nazal polipektomi sonrası tuba disfonksiyonu araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Nazal Polipektomi Sonrası Tuba Disfonksiyonu AraştırılmasıAmaç: Bu çalışmada nazal polipektomi operasyonu sonrası hastalar yaş, cinsiyet, astım bronşiale varlığı ve revizyon ameliyat olmalarına göre ayrı ayrı gruplara ayrılarak ameliyat öncesi ve sonrası odyometrik ve timpanik değerlerin istatistiksel değerlendirmesi yapıldı ve tuba disfonksiyonu/otit görülme sıklığı araştırılmıştır.Gereç ve Yöntem: Prospektif planlanan bu çalışmada olgular 2014-2015 yılları arasında Kafkas üniversitesi Kulak Burun Boğaz polikliniğine burun tıkanıklığı, nefes alma güçlüğü şikayetleriyle başvurup nazal polipozis tanısı alıp, medikal tedaviye cevap vermeyen ve cerrahi tedavi önerilen hastalardan seçildi. Nazal polipektomi sonrası tuba disfonksiyonu araştırılması amacıyla klinik endoskopik muayene yapıldı, timpanik odyometrik testler yapıldı, paranasal BT istendi. Atopik hastalarda, periferik kanda IL-5, eozinofil bakıldı; tuba disfonksiyonu varlığı araştırıldı.Bulgular: Nazal polipektomi sonrası cinsiyete, yaşa bağlı olarak istatistiksel olarak tuba disfonksiyonu gözlenmedi. Fakat tuba disfonksiyonu görülme oranı %12,5 izlendi. Astım hastalığı olan grupta ameliyat öncesi timpanometrik, odyometrik değerlerde düzelme olmadığı izlendi. 5 hastada ameliyat sonrası 1. ayda tuba disfonksiyonu (efüzyonlu otit/eozinofilik otit) izlendi. (Tip C timpanogram, iletim tipi işitme kaybı, mat ve seröz vasıfta timpanik membran). Bu 5 hastanın tümü astım bronşiale'si olan gruptandı. Medikal tedavi olarak; antibiyotik (amoksisilin), topikal dekonjestan, antihistaminik ve analjezik tedavisi başlandı ve 3. ayın sonunda yapılan muayenelerinde otit bulgularında gerileme olmadığı ve medikal tedaviye cevap vermediği görüldü. Bilateral ventilasyon tüpü tatbik edildi, orta kulak sıvısının visköz karakterde olduğu izlendi. EOM tanı kriterlerine (efüzyonlu otit/eozinofil dominant kronik otit beraberinde nazal polip, astım, tedaviye dirençli otit veya yüksek visköz orta kulak sıvısı durumlarından 2'si) uyması üzerine EOM tanısı kondu.Sonuç: Çalışmalarımızda nazal polipektomi sonrası tuba disfonksiyonu görülme sıklığı %12,5'tur. Yaş ve cinsiyetten etkilenmemektedir. Astım hastalığı olan olguların takipleri esnasında tuba disfonksiyonu gözlenebilmektedir. Atopik bireylerde otit tablosu, eozinofilik otit olarak karşımıza çıkabilmektedir. Nazal polip hastalarına operasyon sırasında ventilasyon tüpü takılması, intratimpanik steroid enjeksiyonu veya farklı tedavi modaliteleri uygulanabileceği daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duymaktadır. Orta kulak aspiratı veya mukozasından eozinofil ve IL-5 bakılamaması çalışma kısıtlılığıydı. Sık olmamakla beraber eozinofilik otit tablosu atopik hastalarda görülebilecek bir tablodur. Eozinofilik otitis media'ya sebep olarak otolojik yaklaşımı (68) destekleyen çalışmalara fikir olabileceği geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duymaktadır.Anahtar Kelimeler: Efüzyonlu otit, eozinofilik otitis media, nazal polipektomi, nazal polipozis, tuba disfonksiyonu The Investigation of Eustachian Tube Dysfunction in the Postoperative Period of Nasal Polypectomy SurgeryAİM: Nasal polypectomy surgery performed patients is divided to groups of age, sex, asthma history and to be revision surgery or not, to evaluate the tympanic and audiometric statistical results, before and after nasal polypectomy surgery and so that the eustachian tube dysfunction is investigated.Materıal, Method: This prospective study included the patients from Kafkas University Medical department of Ear, Nose and Throatwho had stuffiness and difficulty breathing complaints and give no response to medical treatment so that nasal polypectomy surgery performed. Clinical endoscopic examination, tympanometric and audiometric tests, coronal CT performed to all patients before and after surgery.IL5 and eosinophil determinedonly in asthmatic patients. And therefore eustachian tube dysfunction investigated.Results: Statistical results according to age and sex was not significant, but eustachian tube dysfunction rate was 12,5 % to all patients. Regression was not observed in tympanometric and audiometric values after surgery in asthmatic patients group. In the first month control, eustachian tube dysfunction(eosinophilic/serous otit) was seen in 5 patients (Type C tympanogram, conductive hearing loss, serous and opaque tympanic membrane) This 5 patients were all in asthmatic patients group. Medical treatment including topical decongestant, antibiotic, analgesic and antihistaminic drugs were egan. And no response observed in the the3th month control. Therefore bilaterally ventilation tube insertion was performed. Middle ear fluid was viscous, thus this otitis media correlated with eosinopilic otitis media, which is a new entity of serous otitis media with the criterias: The majör component, serous otitis media/eosinophil predominant otitis media; and at least two of the minör criterias, nasal polyposis, asthma, intractable otiis media and highly viscous middle ear fluid.Discussion: The studies showed that, the rate of eustachian tube dysfunction after NP surgery is 12,5%. İt is not impressed by age and sex factors. The definition of serous otitis media is frequently replaced by the eosinophilic otitis media in the atopic patients. İt needs an extensive study to show the benefits of ventilation tube İnsertion, intratympanic steroid enjection and the other therapy modalities in intraoperative nasal polypectomy surgery procedure. IL-5 and eosinophil measurement techniques of middle ear specimens; middle ear fluid and mucosa, limited this study. The eosinophilic otitis media is frequently observed in atopic patients. It needs extensive studies to improve the otologic approach (68) of eosinophilic otitis media entity. Keywords: Eosinophilic otitis media, nasal polypectomy, nasal polyposis, otitis media with effusion.
Collections