Kadına yönelik şiddet konusunda feminist hareketin ve devletin karşılaştırmalı yaklaşımı: İstanbul sözleşmesi örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kadına yönelik şiddet ve hane içi şiddet yıllardır süre gelen mücadeleye rağmen, mevcut uygulamalara bakıldığında, hala insan hakları ihlallerinin en önemli örneklerinden biri olarak görülmektedir. Kadınların maruz kaldığı şiddete karşı ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalar sürdürülmektedir. Bu çalışmalar hem Birleşmiş Milletler (BM) hem de Avrupa Komisyonu tarafından çeşitli sözleşme ve tavsiye kararları ile kadınlara uygulanan cinsiyete dayalı şiddetin kadınlara yönelik ayrımcılık olarak tanımlanmasına büyük katkı sunmuş, uluslararası eylem platformları oluşturulmuş ve kadına yönelik şiddetin insan hakkı ihlali olduğu vurgulanmıştır. Uluslararası arenada tüm gelişmeler yaşanırken örgütlü feminist mücadelenin de katkısıyla bu gelişmelere Türkiye de kayıtsız kalmamış ve CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi gibi iki önemli anlaşmanın taraf devletlerinden biri olmuştur. Türkiye'deki feministlerin ve diğer kadın örgütlerinin 1980'li yıllardan itibaren sürdürdükleri çalışmalar kadının insan haklarının güçlenmesi ve kadın ve erkek arasındaki eşitliğin toplumda mümkün kılınması için devletin bu alanda kurumsallaşmaya gitmesine katkı sağlamıştır. Bu tez kapsamında, öncelikli olarak Slyvia Walby'nin patriyarka kuramı ile literatürde yer alan kavramlar incelenmeye çalışılacak, sonrasında hem uluslararası hem ulusal kadına yönelik şiddetle mücadele alanındaki kazanımlar özetlenecek, Türkiye'deki feminist hareket tarihi ve devletin kadının insan hakları alanındaki kurumsallaşma süreci aktarılacaktır. Kadına yönelik ve hane içi şiddetin önlenmesine dair Avrupa Komisyonu sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi kapsamı ve sözleşmeye dair raporlar incelendikten sonra Walby'nin patriyarka kuramı ile Türkiye'deki feminist mücadelenin şiddet alanındaki beklentileri ve devletin sözleşmeyi uygulamasındaki eksiklikler tartışılacaktır.2011 yılında imzalanan İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin incelenmesi açısından örnek uluslararası politika/strateji belgesi olmasının yanı sıra, devlet kurumları ile feminist kadın örgütleri arasında kadına yönelik şiddet konusunda yaşanan fikir ayrılıklarının incelenmesinde kritik öneme sahiptir. Uluslararası anlamda kadının insan haklarına dair norm ve anlayışları yansıtan İstanbul Sözleşmesi üzerinden yapılacak izleme raporlarına dayanan karşılaştırmalı analiz, kadına yönelik şiddetin Türkiye bağlamında incelenmesi ile toplumsal cinsiyet alanındaki çalışmalara katkıda bulunacak ve ilerici politika yapım süreçlerine ışık tutacaktır.Anahtar Kelimeler: İstanbul Sözleşmesi, patriyarka, cinsiyete dayalı kadına yönelik şiddet, feminist örgütlenme, devlet. Despite years of struggle, violence against women and domestic violence are still considered as the most significant examples of human rights violations regarding the contemporary situation of women's rights. Several projects have been launched at national and international levels in order to end the violence against women. With treaties and recommendations introduced and put into practice by the United Nations and European Commission, these projects contributed to the recognition of violence against women as a form of discrimination. These developments resulted in the establishment of international action platforms and strengthened the emphasis on the violence against women as a human rights violation.With the contribution of the feminist movement, Turkey could not remain indifferent to these international developments and became a party to two important treaties such as CEDAW and Istanbul Convention. The efforts of the feminist movement in Turkey since the 1980s contributed to the institutionalization of the state's role in strengthening women's human rights and gender equality in society. In this thesis, I firstly discuss Sylvia Walby's theory of patriarchy and the related concepts in the literature, then, I summarize the national and international achievements on the struggle to end the violence against women with an emphasis on the history of feminist movement in Turkey and the institutionalization of the state's role on women's human rights. After examining the reports on Istanbul Convention of European Commission which aims to end violence against women and domestic violence, I discuss the goals of the feminist movement in Turkey and the state's failures in the implementation the Convention by benefiting from Walby's theory of patriarchy. Istanbul Convention which was signed in 2011 is a critical international policy/strategy document for the examination of violence against women. Additionally, the Convention has a key significance for the research on disagreements between the state institutions and women's organizations about the violence against women. This research would contribute to the literature on the violence against women in Turkey and gender studies and provide an insight for the progressive policy-making processes through making a comparative analysis on the international norms about women's human rights and the examination of violence against women within the context of Turkey.Keywords: Istanbul Convention, patriarchy, violence against women, the feminist movement, state.
Collections