1990-2002 arası dönemde Türkiye`de hak temelli çalışan örgütlerde yurttaşlık söylemi: Helsinki yurttaşlar derneği örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET: Bu tezin temel amacı, dünyada ve Türkiye'de, 1990'lı yıllarda küreselleşmenin de etkisiyle çeşitlenen yurttaşlık tartışmaları ışığında kavrama ilişkin sivil toplum örgütlerinin katkısının ne olduğunun incelenmesidir. Bu amaçla örnek olarak 1993 yılında kurulan Helsinki Yurttaşlar Derneği (yeni adı ile Yurttaşlık Derneği) ele alınmış ve 1990-2002 yılları arasında yayınladıkları kitaplardaki yurttaşlık söylemleri analiz edilmiştir. Çalışmada sivil toplum kavramının işaret ettiği toplumsal, siyasal ve kültürel gerçekliğin öznesi olarak bireyin antik dönemlerden başlayan `yurttaş` olma serüveni sivil toplum-devlet ilişkisi bağlamında ele alınmıştır. Yurttaşlık olgusunun Batı'daki tarihsel gelişimi Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti açısından da belirleyici özellikler taşımaktadır. Literatürde `Modern Vatandaşlık` iki felsefi gelenekten yola çıkılarak sınıflandırılmaktadır. Bunlar `Liberal-bireyci gelenek` ile `klasik veya cumhuriyetçi` gelenek olarak adlandırılmaktadır. Liberal-bireyci yurttaşlık ve toplulukçu yurttaşlık tartışmalarının eleştirilerinde ortak kesen olarak `kadın yurttaş` konumu öne çıkmaktadır. Bununla birlikte Batı literatürü etkisi ile süren yurttaşlık tartışmalarında şarkiyatçılık yaklaşımından kaçınmak olanağı var mıdır sorusu da akla gelmektedir. Bunun yanı sıra `yurttaşlık statüsünü` İnsan Hakları bağlamında ele almak, tartışmalara yön verecek niteliktedir. Türkiye'de hak temelli çalışmalar yapan Sivil Toplum Kuruluşlarının birçoğunun 1990'lı yılların başlarında kurulmuş olması dikkat çekicidir. 90'lı yıllarda Avrupa'da ve Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmelerin bir kısmı hem bireylerin ve grupların hak talepleri hem de milliyetçilik, dinsel ve etnik kutuplaşmaların yarattığı sorunlar etrafında şekillenmektedir. Bu sorunların çözümü amacıyla sivil tabanda, yurttaşlar düzeyinde barışçı, diyaloğa dayalı çözümler üretilmesine yönelik çabalar dikkat çekmektedir. Bununla birlikte her düzeyden hak talebinin ulus-devletin şekillendirdiği haliyle yurttaşlığa ilişkin bir çözülme etkisi yarattığı da açıktır. Dolayısıyla toplumların `hak temelli yurttaşlık` anlayışı ile `topluluk temelli yurttaşlık` anlayışlarını tartışmaya devam edeceği ve bu tartışmaların çatışma/uzlaşma zeminlerinde yol alacağını söylemek mümkündür. ABSTRACT: The main objective of this thesis is to examine the contribution of civil society organisations, in the light of diversified citizenship debates in the world and Turkey under the influence of globalisation in the 1990s. For this purpose, the Helsinki Citizens' Assembly (renamed Citizenship Assembly), which was established in 1993, is discussed and the discourse of citizenship in the books they published between 1990-2002 is analysed.In this study, as the subject of social, political and cultural reality, which is pointed out by the concept of civil society, the adventure of being a citizen starting from antiquity is examined in the context of civil society-state relationship. Citizenship concept in the West bears historical development of the phenomenon in terms of the defining characteristics of the Ottoman Empire and the Republic of Turkey. In the literature, `Modern Citizenship` is classified according to two philosophical traditions. These are called `liberal-individualist` traditions and `classical or republican` traditions. The issue of women-citizens has become prominent in the criticisms of liberal-individualist citizenship and collectivism. Nevertheless, the question of whether there is a possibility of avoiding Orientalism in the discussions of citizenship with the effect of Western literature is also considered. In addition, approaching the issue of `citizenship status` in the context of Human Rights, will give directions to the discussions. It is striking that many of the rights-based working NGOs in Turkey has established in the early 1990s. A number of political developments in the 90s, in Europe and Turkey, shaped around the claims for rights of individuals and groups as well as the problems created by religious, national and ethnic polarisation. In order to solve these problems, efforts to produce peaceful, dialogue-based solutions at the civil level and at the level of citizens are noteworthy.However, it is clear that the claim for rights at all levels, has created a disintegration effect on citizenship as shaped by the nation-state. Therefore, it is possible to say that societies will continue to discuss the understandings of `rights-based citizenship` and `community-based citizenship` and these discussions will lead to a conflict / reconciliation.
Collections