Baş ağrısı ve baş dönmesi şikâyetleri ile nöroloji polikliniğine başvuran hastaların anksiyete risk düzeyleri

Abstract

Baş ağrısı ve baş dönmesi semptomları toplumumuzda çok sık görülmektedir. Bu belirtiler organik bir nedene bağlı olarak gelişebileceği gibi anksiyete gibi psikiyatrik bir sebeple de oluşabilmektedir. Önleyici çalışmaların yapılması ile anksiyete riskleri azalacaktır. Bu çalışmanın amacı, baş ağrısı ve baş dönmesi şikâyetleri ile anksiyete ilişkisini inceleyerek risk düzeylerini belirlemektir. Araştırma, Bağcılar Medilife Hastanesi Nöroloji Polikliniği'ne başvuran 92 kişiyi kapsamaktadır. Katılımcıların baş ağrısı şiddeti, Wong – baker ağrı skalası ile değerlendirilmiştir. Anksiyete ve depresif belirti düzeyleri, Hastane Anksiyete ve Depresyon ölçeği ile belirlenmiştir. Katılımcıların yarısından fazlasının (%53) anksiyete belirti düzeyleri, kesme puanı olan 10'a eşit ya da 10'un üzerindedir. Çalışmamızda çeşitli risk faktörleri bulundu. Ağrı şiddeti ile anksiyete belirti şiddeti arasında orta düzey anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Biraz şiddetli, şiddetli ve çok şiddetli ağrısı olan kişilerde anksiyete belirti düzeyi daha yüksektir. Ağrı arttıkça anksiyete şiddeti de artmaktadır. Ağrı bildiren 36-45 yaş aralığındaki kişiler anksiyete geliştirme eğilimindedirler. Psikojen ya da beyin kaynaklı baş dönmesi tanısı, ağrı ve baş dönmesi durumunda ilaç kullanım süresi anksiyete açısından risk faktörüdür. İstatistiksel olarak anlamlı bulunmasa da; gerilim tipi baş ağrısı tanısı almak, kadın olmak risk açısından yordayıcıdır. Bu çalışmada cinsiyet, yaş, medeni durum, çalışma durumu, eğitim gibi faktörlerin baş ağrısı ya da baş dönmesi ile ilişkili istatistiksel olarak anlamlı anksiyete risk faktörü olmadığı bulunmuştur. Bu durum örneklem grubunun sosyo-kültürel yapısı, örneklemin erkek ve kadın dağılımı (kadın; 72, erkek; 20), eşlik eden psikolojik tablonun varlığı gibi sebepler gösterilebilir. Sonuç olarak, organik nedenle olsun ya da olmasın baş ağrısının ve baş dönmesinin anksiyete ile ilişkili olduğunun saptanmış olması psikolojik tedavinin gerekliliğini göstermektedir.

Headache and dizziness are often seen in our population. These symptoms may be related either to organic or psychiatric disorders. Preventive studies lowers the risc of anxiety manifestation. The aim of this research is to observe if there is any corelation between headache dizziness and anxiety, and to define the risc level of anxiety that leads to these symptoms. 92 outbound patients followed by Neurology Department in Bağcılar Medilife Hospital were involved in this study. The level of headache was measured using Wong - Baker pain scale. Anxiety and depressive sings expression intensity was measured using Hospital Anxiety and Depression Scale. In more than half of the participitants (53%) the anxiety sings expression score was equal or more than 10, which is also threshold score value of the scale.several risc factors were detected. Correlation between headache intensity and anxiety sings expression intensity was of medium importance of statistical significance. Anxiety level was higher in patients who manifested light, middle and high intensity of headache. Anxiety sings manifest increased with incresing intensity of headache. People aged from 36 to 45 who experience headache are proned to develop anxiety. Diagnosis of dizziness related to neorological or psychogenic disorders and longevity of medical treatment for headache and dizziness are accepted as risc factors for anxiety. In spite of not being statistically significant diagnosis of tension type headache and female gender is predictive for anxiety. In this study we found that factors like gender, age, education, working or martial status are not a risc for anxiety related to headache and dizziness. This finding may be related to male/female ratio ( male 25, female 72), primary pschycologic disorder or sociocultural aspect of the sample group used in our study. Weather the cause of headache and dizzinines is organic or not, studies have proven their correlation to anxiety, and that is an significant reason why these patient should be supported by psychological treatment.