Disosiyatif kimlik bozukluğu hastalarının sosyodemografik ve klinik özelliklerinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: Dissosiyatif kimlik bozukluğu toplumda %1 civarında gözükmektedir ve dikkat çekilmesi gereken bir halk sağlığı problemidir. Sık görülen bir bozukluk olmasına rağmen klinikte dissosiyatif bozukluk tanısı çok nadir olarak konmaktadır. Biz bu çalışmamızla dissosiyatif kimlik bozukluğu olan hastaların sosyodemografik özelliklerini, kliniğe başvuru şikayetlerini, etyolojiye yönelik travmalarını, eşlik eden psikiyatrik tanılarını, geçmiş psikiyatri başvurularını ortaya koyarak Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu tanısının farkındalığını ve tanınabilirliğini arttırmayı amaçladık.Metod: Çalışmaya Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Psikiyatri Poliklinik Birimine ardışık sırayla başvuran DSM-5 tanı kriterlerine göre Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu tanısı almış 47'si (%67.1) kadın 23'ü (%22.9) erkek toplam 70 hasta gönüllü olarak katılmayı kabul etti. Hastaların Dissosiyatif Yaşantılar Ölçeği, Dissosiasyon Ölçeği ve sosyodemografik veri formu doldurulması istendi. Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların 47'si (%67.1) kadın, 23'ü (%22.9) erkektir. Olguların yaş ortalaması 26,5 ± 9,63 ( yaş aralığı 18-62 ) idi. Hastaların geçmiş psikiyatri kliniği başvuru sayıları incelendiğinde hastaların 34'ünün(%48.6) ilk başvurusudur. 4 ve daha fazla başvurusu olan hasta sayısı ise 27 (%38.5)'dir. Bizim çalışmamızda hasta başına düşen ortalama psikiyatrist başvuru sayısı 2.3 olarak ve DKB dışında konan psikiyatrik tanı sayısı ortalaması 1.5 olarak bulunmuştur. Hastaların muayene sonucu eşlik eden psikiyatrik tanıları karşılaştırıldığında pür dissosiyatif kimlik bozukluğu olan hasta sayısı 17'dir (%24.3). Depresif bozukluk ek tanısını alan 47 (%67.1) hasta, konversiyon bozukluğu ek tanısı alan 21 (%30) hasta, anksiyete bozukluğu ek tanısı alan 14 (%20) hasta ve daha az olmakla birlikte kişilik bozuklukları, madde kullanım bozuklukları ve travma sonrası stres bozukluğu saptanmıştır. Hastaların polikliniğe başvuru şikayetleri incelendiğinde 70 hastanın 35'inde (%50.0) dissosiyatif semptomlar, hastanın 49'unda (%70.0) depresif semptomlar, 28'inde (%40.0) somatik semptomlar, 30'unda (%42.9) schneider semptomları, 21'inde (%30.0) anksiyete semptomları, 21'inde (%30.0) self mutilasyon davranışı saptandı. Hastaların travma türlerini inceleyecek olursak 29 (%41.4) hastada cinsel istismar, 45 (%64.3) hastada fiziksel istismar, 29 (%41.4) hastada emosyonel istismar, 34 (%48.6) hastada kronik ihmal, 12 (%17.1) hastada yakın vefatı, 2 (%2.9) hastada kazaya tanıklık etme sonucuna ulaşıldı. 2 hasta travma yaşamadığını bildirdi.Sonuç: Dissosiyatif kimlik bozukluğu konusuna tam hakim olmayanlar belirtileri birçok tanıyla ilişkilendirebilir ve bu belirtilerin aslında tek bir olguya işaret ettiğini atlayabilmektedir. DKB tanısı düşünülmeden, belirtilere yönelik yapılan tedavi yaklaşımının başarısızlıkla sonuçlandığı görülmektedir. Başka çalışmalarda da izlendiği gibi bizim çalışmamızda da kişiler uzun süreler boyunca yanlış tanı ve tedavi ile takip edilmektedir. Dissosiyatif bozukluk birçok ruhsal hastalıkla birliktelik gösterebilir. Bu yüzden tanı atlanabilme ihtimali yüksektir. Oysa erken tanı ve tedavi ile kişi travmadan korunup daha kolay tedavi edilebilir duruma gelebilir. DKB hastaları çok belirgin dissosiyatif belirtilerle gelmediğinden yanlış ve eksik tanı koymamak adına dissosiyatif belirtiler hasta görüşmelerinde rutin olarak sorgulanmalıdır. Bu hastalara tarama testleri ve yapılandırılmış klinik görüşmeler sayesinde doğru tanı konabilmektedir. Doğru tanı koyduktan sonra hastanın tedavisi mümkündür. Ancak yapılan çalışmalar sonucunda ülkemizde yeterince tanınmadığı izlenmektedir.Anahtar Kelimeler: Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu, Sosyodemografik Bulgular, Başvuru Şikayetleri AIM: The prevalence of dissociative personality (identity) disorder is 1% and it's needed to be payed attention. Although this prevalence rate this disorder is rarely diagnosed. The aim of this study was to determine the sociodemographic features, complaints, etiological traumas, comorbid psychiatric disorders, previous psychiatric applications of the patients who had the diagnosis of DPD and increase the awareness and recognisability of DPD.MATERIAL AND METHOD: 70 patients who had thediagnosis of DPD due to DSM 5 criterias in outpatient clinic of Department of Psychiatry of Harran University Faculty of Medicine were accepted to our study. 47 (67.1%) of patients were female, 23 (22.9%) were male. The patients filled dissociative experiences scale, dissociaation scale and sociodemographic data form. FINDINGS: 47 (67.1%) of 70 patients were female and 23(33.9%) were male.The mean age was26.5±9.63. The range was between 18-62 ages. It was the first psychiatric application (visit) for 34 (48.6%) patients. 27 (37.6%) of 70 patients had 4 or more applications (visits). The mean number (time)??? of application for each patient was 2.3 and the mean number??? Of psychiatric diagnosis except DPD was 1.5. Only 17 patients (24.3%) had only the diagnosis of DPD. 47 patients (%67.1) had comorbid depressive symptoms, 21 patients (30%) had comorbid conversion disorder, 14 patients (20%) had comorbid diagnosis of anxiety disorder. And some patients had the diagnosis of personality disorders, substance misuse disorders and posttraumatic stres disorder. As the first complaints 35 patients (50%) had dissociative symptoms, 49 patients (70%) had depressive symptoms, 28 patients (40%) had somatic sypmtoms, 30 patients (42.9%) had schnederian symptoms, 21 patients (30%) had anxioussymptomsand 21 patients (30%) had self mutilative behaviours. As the traumatypes 29 patients (41.4%) had a story about sexual abuse, 45 patients (64.3 %) had a story about physical abuse, 29 patients (41.4%) had a story about emotional abuse, 34 patients (48.4%) had a story of chronic neglection, 12 patients (17.1%) had a story of loss of a relative, 2 patients (12.9%) had the story of witness to an accident, 2 patients had no story of trauma.CONCLUSION: The symptoms of DPD can be related to many psychiatric disorders. Treatments towards symptoms with neglection of thediagnosis of DPD will fail. Patients are generally misdiagnosed as we determined in our study and previous studies. Dissociative symptoms should be checked regulary during psychiatric interviews to prevent from misdiagnosis. Th esuccesful treatment could be possibl after the right diagnosis.Key Words: Dissociative Personality Disorder, Sociodemographic Characteristics, Complaints
Collections