Atatürk Döneminde devletçilik modelinin hazırlık ve başlangıç evresinde Türkiye-Sovyetler Birliği ilişkileri (1930-1934)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu'ndan yetersiz bir ekonomik miras devralmıştı. Fakat 1923 yılında toplanan İzmir İktisat Kongresi'nde, kurulan yeni devletin ekonomik modeli kararlaştırılmış ve Lozan Barış Andlaşması'nın ekonomik sınırlandırmalarına rağmen 1930 yılına kadar sürdürülecek liberal bir dönemin başladığına işaret edilmiş ve özel sektörün öncülüğünü esas alan bir politika uygulanmıştı. Buna karşın dönemin olumsuz koşulları nedeniyle ekonomide beklenilen gelişme sağlanamamıştı. Bunun üzerine 1930 yılından itibaren siyasi, ekonomik ve toplumsal boyutları daha sık tartışma konusu edilen devletçilik modeline geçilmişti. Bu modelle ekonomide olumlu sonuçlar alınmış, hedeflenen sanayi hamlesi gerçekleştirilmişti.1923-1930 dönemi içerisinde Türkiye ile Sovyetler Birliği kendi siyasi ve ekonomik iç dinamiklerini oluşturmaya ve belli düzenlemeler yapmaya çalışırken; devletlerarası ilişkilerini de geliştirmişlerdi. İki ülke yetkilileri oluşturulan çeşitli platformlarda bir araya gelerek, siyasi ve ekonomik işbirliğine girme çabalarını yapılan andlaşmalarla ortaya koymaya çalışmışlardı. Çalışmanın esasını teşkil eden 1930-1934 yılları arasındaki ilişkiler ise daha hızlı gelişme göstermiş; siyasi alanda karşılıklı andlaşma ve protokollerle ikili ilişkiler geliştirilmeye çalışılırken diğer taraftan da uluslararası platformlarda iki ülke birbirlerinin tezlerini desteklemişlerdi. Türkiye ve Sovyetler Birliği iktisadi alanda ise karşılıklı ticaret andlaşmaları ve ziyaret gezileri düzenleyerek ekonomik gelişmeler sağlamaya çalışmışlardı. Siyasi ve ekonomik bu gelişmelerle birlikte, sosyal ve kültürel alanlarda etkileşim sağlanarak devletlerin ve halkların birbirlerine karşı güven ve dostluk duygularının artırılması sağlanmaya çalışılmıştı.Yukarıda anlatılmaya çalışılan genel çerçeve içerisinde bu çalışmada daha detaylı olarak Türkiye'de devletçilik politikalarının hazırlık ve başlangıç evresinde Türkiye-Sovyetler Birliği ilişkilerinde 1930-1934 yılları arasındaki gelişmelerin incelenmesi amaçlanmıştır. The Turkish Republic has taken over a government with deficient economy from Ottoman Empire. Yet, in 1923 İzmir Economy Congress the economic model of the new government has been decided and despite the economical limitations of Treaty of Lausanne, it has been indicated that a liberal period started and a policy under the consideration of pioneer of private sector which will long until 1930 has been applied. Hereupon, since 1930, etatism model of which political, economic, and social dimensions are contestable, has been acknowledged. Through this model, favourable results in economy occurred and industrial targets have been achieved.Between 1923- 1930 The Soviet Union and Turkey had developed their international relations while they were forming their own political and economic dynamics and making particular arrangements. Authorized people of two countries came together and tried to display political and economic cooperation agreements. Thus, particularly the relations between the years 1930-1934 came surprisingly and consequently while the relations of these two countries have been improved, on the other hand, they supported each other?s thesis in political area. In economic area they aimed to have economic improvements with commercial treaties and visitations. Besides these economic and political developments, it has been aimed that the people of two countries would have social and cultural interaction and so confidence and friendship would be supplied between the people of two countries.Considering these mentioned relations of two countries, in this work, the developments of the relation of Turkey which is at the initial stage of the policy of etatism and The Soviet Union between 1930-1934 will be discussed.
Collections