Avrupa bölgesi krizinde; Almanya`nın finansal ve iktisadi etkinlik mekanizmasının rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
2008 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin önde gelen Lehman Brothers Bankası'nın iflas etmesi ve bunun yanı sıra bankaların düşük faizli konut kredisi vermesi sonucunda Mortgage kredi hacminin aşırı genişlemesi ve konut fiyatlarının fahiş rakamlara ulaşmasına neden olmuştur. Yaşanan bu olaylar sonucunda ABD'de finans sisteminde `likidite sıkışıklığına` neden olmuştur. ABD'de yaşanan bu olumsuz gelişmeler sonucunda yaşanan kriz kısa sürede diğer ülkeleri de etkisi altına alarak Küresel Finansal bir kriz haline dönüşmüştür. Özellikle de Avrupa bölgesinde ülkelerin farklılaşan mevcut kamu açıkları ve borçları, özel sektör borçlarının yanı sıra 2009 yılı sonrasında kriz etkisini Euro bölgesinde de göstermiştir.Meydana gelen küresel finansal kriz sonrasında Yunanistan'la başlayan borç krizine kadar ciddi bir ekonomik krizle karşılaşmayan Euro bölgesi ülkeleri, borç kriziyle birlikte önemli bir sınavla karşı karşıya kalmışlardır. Euro bölgesinde yaşanan kriz sadece bir kamu borç krizi değildir. Aynı zamanda bankacılık, büyüme ve rekabet krizidir.Kriz Euro bölgesindeki ülkelerin birbirine karşılıklı bağımlı olması ve birlik ekonomi politikalarının üye devletlerden alınıp, `Ulus-üstü` düzeyde yönetilmesi, ülkelerin ekonomi yönetimlerini güçleştirmiş ve hem sistemik, hem de krizi yaşayan ülkelerdeki makroekonomik dengesizliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ekonomik ve Parasal Birliğe ilişkin kriterlere uyulmaması ve bu kriterlerin yetersizliği, bölgeye dâhil ülkelerin başta maliye politikaları olmak üzere, ekonomi politikalarında gerekli koordinasyonu ve disiplini sağlayamamaları, Euro sonrasında bölge ülkelerinin risk primlerinin piyasalar tarafından Almanya ile aynı düzeyde değerlendirilmesi, bölgedeki bankaların finansal piyasalara hâkim olması ve devlet tahvillerinin banka bilançolarında önemli bir yer tutması, Antlaşma' da yer alan kurtarma yapmama ilkesi ile krizin teşhis ve tedavisinde bölge ülkeleri arasındaki görüş farklılıkları krizin doğması ve derinleşmesindeki en önemli sistemik nedenlerdir.Borç krizinin yaşandığı çevre ülkelerdeki makroekonomik dengesizliklerin de ortak noktaları bulunmaktadır. Euro sonrasında küresel finansal krize kadar düşen faizler ve artan likidite arzının etkisiyle yurt içi talep artmış, bunun sonucunda yapısal cari açıklar oluşmuş ve bu açıklar yurt dışından borçlanılarak finanse edilmiştir. Aynı zamanda, yurt içi talep artışı İspanya ve İrlanda'da emlak sektöründe fiyatların hızla artmasına, sonrasında da konut balonunun patlamasına ve bankacılık krizine yol açmıştır. Yunanistan'daki krizin temelinde kamu maliyesindeki yapısal bozulmalar yer almaktayken, İtalya ve Portekiz'de ise en önemli problem düşük ekonomik büyüme ve rekabet gücü olmuştur. Birlik içerisinde her ne kadar yardım fonları ve krizi önlemeye yönelik mekanizmalar geliştirilmiş olsa da önlemlerin geç alınması ülkelerin krizden çıkmasını daha da zorlaştırmıştır.AB'de meydana gelen kriz sonrasında jeopolitik ve ekonomik yönden ciddi bir güce sahip olan Almanya liderlik rolünü üstlenmiştir. Almanya ülkelere verilen yardım fonları ve mekanizmaların yerine birlik içindeki ülkelerin `Kemer Sıkma` politikasını benimsemeleri gerektiğini savunmuştur. Almanya yaşanan Euro krizinde birlik içerisinde her ne kadar farklı bir görüşü benimsemiş olsa da; birliğin bütünlüğünü korumaya ve ekonomik açıdan güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Almanya birliğin merkezindeki ülkedir. Aynı zamanda kurumlar üzerindeki hâkimiyeti gözden kaçmamaktadır. Bu bağlamda Almanya birlik içerisinde sosyal piyasa ekonomisinin ve ekonomisinin denetiminin kurumsallaşmasını talep etmiştir. Çünkü AB içerisinde parasal birliğin (Euro'nun) devamlılığı ve istikrarlılığı Almanya'nın ekonomik çıkarları için son derece önem arz etmektedir.Anahtar Kelimeler: Küresel Kriz, Likidite Sıkışıklığı, Euro Krizi, Kemer Sıkma Politikası, PIIGS, Almanya In 2008, as a result of the bankruptcy of the leading Lehman Brothers Bank of the United States of America, as well as low-interest housing loans, the mortgage caused excessive expansion of the credit volume and exorbitant housing prices. As a result of these events, it has caused a `liquidity squeeze` in the US financial system. Other economic short-term countries had to come out of a global financial crisis. In particular, the differentiating public deficits and debts of countries in the European region, as well as the private sector debts, showed the impact of the crisis in the Euro area after 2009. Eurozone countries, which did not face a serious economic crisis until the debt crisis that started with Greece after the global financial crisis, faced an important test with the debt crisis. The crisis in the euro area is not just a public debt crisis. It is also a crisis of banking, growth, and competition. The crisis is based on the interdependence of the countries in the euro area and the unity of economic policies from member states managing at the `supranational` level made the economic management of the countries difficult and caused macroeconomic imbalances in both systemic and crisis countries. Failure to comply with the criteria of the Economic and Monetary Union and insufficiency of these criteria, failure of the countries in the region to ensure the necessary coordination and discipline in economic policies, especially in the fiscal policies, the risk premiums of the countries in the region after the Euro, the dominance of the banks in the region and the financial markets. The fact that government bonds hold an important place in the bank balance sheets, the non-recovery principle in the Treaty and the differences of opinion among the countries of the region in diagnosis and treatment of the crisis is the most important systemic reasons for the emergence and deepening of the crisis.Macroeconomic imbalances in neighboring countries with a debt crisis have common points. After the Euro, interest rates falling until the global financial crisis and increasing liquidity supply increased the domestic demand, resulting in structural current account deficits and financed by borrowing from abroad. At the same time, the increase in domestic demand led to a rapid increase in prices in the real estate sector in Spain and Ireland, followed by the explosion of the housing bubble and the banking crisis.While the structural deterioration in public finance was at the root of the crisis in Greece, the most important problem in Italy and Portugal was low economic growth and competitiveness. Although aid funds and mechanisms to prevent the crisis have been developed within the Union, taking measures late has made it even more difficult for countries to get out of the crisis.After the crisis in the EU, Germany has a serious geopolitical and economic power and assumed the leadership role. Germany argued that the countries in the union should adopt the `Austerity` policy instead of aid funds and mechanisms. Although Germany adopted a different view of the union during the Euro crisis; it aims to protect the integrity of the union and strengthen it economically.Germany is the central country of the Union, and in this context, its dominance over institutions is not overlooked. As a result, Germany demanded the institutionalization of the social market economy and its control within the union. Because the continuity and stability of the monetary union (Euro) within the EU are very important for Germany's economic interests.Keywords: Global Crisis, Liquidity Congestion, Euro Crisis, Austerity Policy, PIIGS, Germany
Collections