Prostat kanserli hastalarda oksidan-antioksidan durum ve paraoksonazın bu duruma etkisinin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Prostat kanseri, kansere bağlı ölümlerin önemli nedenlerinden biridir. Oksidatif DNA hasarı prostat kanseri gelişmesine katkıda bulunabilir. Paraoksonaz (PON), insan vücudundaki endojen antioksidanlardan biridir. Çalışmamızda yeni tanı almış prostat kanserli hastalarda ve sağlıklı kontrollerde serum örneklerinde lipid parametreleri, total oksidan ve antioksidan kapasite (TOK, TAK), oksidatif stres indeksi (OSİ), paraoksonaz (PON1) ve arilesteraz (ARE) aktiviteleri ve PON1 fenotip dağılımı saptanarak iki grup arasında karşılaştırılması amaçlandı.Çalışma, prostat kanseri grubunda (PK) ve sağlıklı kontrol grubunda prospektif olarak yapıldı. Serum PON1 ve ARE aktiviteleri ile diğer parametreler her iki gruptaki 40 katılımcıda ölçüldü. PON1 fenotip dağılımı PON1/ARE aktivitelerine göre belirlendi. İstatistiksel değerlendirmeler Student t testi ve Pearson korelasyon analizi ile yapıldı.TKOL ve LDL-K düzeyleri PK grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek saptandı (p= 0,044; p=0,026). OSİ değerleri hastalarda kontrollerden yüksekti (p=0,029). PON1 ve ARE değerleri hastalarda kontrollerden düşüktü (p=0,040; p=0,027). PON1 aktivitelerine göre her iki grupta üç fenotip belirlendi. PK grubunda Hardy-Weinberg dağılımından sapma olduğu gözlendi.Sonuçlarımız oksidatif stresin lipid peroksidasyonu aracılığıyla prostat kanserinin gelişiminde önemli rol oynayabileceğini ve PON1 ile PON1 fenotiplemesinin prostat kanseri için prediktif değer taşıyabileceğini göstermektedir.ANAHTAR KELİMELER: Oksidatif stres, lipid peroksidasyonu, paraoksonaz, malondialdehit, prostat kanseri Prostate cancer is the leading cause of cancer-related deaths. Oxidative DNA damage may contribute to the prostate cancer. The paraoxonase (PON1) is an endogenous antioxidant in the human body. The aim of our study was to determine whether lipide parameters, total oxidant capacity (TOC), total antixidant capacity (TAC), oxidative stres index (OSİ), serum paraoxonase (PON1) and arylesterase (ARE) levels and phenotypes distribution alter new diagnosis in patients with prostate cancer and to compare the values with those of healthy controls.The study was performed prospective which consist of the prostate cancer group (PC) and healthy control group. Serum PON1, ARE activities, and other parameters were measured in 40 subjects in both groups. The PON1 phenotypes are defined according to the ratio of serum PON1/ARE activity. In statistical evaluation of data were performed Student t test and Pearson?s correlation analysis. TKOL and LDL-K levels was found to be lower in the patients with compared to controls (p=0,044; p=0,026). OSI levels in patients higher than the controls (p=0,029). PON1 and ARE activities were found the lower in patients with compared to the controls (p=0,040; p=0,027). PON1 enzyme activity was determined as three different phenotypes in both groups. In PC group, significant deviation of PON1 phenotype frequencies from Hardy?Weinberg equilibrium was found.The results of our study suggest that oxidative stress, through lipid peroxidation may play an important role for the development of prostate cancer and that PON1, and PON1 phenotyping may be predictive for prostate cancer.KEYWORDS: Oxidative stres, lipide peroxidation, paraoxonase, malondialdehyde, prostate cancer.
Collections