Oğuz Atay`ın edebi metinlerinde ana izlekler ve yazarın Türk Edebiyatı içindeki yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın öncelikli amaçları, Oğuz Atay'ın edebi metinlerinde ana izlekleri belirlemek, eserlerinin Türkiye'nin farklı dönemlerinde okur ve eleştirmen nezdinde algılanış biçimlerini ele almak ve yazarın Türk edebiyatı içindeki yerini doğru bir şekilde değerlendirebilmektir. Sorunlu bir modernleşme tecrübesiyle birlikte Doğu ile Batı; modern ile geleneksel arasında bocalayan Türk aydınının yaşadığı buhran, aydının zihniyet dünyası ve Türk halkına bu dünyadan bakışına yöneltilen eleştiriler, Atay'ın eserlerinin temel izleklerini oluşturmaktadır. Yazar, Türk insanını bu meselelerin odağına alarak anlatabilmekte oyun, ironi, alay gibi anlatım tekniklerini kullanışlı bulmuş, büyük oranda Batı'da yazılan bazı önemli romanlardan mülhem bu teknikleri kullanarak edebiyatımızda öncü bir konuma sahip olmuştur. Oğuz Atay, 60'lı yıllardan günümüze uzanan bir çizgide aydının değişen konumunu ve zihniyet dünyasını anlamak için anahtar bir isimdir. Türkiye'nin farklı dönemlerinde farklı şekillerde okunmuş, algılanmıştır. 70'lerde sol ortodoksiye uzak konumlanışı ve eleştirileri yüzünden büyük oranda ilgisizlikle karşılanmış, 80'lerde darbeyle birlikte hayalkırıklığına uğramış sosyalist aydının Atay'ı hissiyatına tercüman olarak görmesi yüzünden adeta yeniden doğmuş, 90'larda ise postmodern edebiyatın Türkiye'deki öncüsü ilan edilerek bu konumunun altı doldurulmaya çalışılmıştır. Oysa tezin üçüncü bölümünde de ortaya koymaya çalıştığımız gibi, Atay edebiyatımızda sanıldığı kadar ayrıksı bir yere sahip köksüz bir yazar değil, Osmanlı Devleti'nin kültürel mirasından, Türkçe'nin zenginliğinden ve 60'ların canlı toplumsal tartışmalarından beslenmiş, eserlerini bu birikim üzerinde temellendirmiş bir yazardır. Halit Ziya Uşaklıgil, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi isimler ve en çok da Kemal Tahir'e duyduğu özel ilginin bu anlamda altının çizilmesi gerekir. Oğuz Atay-Kemal Tahir bağının silikleşmesi, Türkiye'de edebi eserlerin sosyolojik imkanının önemini yitirmesiyle paralel düşünülmelidir. The primary aims of this study are to determine the main themes in the works of Oğuz Atay, discussing the different perceptions by readers and critics in different periods of Turkey and evaluating the position of the author in Turkish literature accurately. Framed by a problematic modernisation experience, the depression of Turkish intellectual staggering in between the modern and the traditional, the mental world of the intellectual and his thoughts about the Turkish people through it are the main themes in the works of Oğuz Atay. The author found useful the narrative techniques such as irony, games and sarcasm in portraying the Turkish individual at the centre of these problems, and by using these techniques which are mostly influenced by important novels written in the West, he had an avangard position in Turkish literature. Oğuz Atay is a key name to understand the changing positions and the mental world of the Turkish intellectual through periods from the 1960's to today. He was mostly ignored in 1970's because of his distance and critical approach to orthodox left in Turkey, then reborn as a result of his works' potential to explain the mood of the socialist intellectuals who are overwhelmed by the military coup in the 1980's, and represented as the pioneer of the postmodern literature in the 90's with an effort to prepare the basis for this position. However, Atay is not a rootless author with an eccentric position but one who constructed his works on a basis made up of the cultural heritage of the Ottoman Empire, the richness of the Turkish language and the dynamic social discussions in the 60's in Turkey. In order to make this argument more accurate, his bounds with names such as Halit Ziya Uşaklıgil, Ahmet Hamdi Tanpınar and at most, Kemal Tahir, with the author's special interest in him are expressed.
Collections