1918-1930 yılları arasında Musul`un siyasi ve sosyal durumu

Abstract

Geçmişten günümüze Musul ve çevresi ülkeler ve devletler için her zaman önem arz eden bir bölge olarak yerini korumuştur. Musul Vilayetinde hem olumlu hem de olumsuz olmak üzere pek çok vaka meydana gelmiştir. Bölge halkının kendisini ekonomik, siyasi ve kültürel yönde geliştirmesinde Osmanlı Devleti'nin katkılarını göz ardı edilemez. I. Dünya Savaşı sonrasında, Osmanlı Devleti'nin zayıflaması ve Lozan Antlaşmasından sonra bölgenin Türkiye'nin elinden çıkması için Batılı Devletler tarafından yürütülen büyük oyunlar ve Milletler Cemiyeti kararından sonra Musul, Batılı Devletlerin manda himayesi adı altında sömürgesi durumuna gelmiştir. İngilizler, Lozan Konferansında Musul Vilayetini hiçbir zaman gözden çıkarmamış aynı zamanda bölgeden elde ettikleri ekonomik çıkarlarını ve petrollerini riske sokacak herhangi bir faaliyette bulunmamışlardır. Türkiye'nin Musul'daki petrollere yakın olması, Irak ve Türkiye'de ki halkın sosyo-kültürel bağlamda birbirlerine yakın olması, Batılı ülkeler tarafından kargaşa unsuru olarak kullanılmıştır. Dokümantasyon incelemeleriyle hazırlanan bu çalışma 1918 – 1930 yılları arasında Musul üzerinde meydana gelen politik ve sosyal yapılanmalar hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır.

From past to present, Mosul and its environs have always maintained a place of importance for countries and states. There have been many cases, both positive and negative, in Mosul Province. The contributions of the Ottoman Empire to the economic, political and cultural development of the people of the region cannot be ignored. After World War I, after the great games and the League of Nations decision carried out by the Western States to the Ottoman Empire weakened and the region after the Lausanne Treaty exit from the hands of Turkey, Mosul has become a colonial state mandated under the auspices of the name of the Western States. At the Lausanne Conference, the British never disregarded Mosul Vilayet, nor did they engage in any activities that would put their economic interests and oil at risk. Its proximity to oil in Mosul Turkey, Iraq and the socio-cultural context of the people in Turkey to be close to each other, is used as the chaos factor by Western countries. This study, which was prepared by documentation studies, was aimed to give information about the political and social structures that occurred on Mosul between 1918 and 1930.