Norveç (Røros) bakır madenlerinde yetişen bazı bitkilerde metal birikimi ve fitoremediasyon potansiyelinin araştırılması

Abstract

Bu çalışma, Noccaea caerulescens, Eriophorum vaginatum ve Eriophorum scheuchzeri bitkilerinin çimlendirilmesi, geliştirilmesi, ağır metal uygulanması ve metal birikim potansiyellerinin belirlenmesi esasına dayanmaktadır. Tohumlar Norveç Røros Bakır Madeni alanından toplanmış ve çimlendirilen bitkiler fitotron koşullarında 24 hafta süreyle büyütülmüşlerdir. Hidroponik kültürlerde 10 gün boyunca farklı Zn, Cu ve Cd konsantrasyonları uygulanmış, bitki organlarındaki metal birikimleri ICP-OES ile ölçülmüştür. Farklı metallerin, terkedilmiş maden alanındaki doğal bitkiler üzerinde toksik etkilerini izleyebilmek amacıyla total fenolikler ve klorofil miktarları da belirlenmiştir. Araştırılan bitki türleri çoğunlukla kök akümülatörü özelliği göstermiş olsa da, toprak üstü bitki bölümlerindeki yüksek Zn birikimi nedeniyle (TF>1) E. vaginatum Zn hiperakümülatörü olarak değerlendirilebilir. Çalışılan bitkilerin gerek fitoekstraksiyon ve gerekse fitostabilizasyon amaçlı kullanılabileceği ve metallerle kirlenmiş alanların temizlenmesinde etkin yer alabileceği düşünülmektedir.

This study is based on the germination, growth, heavy metal treatment and determination of metal accumulation potentials in Noccaea caerulescens, Eriophorum vaginatum and Eriophorum scheuchzeri plants. Seeds were collected from Røros Copper Mine Sites in Norway and germinated plants were grown in phytotron conditions for 24 weeks. Different concentrations of Zn, Cu and Cd were applied for 10 days in hydroponic cultures. Metal accumulations in plant organs were measured with ICP-OES. Chlorophyll content and total phenolics were also measured to observe toxic effects of different metals on different native plants from the abandoned mines. Investigated plant species showed mostly root accumulation, however, E. vaginatum might be evaluated as a Zn hyperaccumulator with a higher accumulation in the above-ground plant parts (TF>1). We can conclude that these plant species can be used both in phytoextraction and phytostabilization processes to clean-up the metal polluted environments.