Wıllıam Shakespeare`in Kral Lear adlı yapıtının sinemasal anlatıdaki yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sinema ilk yıllarında seyirciye net olmayan ve gerçek yaşamdan anlık görüntüler sergilemiştir. Farklı planların olmadığı tek açı ve tek plandan oluşan bu kısa filmler gerçek dünyaya benzerliğinden dolayı kısa zamanda seyirci tarafından sevilmiştir. Zamanla bu kısa filmlerin yerini öykülü anlatım almaya başlamıştır. Sanat olma yolunda hızla ilerleyen sinema diğer sanat dallarından etkilenmiştir. O dönemlerde en çok etkilendiği ve birebir aktarıldığı sanat dalı tiyatro olmuştur. Sinema ilk dönemlerinde tiyatronun sınırları içerisinde kalmıştır. Dünyanın büyük bir endüstrisi haline gelen sinema sanatı insanların daha önceden beğendiği ve sevdiği eserleri sinemaya uyarlamıştır. En çok tiyatrodan sinemaya uyarlaması yapılan yazarlardan biri William Shakespeare olmuştur. Kral Lear adlı oyunu da birçok kez sinemaya uyarlanmış hatta farklı kültürlere uyarlanarak farklı bir anlatım tarzı ile beyaz perdeye aktarılmıştır. Sinemasal anlatı, göstergebilimsel çözümleme ile 1960'lı yıllarda tanışmıştır. İlk zamanlarında yazınsal çözümlemelerde kullanılan bu yöntem daha sonrasında sinema, müzik, reklam afişleri gibi farklı dallardaki ürünlerin çözümlenmesinde kullanılmıştır. Tezde yapısalcılık çerçevesinde Vladimir Propp'un anlatı biliminden ve Propp'tan esinlenerek kendi çözümleme yöntemini bulan Algirdas Julien Greimas'ın anlatı izlencesi ve eyleyensel örnekçesi ele alınmıştır. Çalışmada bu bilgiler doğrultusunda William Shakespeare'in ünlü oyunu 'Kral Lear'ın sinemaya uyarlanırken uğradığı yapısal ve anlatısal değişiklikler incelenmiştir. Sonuç olarak, birebir uyarlamanın yapılmadığı, sinemaya uyarlanırken değişimlere uğradığı tespit edilmiştir. In the first years of the cinema, the audience exhibited unclear and real-life snapshots. These short films, consisting of one angle and one plan without different plans, were liked by the audience in a short time because of their similarity to the real world. Over time, these short films began to be replaced by narrative. Cinema, which is on the way to become art, has been influenced by other art branches. At that time, theater was the art branch where it was most impressed and one to one. Cinema remained within the borders of the theater in its early stages. The art of cinema, which has become a major industry in the world, has adapted the works that people previously liked and loved. William Shakespeare was one of the authors who was mostly adapted from theater to cinema. His play called King Lear was adapted to the cinema many times and even adapted to different cultures and transferred to the screen with a different narrative style. The cinematic narrative met with semiotic analysis in the 1960s. This method, which was used for literary analysis in the early days, was later used in the analysis of products in different branches such as cinema, music, and advertising posters. In the thesis, narrative syllabus and operational examples of Algirdas Julien Greimas, who found his own method of analysis inspired by the narrative science of Vladimir Propp and Propp, were discussed. In line with this information, the structural and narrative changes that William Shakespeare's famous game 'King Lear' experienced while adapting to cinema were examined. As a result, it was determined that one-to-one adaptation was not made and that it was subject to changes while being adapted to the cinema.
Collections