Aortada plak saptanan olgularda karotis sisteminin plak varlığı ve morfolojisi açısından değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Torasik veya abdominal aortada kalsifiye aterom plakları bulunan olgularda strok için önemli bir risk faktörü olan karotis sisteminde plak sıklığını ve plak özelliklerini araştırmak.Yöntem: Çalışma ve kontrol grubu, Haziran 2009-Aralık 2009 tarihleri arasında Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Kliniği Tomografi Ünitesine değişik endikasyonlar sonucu toraks ve abdomen BT tetkiki yaptırmak üzere başvuran olgulardan oluşturuldu. Torasik veya abdominal aortada kalsifiye aterom plakları bulunan 89 hasta ile toraks ve abdomen BT'lerinde kalsifiye aterom plağı tesbit edilmeyen 79 hastanın bilateral karotis arterleri aterom plak varlığı ve morfolojisi açısından değerlendirildi.Bulgular: Torasik veya abdominal aortadaki plak uzunluğu arttıkça karotisdeki plak sayısı, plak uzunluğu ve plak kalınlığının da arttığı görüldü. Torasik aortada plak yerleşim biçimi konsantrik olanların ekzantrik yerleşim gösterenlere göre karotisdeki plak sayısı, plak uzunluğu ve plak kalınlığı ve abdominal aortada konsantrik yerleşimli plağı olanlarda karotiste plak sayısı yüksek bulunmuştur. Abdominal aortada kısa plağı olanlarda uniform ekojen plağın diğer plak tiplerine göre daha sık olduğu bulunmuştur. Torasik veya abdominal aortada kısa plağı olanlarda karotiste düzgün yüzeyli plakların daha sık görüldüğü saptanmıştır. Torasik veya abdominal aortada kısa plağı olanlarda karotiste ekzantrik yerleşimli plakların daha sık olduğu bulunmuştur. Torasik aortada plak yerleşim biçimi konsantrik olanların çoğunluğunda karotis plak ekojenite özelliği ya baskın ekolusen ya da uniform ekolusendir yine bu gurupta karotis plak yerleşim biçimi de konsantrik özelliktedir. Çalışma ve kontrol gurubunda yaş arttıkça karotis sistemindeki plak sayısının, plak uzunluğunun, plak kalınlığının, konsantrik ve ülsere plak görülme oranının arttığıgörülmüştür. Torasik veya abdominal aortada plağı olan hastalarda karotis sisteminde uniform ekolusen, ülsere ve düzensiz yüzeyli, konsantrik yerleşimli plak bulunma oranı kontrol gurubuna göre daha yüksek bulunmuştur. Çalışma gurubundaki karotis plak sayısı, uzunluğu ve kalınlığının kontrol gurubundan anlamlı düzeyde fazla olduğu görülmüştür. Hipertansiyon olan hastalarda plak sayısı, ülsere yüzeyli ve konsantrik yerleşimli plak görülme oranı yüksek bulunmuştur. Diabetes mellitus hastalarında karotis plak sayısı, sigara içenlerde de plak sayısı ve plak kalınlığı yüksek bulunmuştur. Plak kalınlığı erkeklerde anlamlı düzeyde fazla bulunmuştur.Sonuç: Çalışmamızda abdominal veya torasik aortada kalsifiye aterom plağı bulunan olgularda bulunmayan olgulara kıyasla inme gelişimi açısından daha riskli olan karotis plak morfolojisi olduğu sonucuna vardık.Her nekadar yaş artışı ile birlikte karotis arterlerde plak oluşumu da artış gösterse de, torasik veya abdominal aortasında kalsifiye aterom plağı olan hastaların karotis sisteminde daha fazla plak gelişebileceğinden bu hastaların ileride gelişebilecek inme riskine karşı erken tanı ve tedavilerinin planlanması açısından RDUS ile taranmasının önemli olduğunu düşünmekteyiz.Anahtar Kelimeler: aorta, karotis arter, aterom plağı, RDUS Purpose: The purpose of our study was to evaluate the frequency and the properties of carotid artery plaques which are risk factors for stroke in patients who have calcified atheromatous plaques at thoracic and abdominal aortic arteries by comparing with the control group.Method: Eightynine patients with calcified atheromatous plaques at thoracic or abdominal aorta and seventynine patients without these plaques were chosen and evaluated for carotid artery palaques, among the patients who were attended to Düzce University Radiology Department for abdominal or thorax CT examinations with various indications between June-December 2009.Results: The length, thickness and number of plaques were increasing as the thoracic and abdominal aorta plaques increase in length especially when the plaque was located concentrically. In carotid arteries eccentrically located plaques were more frequent in patients with shorter plaques in thoracic and abdominal aorta. In most patients with concentrically located plaques in thoracic aorta, carotid plaques were dominantly or uniformly echolucent.It is revealed that the length, thickness and the number of concentric, ulcerated and irregular plaques were increasing, with the increase of age of the patients in both study and control groups. Number of carotid plaques were higher in patients with diabetes mellitus and the number and thickness of the plaques were higher in smokers. Thickness of the plaques were significantly higher in males.Conclusion: In our study it is revealed that carotid plaques which have higher risk for stroke were detected more in the study group.We believe that carotid arteries of the patients with detected thoracic and abdominal calcified atheromatous plaques who were admitted to radiology clinics for abdominal orthorasic CT examinations with various indications should be examined by doppler ultrasonography for the early diagnosis of the future risk of stroke.Key Words: Aorta, , carotid artery, atheromatous plaque, CDUS
Collections