Kars bölgesindeki idrar yolu enfeksiyonlarının epidemiyolojisi ve antibiyotik dirençleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İdrar yolu enfeksiyonları (İYE) günümüzde tüm yaş gruplarında gerek hastane ortamında gerekse hastane dışında en sık karşılaşılan bakteriyel enfeksiyonlardır. İYE'nin tanı ve tedavi maliyetini azaltmak, tedavi uyumunu arttırmak için standart rehberler kullanılmaktadır. Ancak artan direnç oranları nedeniyle tedavi seçenekleri azalmakta, daha önceki direnç verileri ile hazırlanmış olan rehberlerin geçerliliği kısıtlanmaktadır. Rehberlerin geçerliliğini arttırmak için bölgesel verileri sürekli yenilemek ve direnç gelişimi için risk faktörlerini göz önüne alarak çözümler üretmek gerekir.Bu çalışmada Kars bölgesindeki idrar yolu enfeksiyonlarının epidemiyolojisi, etkenleri ve antibiyotik duyarlıklarının belirlenmesi amaçlandı. Ocak 2015 - Ocak 2016 tarihleri arasında Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi poliklinikleri ve servislerinde idrar kültüründe üreme saptanan 438 hasta değerlendirilmeye alındı.Hastalar, yaş, cinsiyet, altta yatan hastalıklar ve gebelik, sondalı olması gibi komplike edici faktörler açısından sorgulandı.Çalışmaya alınan 438 hastanın idrarından en sık izole edilen etken %66,4 oranı ile Escherichia coli (E.coli) olarak bulundu.E.coli üreyen poliklinik hastalarında siprofloksasin (%22,1) ve sefalosporinlere (sefepim % 23,5, seftazidim %22,5 seftriakson %26,3) yüksek direnç olduğu tespit edilmiş olup, ampirik olarak düşük direnç oranları nedeniyle nitrofurantoin (%4,7) yada amoksilin klavunat (%16,4) başlanabilir. Yatan hastalardada seftriakson (%48,7) ve siprofloksasine (48,7) karşı yüksek direnç tespit edilmiş olup ilk tercih olarak düşük direnç oranları nedeniyle amikasin (%7,7), gentamisin (10,3) veya karbapenem (imipenem %2,6, meropenem %1,3) türevi antibiyotikler tercih edilebilir.Toplum kökenli İYE hastalarında ampirik tedavi başlanırken yerel direnç oranlarının bilinmesi yanında poliklinik ve yatan hastalarda antibiyotik dirençlerinde farklılıklar olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Klinik olarak endikasyon olmadığı sürece antibiyotik tedavisi başlanmamalı, özellikle endikasyon yoksa asemptomatik bakteriürinin tedavi edilmemesi gerekmektedir. Nowadays, urinary tract infections are the most common infections in all age groups both in the hospital environment and outside of the hospital. Standart guides are used in order to reduce the cost of diagnosis and treatment of urinary tract infections and to increase patient's compliance with the treatment. However, treatment options are diminishing owing to increasing resistance rates, the validity of the guidance which has been prepared by using previous resistance data is restricted. In order to increase the validity of the guidance the regional data should constantly be renewed and should produce solutions for the development of resistance by considering the risk factors.In this study, it was aimed to determine the epidemology, agents and antibiotical sensitivity of urinary tract infections in the Kars Region. Between January 2015,and January 2016, 438 patients with positive urine culture from the policlinics and services of Kafkas University Medical Faculty Health Research were evaluated.Patients were questioned in terms of age, gender, underlying diseases and complicating factors ( pregnancy, urethral catheter etc.).The most isolated agent from the urine cultures was Escherichia Coli (E.Coli) with the rate of 66,4%.It is found that policlinic patients whom Ecoli has been found in their urine have high resistance to ciprofloxacin(22,1%), and cephalosporins(cefepime 23,5%, ceftazidime 22,5% ceftriaxone 26,3%). Ampirically, nitrofurantoin (4,7%) or amoxicillin clavunat ( 16,4 %) can be administered because of low resistance rate. In hospitalized patients, high resistance to ceftriaxone (48,7%) and ciprofloxacin (48,7%) is detected and as the first choice due to the low resistance rates antibiotics such as amikacin (7,7%), gentamicin (10,3%) or carbapenem (imipenem 2,6%, meropenem 1,3%), can be prefered. Local resistance rates should be known when ampirical treatment is given in the community acqurired urinary tract infection patients. Besides, differences in the rates of antibiotic resistance between hospitalized patients and outpatients should be taken into consideration. Antibiotic treatment should not be initiated without indications, especially if there is no indication, asymptomatic bacteriuria should not be treated.
Collections