Unipolar depresyon tanısı olan hastalarda karma belirti sıklığı ve tedavi yanıtının değerlendirilmesi: 3 aylık izlem çalışması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: DSM-5 ile birlikte karma belirtiler bipolar ve depresif bozukluklar için gidiş belirleyicisi olarak sınıflandırılmıştır. Daha önce yalnızca bipolar bozukluk için önerilen karma belirtiler unipolar depresyonda da oldukça yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır. Karma belirtili depresyon (KBD) hastalarının hem tedavi yanıtları hem genetik alt yapıları hem de hastalık seyri açısından karma belirtili olmayan unipolar depresyon (KBOD) hastalarından ayrıştıkları öne sürülmektedir. Biz de kliniğimize başvuruda bulunan ve UD tanısı alan hastalarda karma belirtilerin sıklığını, 3 aylık izlemde KBD ve KBOD hastalarındaki tedavi yanıtlarındaki farklılıkları saptamayı amaçladık.Yöntem: Bu araştırmaya poliklinikte görevli klinisyen tarafından UD tanısı konan ve antidepresan (AD) tedavi başlanan, araştırmacı tarafından UD tanısı DSM-IV Eksen I bozuklukları için yapılandırılmış klinik görüşme (SCID-I) ile doğrulanan, basit randomize örnekleme yöntemi ile seçilmiş toplam 90 hasta alındı. Hastaların DSM-5'e göre karma belirtileri taranmış, 3 ve üzerinde belirtisi bulunan hastalara DSM-5'e göre KBD tanısı konmuştur. Araştırmacı uygulayacağı Young Mani Derecelendirme Ölçeği (YMDÖ)'nden 3 ve üzerinde maddeden 1 ve üzerinde puan alan hastalar Araştırma tanı kriterleri (AKBDT)'ne göre KBD tanısı almıştır. İlk görüşmede değiştirilmiş Hipomani Soru Listesi-32 (dHSL-32) ölçeği hastalar tarafından doldurulmuş, Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (HAMD-17) ve YMDÖ ölçekleri ise araştırmacı tarafından uygulamıştır. Araştırmaya dahil edilen hastaların eşik altı manik/hipomanik belirtileri tedavinin ilk görüşme ve 1., 3. aylarında üç kez değerlendirilmiştir. 2. ve 3. görüşmelerde YMDÖ, HAMD-17, dHSL-32 ölçekleri tekrarlanarak tedavi yanıtları ve belirti şiddetleri değerlendirilmiştir.Bulgular: Her iki grup arasında yaş, cinsiyet ve medeni durum açısından istatistiksel fark saptanmazken; eğitim durumu yüksek olanlarda KBOD daha sık bulundu. DSM-5 tanı kriterlerine göre araştırmaya katılan hastaların %13,3'ü KBD tanısı alırken, araştırma kriterlerine göre hastaların %34,4'ü KBD tanısı aldı. AKBDT ile DSM-5 tanı kriterlerine göre anlamlı olarak daha fazla KDB tanısı konmuştur (p<0,001). İlk görüşmeye katılan hastaların 47'si (%52,2)'si araştırmayı tamamladı. Her iki grup arasında araştırmaya devamlılık açısından fark saptanmadı (p=0,212). Her iki grupta HAMD-17 ve YMDÖ ölçek puan ortalamalarının grup içi zamansal değişimi açısından anlamlı farklılık bulunmuşken, dHCL-32 ölçek puanı açısından istatistiksel fark yoktur (p<0,001, p=0,026, p=0,677). HAMD-17 ölçek puanında her iki grupta da tüm görüşmeler de istatistiksel olarak anlamlı düşüş sağlanmıştır. YMDÖ açısından ise KBD grubunda 1. ve 2. görüşmedeki düşüş istatistiksel olarak anlamlı olarak saptanmışken (p<0,001), 2. ve 3. görüşmede bu fark saptanmamıştır (p=0,404). Ayrıca iki grup arasında HAMD-17, YMDÖ ve dHCL-32 ölçek puanlarının zamansal değişimi açısından anlamlı farklılık yoktu (p=0,573, p=0,055 p=0,845). Hipomanik/manik belirtileri ölçen YMDÖ ve dHSL-32 ölçekleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon saptanmıştır (p<0,05).Sonuç: Çalışmamızın sonuçlarına göre UD hastalarında KBD oranlarının azımsanmayacak düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. DSM-5 tanı kriterleri KBD tanısı koymakta daha seçici görünmektedir ve bu nedenle bir kısım KBD hastasını atlıyor olabilir. Bizim bulgularımıza göre KBD hastalarının karma belirtileri AD tedaviye hızlı yanıt vermektedir. Her iki hasta grubu da AD tedaviden yarar görmüş olup grupların tedavi yanıtları açısından farklılık bulunmamıştır. KBD hastalarında klinik seyir ve tedavi yanıtının farklılığını araştırmak için daha geniş örneklemli araştırmalara ihtiyaç vardır.Anahtar Kelimeler: Psikiyatrik sınıflandırma, Unipolar depresyon, Karma belirtili depresyon, Antidepresan tedavi, dHSL-32 Introduction: With DSM-5, mixed features are classified as a specifier for bipolar and depression disorders. The mixed features previously suggested only for bipolar disorder are also common in unipolar depression (UD). It has been suggested that depression patients with mixed features (MF+) differ from depression patients without mixed symptoms (MF-) in terms of both treatment responses, genetics, and course. We aimed to determine the frequency of mixed features in patients admitted to our clinic and diagnosed with UD, and differences in treatment responses for patients with (MF+) and (MF-) during the 3-month follow-up.Methods: A total of 90 patients who were diagnosed with UD by the clinician at the outpatient clinic, and confirmed by the structured clinical interview (SCID-I) for DSM-IV Axis I disorders were included in this study. The mixed features of patients were screened according to DSM-5, and patients with symptoms of 3 or more were diagnosed with MF+ according to DSM-5. The patients who scored 1 or more than 3 based on the Young Mania Rating Scale (YMRS) applied by the researcher were diagnosed with MF+ according to the Research Diagnostic Criteria (RDG). At the first interview, the modified Hypomania Checklist (mHCL-32) scale was filled in by the patients, and the Hamilton Depression Rating Scale (HAMD-17) and YMRS were applied by the researcher. The subthreshold manic/hypomanic symptoms of the patients were evaluated three times (First interview, first and third month). In the 2nd and 3rd visits, YMRS, HAMD-17, mHCL-32 scales were repeated, and treatment responses and symptom severity were evaluated.Results: There was no statistical difference between the two groups in terms of age, gender, and marital status. MF- was more frequent in patients with higher educational status. According to DSM-5 diagnostic criteria, 13.3% of the patients were diagnosed with MF+, while 34.4% of the patients were diagnosed with MF+, according to RDG (p<0.001). 47 (52.2%) of the patients who participated in the first interview stayed in the research. There was no difference between the two groups in terms of the continuity of the study (p = 0.212). In both groups, there was a significant difference in terms of temporal variation of HAMD-17 and YMRS scale scores, whereas there was no statistical difference in terms of mHCL-32 scale scores (p <0.001, p = 0.026, p =0.677). The HAMD-17 scale score showed a statistically significant decrease in all visits in both groups. In terms of YMRS, the reduction in the first interview and the second visit was statistically significant (p <0.001) in the MF+ group, whereas this difference was not found in the second and third visits (p = 0.404). In addition, there was no significant difference between the two groups in terms of temporal variation of the HAMD-17, YMRS, and mHCL-32 scale scores (p = 0.573, p = 0.055 p =0.845). There was a statistically significant correlation between YMRS and mHCL-32 scales considering the measurement of hypomanic/manic symptoms (p <0.05).Conclusion: According to the results of our study, we can say that the rates of MF+ are not negligible. The DSM-5 diagnostic criteria appear to be more restrictive in the diagnosis of MF+, and may, therefore, miss out some of the patients with MF+. According to our findings, mixed features of MF+ patients respond rapidly to antidepressant treatment. Both groups benefited from AD treatment, and there was no difference in terms of treatment response. Larger sample studies are warranted to evaluate the difference in the course and treatment response in patients with MF+.Key Words: Classification of mental disorders, Unipolar depression, Mixed features, Antidepressant therapy, mHCL-32
Collections