Uterin arter Doppler ölçümlerinin, mol hidatidiformun persistansını belirlemedeki değeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Çalışmamızda Mol Hidatidiform olgularında uterin arter Doppler indekslerinin, hastalığın persistansını belirlemedeki etkinliği araştırıldı. Çalışma grubunda, oniki haftalıktan küçük gebeliği olan 31 komplet Mol Hidatidiform olgusu, kontrol grubunda ise ilk trimestr gebeliği olan 30 sağlıklı gebe kadın yer aldı. Başlangıçta her iki grupta, uterin arter kan akımları renkli Doppler ultrasonogram ile değerlendirilerek ortalama Pulsatilite İndeksi (PI), Rezistans İndeksi (RI) ve Sistol/Diastol oranı (S/D) belirlendi ve eş zamanlı olarak serum beta-hCG düzeyleri ölçüldü. Daha sonra çalışma grubundaki molar gebeliklerin vakum evakuasyon ile boşaltılmasından sonra, seri serum beta-hCG ölçümleri ile Doppler indeksleri haftalık olarak tekrarlandı. Beta-hCG serum düzeyleri ile Doppler indeksleri arasındaki korelasyon araştırıldı. Klinik olarak spontan regrese olan molar gebelik olgulanyla persiste eden olgular arasındaki uterin arter Doppler indeks ölçümleri karşılaştırıldı. Verilerin istatistiksel analizi SPSS 11.0 paket programı kullanılarak yapıldı. Çalışma ve kontrol gruplarının uterin arter Doppler indeks değerlerinin karşılaştırmasında Student's t testi, çalışma grubunun serum beta-hCG düzeyleriyle uterin arter Doppler indeksleri arasındaki korelasyonun belirlenmesinde Pearson korelasyon analizi, çalışma grubundaki spontan remisyona uğrayan ve persiste eden olguların Doppler indekslerinin karşılaştırılmasında non-parametrik Mann- Whitney U testi kullanıldı. İstatistiksel olarak p<0.05 anlamlı kabul edildi. Çalışma grubunda yer alan ve tümü histopatolojik olarak komplet Mol Hidatidiform tanısı alan 31 olgunun 25' inde (%80.64) spontan remisyon gözlenirken, 6'sında (% 19.36) persiste Mol Hidatidiform saptandı. Çalışma grubunda yer alan molar gebelik olgularının uterin arter PI, RI, S/D değerleri ile serum beta-hCG düzeyleri (sırasıyla; r = -0.34, -0.38, -0.41, p<0.05) ve log beta-hCG arasında (sırasıyla; r = -0.50, -0.51, -0.53, p<0.01) anlamlı, negatif lineer korelasyon saptandı. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında molar gebeliklerde; uterin arter RI ve S/D ölçümlerinin anlamlı olarak daha düşük olduğu (sırasıyla; p<0.001, p<0.05), ancak PI ölçümünün anlamlı fark göstermediği (p>0.05), log beta-hCG ve serum beta-hCG düzeylerinin istatistiksel olarak farklı olmadığı bulundu (p>0.05). Persiste eden Mol Hidatidiform olgularında, spontan remisyon gösterenlere oranla uterin arter PI, RI, S/D ölçümlerinin anlamlı olarak daha düşük olduğu saptandı (p<0.001). Uterin arter Doppler indeksleri -PI, RI, S/D- ölçümü, molar gebeliklerin persistansını belirlemede etkin olup, bu anlamda her üç indeks arasında bir fark yoktur. Bu indekslerin molar gebeliklerde düşük olarak saptanmasının, persiste hastalığı belirlemede prognostik bir parametre olarak kullanılabileceği düşüncesindeyiz. Anahtar Kelimeler: komplet mol hidatidiform, persiste mol hidatidiform, uterin arter, Doppler indeksi vı SUMMARY In our study, the effectiveness of uterine artery Doppler indexes in the determination of the persistence of hydatidiform mole subjects was evaluated. The study group consisted of thirty-one complete hydatidiform mole cases of less than 12 weeks gestation, and the control group of 30 healthy pregnant women in their first trimester. Mean pulsatility index (PI), resistance index (RI), and systole/diastole ratio (S/D) were determined in all subjects by evaluating uterine artery blood flow using color Doppler ultrasonography, and serum beta-hCG levels measured. After removal of molar pregnancy by vacuum evacuation in the study group, serial measurements of beta-hCG and Doppler indexes were made weekly. Uterine artery Doppler index measurements were compared between clinically spontaneous regressing molar pregnancy cases and persisting cases and the correlation between serum beta-hCG and Doppler indexes investigated. Statistical analyses of the data were done using SPSS v. 11 package program. Uterine artery Doppler index values of the study and control groups were compared using Student's t- test. In the study group, Pearson analyses were used in the determination of the correlation between serum beta-hCG and Doppler indexes, and non-parametric Mann- Whitney U test for the comparison of persistent and spontaneous remitting cases. A p-value of <0.05 was considered statistically significant. Spontaneous remission occurred in 25 of the 31 (80.64%) cases of complete hydatidiform mole, while persistent hydatidiform mole was present in 6 (19.36%). A negative linear correlation were found between uterine artery PI, RI, S/D values of molar pregnancy cases in the study group and serum beta-hCG levels (r = -0.34, -0.38, -0.41, respectively, p<0.05) and log beta-hCG levels (r = -0.50, -0.51, -0.53, respectively, /?<0.01). Significantly lower uterine artery RI and S/D measurements (p<0.001, p<0.05 respectively) were found in molar pregnancies compared to the control group, but no significant difference in PI (p>0.005), log beta-hCG or serum beta-hCG levels (p>0.05) were found. In persistent hydatidiform mole cases, uterine artery PI, RI, S/D measurements were significantly lower than in spontaneously regressed hydatidiform mole subjects (p<0.001). Uterine artery Doppler indexes -PI, RI, S/D- measurements are effective in the determination of molar pregnancy persistence, with no difference among the three indexes in this respect. We suggest that finding lower values in these indexes can be of use as a prognostic parameter in the determination of persistent hydatidiform mole disease. Key words: complete hydatidiform mole, persistent hydatidiform mole, uterine artery, Doppler index Vll
Collections