Documenting lives of female prodigies
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada, çağdaş kadın dehalardan üç tanesinin biyografikbelgeselleri, anlatı, öznellik ve cinsiyet temsilleri açısından incelenmektedir.Çalışmanın amacı, bu üç filmi, feminist metinler olarak tartışmaya açmaktır. İlkfilm, I am the Violin - Keman Benim (Paul Cohen, 2004) efsanevi keman virtözüIda Haendel'i, ileri yaşında verdiği performans mücadelesini yanstırakportrelemektedir. İkinci film Bloody Daughter - Bela Kız Çocuğu (StephanieArgerich, 2012) ise, alışılmamış ailevi ve coğrafi bağlarıyla, piyano virtüözüMartha Argerich'i ele almaktadır. Son film, İdil Biret: Harika Bir ÇocuğunPortresi (Eytan İpeker, 2015) ise `harika` bir çocuk olan piyanist İdil Biret'inkişisel tarihini konu edinmiştir. `Temsil edilemez` görülen kadın dehaların, `bulanık` hikayelerini temsiletme amacıyla yola çıkan yönetmenlerin, öznelerinin hem iç, hem dış dünyalarınıgerçekçi ve somutlaşmış bir biçimde yansıtmaları beklenmektedir. `Düzensiz/dağınık` bir biyografik belgesel, izleyicilere, feminist düşüncede `tamamlayıcı`olarak görülen `öteki` ile iletişim imkanı kurar. Bu etkileşimin derinliğiyönetmenin anlatısına dayanır. Yönetmen, `düzensiz` ve `dağınık` bir anlatıbiçimi benimsediği ölçüde öznesinin cinsiyet kimliği tecrübesini ve `var olmaendişesini` aktarabilir. Bunun yanı sıra, anlatıcı, özne ve izleyici arasında gelişen`bedenlileşmiş öznelerarasılık`, samimi bir portreye yansır. Anne-kız ilişkisindenyola çıkarak oto-biyografik öğeler de barındıran, Bloody Daughter - Bela KızÇocuğu, sıradışı ve muğlak kadın deha temsili ile, feminist bir metin olarak öneçıkmaktadır.Anahtar kelimeler: biyografik belgesel, dişil öznellik, deha miti In this study, biographic documentaries of three contemporary womenvirtuoso are analysed in respect to narratives, subjectivity and representation ofgendered identities. The purpose is to discuss these biographic films as feministtexts. The first film in analysis is, I am the Violin (Paul Cohen, 2004), portrayslegendary violinist Ida Haendel with a focus on her struggle as an aged prodigyvirtuoso. Second film Bloody Daughter (Stephanie Argerich, 2012) portrays theunusual familial and geographical ties of eccentric pianist Martha Argerich, atdifferent times and occasions. The last film İdil Biret: Portrait of Child Prodigy(Eytan İpeker, 2015) gets closer to the personal history of a child prodigy. In order to represent the `blur` reality of a `unrepresentable` femaleprodigy, the inner world and outer world have to be reflected truly and embeddedin coherence by the filmmaker. To viewers of a biographic film, watching a`messy portrait` can initiate a conversation with the `other` who is thought as aconception of women as `complementary` in feminist thought. The depth of thisconversation depends mainly on the narrative style of the filmmaker. Therefore,filmmaker's documentary style requires a questioning ability on the `messy`gender identification experience and `existential anxiety` of her/his subject.Besides, an intimate reflection of an `embodied female subjectivity` depends onthe intersubjectivity experienced among the narrator, the subject and the viewer.Due to its unconventional, messy and ambigous representation of a femaleprodigy with `an embodied subjectivity` from a female/daughter position with anauto-biographical style, Bloody Daughter stands out as a feminist text among theselected examples.Key words: biographical documentary, life narrative, female subjectivity, tellingwomen's lives, myth of prodigy
Collections