düşük olarak tespit edilmiştir.Debi ile götürücü ven çapı arasında r=0.66 (p=0.001) orta düzeyde pozitif yönde ve istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon tespit ettik (p<0.05). Fistül debisi 250 ml/dk'nın üzerinde olan hastların 30'unda taşıyıcı ven sefalik ven, 11'inde taşıyıcı ven bazilik ven olarak değerlendirildi. Taşıyıcısı bazilik ven olan hastaların 6 tanesinde vasküler giriş yerinin sefalik ven seçilmesine bağlı disfonksiyon lehine değerlendirilmiş olup tarafımıza refere edilmiştir. Sonuç: Debi ölçümü anostomoz düzeyinden ve götürücü venden yapılabilir. Götürücü venden ölçüm yapılırken %50'nin üzerinde tromboz, 4 cm'den uzun segment flebit, ölçüm yapılan lokalizasyonda anevrizmatik dilatasyon olup olmadığına dikkat edilmeli ve mutlaka belirtilmelidir. Fistül ölçümlerinde, özellikle proksimal radiosefalik fistüllerde taşıyıcı ven kolda ve ön kolda mutlaka belirtilmelidir. Fistül debisi ideal olarak 500-1500 ml/dk olarak belirlenebilir ancak daha düşük veya yüksek debili hastalarda uzun dönem problemsiz diyalize girebilmektedir. Fistül debisi 250 ml/dk'nın altında olanlar yetersiz debi olarak kabul edilebilir. Fistül disfonksiyonu düşünülen hastada ilk yapılması gereken RDUS'dir. Fistül debisi ile kt/V oranı arasında pozitif yönde korelasyon mevcuttur. Ayrıca fistül debisi ile götürücü ven çapı arasında pozitif yönde korelasyon mevcuttur. Anahtar Kelimeler: Arteriyo-venöz fistül, doppler ultrasonografi, fistül debisi Aim: In this study, we aimed to evaluate the correlation of flow rate measured by doppler ultrasonography of patients undergoing dialysis via arteriovenous fistula with the kt / V ratio, which is the dialysis efficiency indicator. Material – Method: Between April 2019 and September 2019, 58 patients who applied to Van Yüzüncü Yıl University Medical Faculty Hospital Radiology Department and who had previously opened arteriovenous hemodialysis fistula were included in the study. Ultrasonography examinations were performed with the patient in a supine position. In the area starting from the subclavian region to the distal forearm, respectively; arterial structures, fistula anostomosis line and venous structures were evaluated. It was evaluated whether there was significant thrombus or stenosis in the arterial structures. The anastomosis diameter and the flow rate were measured by color doppler ultrasonography (RDUS) with gray mode examination performed at the level of fistula anostomosis. The flow rate of the delivery vascular structure (vein) was measured and compared with the flow measured at the level of anostomosis. In addition, presence of phlebitis and / or thrombosis, degree of thrombosis and anatomical localization were recorded. Patients with fistula flow rate above 250 ml / min (active fistula) were accepted as sufficient flow in RDUS examinations, and fistula flow rate was compared with kt / V ratios. Patients with fistula flow rate of 250 ml / min and less were evaluated as insufficient flow, and the kt / V ratios of patients with fistula total thrombosis were not calculated. After the fistula flow rate of the patients was measured, kt / V ratios were calculated. Diagnosis: We found a highly positive and statistically significant correlation between fistula flow rate and kt / V r = 0.72 (p = 0.001). We found a highly positive and statistically significant correlation between the fistula level and delivery vein flow rates of patients without phlebitis or thrombosis in the delivery vein and r = 0.871 (p <0.05). Patients with a fistula flow rate above 400 ml / min were found to have a vein diameter of 5 mm and above, and patients with a fistula flow rate below 250 ml / min and / or thrombosed of the fistula were less than 4 mm. We found a moderately positive and statistically significant correlation between the flow rate and the diameter of the delivery vein r = 0.66 (p = 0.001) (p <0.05). The carrier vein was evaluated as cephalic vein in 30 of the patients with fistula flow rate over 250 ml / min and the carrier vein was the basilic vein in 11. It was evaluated in favor of dysfunction related to the selection of the cephalic vein of the vascular access site in 6 of the patients with a carrier basilic vein and it was referred to us. Result: Flow rate measurement can be done from the anostomosis level and the delivery vein. When measuring from the delivery vein, more than 50% thrombosis, segment phlebitis longer than 4 cm, aneurysmatic dilatation should be considered in the localization where measurement is made and should be specified. In fistula measurements, especially in proximal radiocephalic fistulas, the carrier vein should be indicated on the arm and forearm. Fistula flow rate can ideally be determined as 500-1500 ml / min, but in patients with lower or higher flow rates, it can undergo long-term dialysis without problems. Those with a fistula flow rate below 250 ml / min can be considered as insufficient flow. RDUS is the first thing to be done in the patient who is considered fistula dysfunction. There is a positive correlation between fistula flow rate and kt / V ratio. In addition, there is a positive correlation between the fistula flow rate and the diameter of the delivery vein. Key-Words: Arterio-venous fistula, doppler ultrasonography, fistula flow
Collections