Östrüsleri indüklenmiş Tuj kuzularında östrüs dönemi plazma progesteron, östradiol-17 beta ve LH düzeylerinin saptanması

Abstract

71 5. ÖZET Bu çalışmanın amacı, doğdukları yılın ilk üreme sezonunda pubertaya erişemeyen Tuj ırkı dişi kuzularının ovulasyonlarını, florogeston asetat (FGA) içeren intravajinal süngerler ve gebe kısrak serum gonadotropini (PMSG) kombinasyonunu kullanarak indüklemek ve östrus dönemi plazma progesteron, östradiol-173 ve lüteinleştirici hormon (LH) düzeylerini incelemektir. Bu amaçla, 19 adet, sağlıklı, 7-8 aylık ve ortalama 37 kg ağırlıkta Tuj ırkı dişi kuzu kullanıldı. İndüksiyon amacıyla FGA içeren intravajinal süngerler 14 gün süreyle uygulandı ve süngerlerin çıkartılmasıyla birlikte kuzu başına 400 İÜ PMSG kas içi enjekte edildi. Çalışma PMSG enjeksiyonundan sonraki ilk 104 saat boyunca devam etti. Plazma progesteron, östradiol-178 ve LH düzeylerini belirlemek için, kan numuneleri sırasıyla 24, 6 ve 2 saat ara ile vena jugularis'ten alındı. Kuzulardaki östrus davranışları ise arama koçları kullanılarak 08.00-24.00 saatleri arasında izlendi. Çalışma sonunda Tuj kuzularının indüksiyon neticesinde % 94 oranında östrus gösterdiği ve östrus gösteren kuzuların tümünde de preovulatör östradiol-17p ve LH piklerinin oluştuğu saptandı. Analizler sonucunda plazma progesteron konsantrasyonlarının genellikle değişmediği ve 1 ng/ml'nin altında olduğu tespit edildi. Preovulatör östradiol-1 7p ve LH piklerinin ise sırasıyla 30 ve 44. saatlerde oluştuğu ve pik düzeylerinin sırasıyla 36.38 ve 60.93 ng/ml olduğu belirlendi. Yapılan istatistiksel analizlerde piklerin oluşum zamanları ile östrus davranışlarının başlama zamanı arasında anlamlı ilişkilerin olduğu saptandı. Sonuç olarak, Tuj ırkı dişi kuzularının östruslarının ilk üreme mevsiminde yüksek bir başarıyla indüklenebildiği göz önüne alındığında, bu kuzulardan ilk yıl yavru almaya yönelik çalışmaların başarıya ulaşabileceği ve böylelikle ekonomik kayıpların önlenmesine katkıda bulunulabileceği kanaatine varıldı.

72 6. SUMMARY The aim of the current study was to use a combination of florogeston acetate (FGA) containing intravaginal sponges and pregnant mare serum gonadotropin (PMSG) for ovulation induction in the Tuj ewe-lambs that are not able to reach puberty at the first breeding season of their life and to determine plasma progesterone, oestradiol-17(3 and luteinising hormone concentrations during the oestrous period. For that purpose, 7-8 month old, 19 healthy Tuj ewe-lambs weighing 37 kg were used. FGA containing sponges were kept in the vagina for 14 days and on the day of withdrawal 400 IU PMSG was injected intramuscularly into all lambs. The study period continued for 104 h following the injection of PMSG at sponge removal. Blood samples were collected from the jugular vein at 24, 6 and 2 h intervals for the determination of plasma progesterone, oestradiol- 173 and LH concentrations, respectively. Oestrous behaviour was assessed between 08.00-24.00 h by utilising teaser rams. Oestrus was observed in the 94 % of the Tuj lambs studied and the lambs showing the signs of oestrus also had preovulatory oestradiol-178 and LH peaks. Plasma progesterone concentrations generally did not change throughout the study period and found to be lower than 1 ng/ml. Preovulatory oestradiol-178 and LH peak concentrations were 36.38 and 60.93. ng/ml respectively and they were observed at 30 and 44 h respectively. Statistical analyses yielded in significant relationships between the timing of the peaks and the beginning of the oestrous behaviour. In conclusion, considering the higher success of oestrus induction in the Tuj ewe-lambs during first breeding season, it might be speculated that the attempts towards obtaining offsprings from these lambs at earlier ages might be successful and hence a greater economical loss might be prevented.