213 numaralı Urfa şer`iyye sicilinin (H. 1290-1292/m.1873-1875) 1-174 sayfaları arası transkripsiyon ve değerlendirmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma ile 213 Numaralı Urfa Şerʻiyye sicilinin (H.1290-1292/M. 1873-1875) 1-174 sayfaları arası transkripsiyonu ve değerlendirmesi yapılmaya çalışılmıştır. Bu kadı defteri Urfa'nın hususi olarak 1873-1875 yılları arasındaki davaları ihtiva eder. Bu belgelerde Urfa'nın mahkemeleri, sosyal hayatı, ticari hayatı ve dini hayatı incelenmeye çalışılmıştır. Ancak her ne kadar defterde geçen davalar Urfa'da geçen üç yılı kapsar ise de parça bütünün numunesi olması hasebiyle incelenen bu şerʻiyye sicili genel olarak Osmanlı'nın diğer bölgeleri hakkında da bilgi vermektedir. Şerʻiyye mahkemelerinin yetki genişliği sebebiyle birçok farklı konuda davaların olduğu görülmektedir. Kadı kayıtlarındaki davalardan birkaç örnek verilmesi uygun olacaktır. Mihr davalarında, nikah akdi yapılırken erkeğin kadına vadettiği mihri ödememesi durumunda kadın mahkemeye başvurarak mihrinin verilmesini talep ederdi. Mihr, İslam'ın kadına vermiş olduğu kadını korumaya yönelik bir haktır. Şerʻi kanunlar esas alındığı için kadın hakları yasal olarak koruma altındaydı. Gayr-ı müslim davalarına bakacak olursak; bu davalarda gayrimüslimler Müslümanlarla ve kendi aralarında yaptığı ticaret veya diğer ilişkilerde anlaşmazlık durumunda şerʻi mahkemelere başvurdukları görülmektedir. Bu olay gayr-ı Müslimlerin şerʻi mahkemelere olan güvenini gösterir. Defterde geçen başka bir kayıt türü de mülk satışı ile ilgilidir. Bu kayıtlarda mahkemelerin noter görevini üstlendiği görülmüştür. Kaza ve sancaklardaki resmi işlemler, genel olarak şerʻiyye mahkemelerinde görülürdü. Bu mahkemelerin başkanı da kadı idi. Bu çalışma sonucunda davalara konu olmuş Urfa'nın mahalle, köy ve kazalarında yaşayan insanların sosyal, ekonomik ve dini hayatları hakkında bilgiler tespit edilmiştir. Mahalle sakinleri olan Müslümanların kendi aralarındaki komşuluk bağlarının güçlü olduğu ve gayrimüslimlerle inanç farklılığından kaynaklı problemlerin olmadığı görülmektedir. Bunun yanında Bir Osmanlı şehri olan Urfa'nın kaza, köy, nahiye ve mahallelerindeki mimari yapılar olan cami, çarşı pazar, han, hamam, dükkan ve evleri hakkında bilgi edinilmiştir. Ayrıca Osmanlı Devleti'nin hukuk sisteminde, zimmi tebaanın ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmediği, hukukun herkes için geçerli olduğu ve isteyen herkesin mahkemeye başvurabildiği söylenebilir. In this study, the transcription and evaluation of Urfa court (Sharia) registry numbered 213 (H.1290-1292 / 1873-1875 A.D.) for pages between 1 and 174 has been done. This judicial document contains Urfa's particular cases between the years of 1873 and 1875. In this document, Urfa's courts, social, commercial, and religious life were tried to be examined. Although the cases in the book cover three years in Urfa, this judicial record, which was examined as a sample of the whole piece, also gives information about the other parts of the Ottoman Empire in general. Due to the wide range of jurisdiction of Sharia courts, there are cases on many different issues.It would be appropriate to give a few examples of the cases from the judge (Kadi) records. In mahr (bride wealth) cases, if the man did not pay what he promised while in the wedding contract, woman would apply to the court and demand that the mahr be given. Mahr is a right given by Islam to the women to protect them. Women's rights were legally protected because the Sharia law was the basis. If we look at non-Muslim cases; in these cases, non-Muslims appear to have applied to the courts of Sharia in the event of disputes between Muslims and their trade or other relations. This demonstrates the confidence of the non-Muslims in the Sharia courts. Another type of record in the book is related to the sale of property. In these records, it was seen that the courts assumed the duty of notary public. Official procedures in regions and sanjaks were generally handled in the courts of the Sharia. The head of these courts was the Kadi (judge). As a result of this study, information about the social, economic, and religious lives of people living in the neighbourhoods, villages and township of Urfa, which have been the subject of lawsuits, has been identified. It is seen that Muslims, who are residents of the neighborhood, have strong neighbourly ties and do not have problems arising from differences of faith with non-Muslims. In addition, the architectural structures in the districts, villages, township, and neighborhoods of Urfa, an Ottoman city, mosques, bazaars, inns, baths, shops and houses were acquired. Moreover, in the legal system of the Ottoman Empire, it can be said that zimmi subjects were not treated as second class citizens, that the law was valid for everyone and that anyone who wanted could apply to the court.
Collections