Primer ve cerrahiye bağlı boş sella olgularında ön hipofiz hormon yetersizliği ve hayat kalitesi üzerine etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZETGiriş: Primer boş sella (PBS) sıklıkla nöroradyolojik araştırmalar esnasında rastlantısal olarak tespit edilmektedir. PBS ile takip edilen hastaların hipofizer fonksiyonları sıklıkla normal olmakla birlikte farklı derecelerde hipopituitarizmin neden olduğu ciddi klinik bulgulara da rastlanabilmektedir. Post-operatif boş sella (POBS), günümüzde hipofizer yetmezlik vakalarının çoğunluğunu oluşturmakla birlikte, daha çok hipofizer tümör ve bunun tedavisine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada amacımız parsiyel boş sella, total boş sella ve POBS ile takip edilen hastalarda hormon eksiklik tiplerinin ortaya konulması, hayat kalite anketi ile hayat kalitesinin değerlendirilmesi, boş sellaya yol açabilecek etyolojik faktörlerin değerlendirilmesidir.Yöntem: Çalışmaya Düzce Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları polikliniğine Ocak 2012- Aralık 2014 tarihleri arasında başvuran, ortalama yaşı 50.90±15.12 olan 49 kadın ve 26 erkek boş sella saptanan hasta alınmıştır. Hormonal ve radyolojik değerlendirme için kontrollerine gelmeyen hastalar, onsekiz yaşından küçük olanlar ve kronik böbrek yetmezliği olanlar çalışmamıza alınmadı. Tüm hastaların kemik mineral dansitometresi ölçüldü. Sözlü ve yazılı onamlarının alınmasının ardından Short Form 36 (SF-36) uygulandı.Hastaların bazal ön hipofiz hormonları ve bunların periferik hormon düzeyleri incelendi. Hipotalamo-hipofiz-adrenal aksın ve büyüme hormonu (BH) rezervinin değerlendirilmesinde hastalara İnsulin tolerans testi (İTT) uygulandı. Testin kullanılması kontrendike olduğu durumlarda hastalara standart ACTH stimülasyon testi yapıldı. Hastalar hipofiz manyetik rezonans (MR) sonuçlarına göre (hipofiz bez kalınlığı ≥ 3 mm ve sella'nın < 50% nın serebrospinal sıvı ile dolu olanlar parsiyel boş sella, hipofiz bez kalınlığı ≤ 2 mm ve sella'nın > 50% nın serebrospinal sıvı ile dolu olanlar boş sella, operasyona sekonder boş sella) üç gruba ayrıldı.Bulgular: Çalışmaya alınan olgular MR bulgularına göre parsiyel boş sella (Grup 1), total boş sella (Grup 2) ve POBS (Grup 3) olacak şekilde üç gruba ayrıldı. Grup 1 deki 9 (26.5%) hastada herhangi bir hormone eksikliğine rastlanmazken, Grup 2'de 15 (75%) olguda, Grup 3'te 10 (47.6%) olguda ve Grup 1'de 7 (20.6%) olguda panhipopituitarizm tespit edildi. Panhipopituitarizm oranı Grup 2'de diğer iki gruba oranla anlamlı derecede yüksekti. SF-36 sonuçlarını değerlendirdiğimizde Grup 3'te fiziksel rol kısıtlılığı puan ortalaması Grup 1ve Grup 2 ortalamalarından anlamlı derecede yüksek bulunurken (sırasıyla p<0.001; p=0.043); Grup 1'in genel sağlık puan ortalaması diğer iki gruplarının ortalamalarından anlamlı derecede düşük bulunmuştur (sırasıyla p değerleri 0.019; 0.002). Sonuçlar: Parsiyel boş sella ve POBS nedeniyle takip ettiğimiz hastaların bir kısmında hormon eksikliğine rastlanmazken, total boş sella ile takip edilen olguların %75'inde panhipopituitarizm mevcuttu. Ayrıca total boş sella olgularının tümünde en az bir hormon eksikliği tespit edildi. Total boş sella ile takip edilen bayan olguların femur T skorları, parsiyel boş sella ile takipli bayan olgulardan anlamlı derecede düşük olarak bulunurken, erkek olgular arasında farklılık tespit edilmedi. Boş sella (parsiyel ve total) ve POBS nedeniyle takipli olgularda hayat kalitesi belirgin azalmakla birlikte, genel sağlık algısı ve fiziksel rol kısıtlılığında boş sella grupları arasında da farklılıklar mevcuttu. ÖZETGiriş: Primer boş sella (PBS) sıklıkla nöroradyolojik araştırmalar esnasında rastlantısal olarak tespit edilmektedir. PBS ile takip edilen hastaların hipofizer fonksiyonları sıklıkla normal olmakla birlikte farklı derecelerde hipopituitarizmin neden olduğu ciddi klinik bulgulara da rastlanabilmektedir. Post-operatif boş sella (POBS), günümüzde hipofizer yetmezlik vakalarının çoğunluğunu oluşturmakla birlikte, daha çok hipofizer tümör ve bunun tedavisine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada amacımız parsiyel boş sella, total boş sella ve POBS ile takip edilen hastalarda hormon eksiklik tiplerinin ortaya konulması, hayat kalite anketi ile hayat kalitesinin değerlendirilmesi, boş sellaya yol açabilecek etyolojik faktörlerin değerlendirilmesidir.Yöntem: Çalışmaya Düzce Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları polikliniğine Ocak 2012- Aralık 2014 tarihleri arasında başvuran, ortalama yaşı 50.90±15.12 olan 49 kadın ve 26 erkek boş sella saptanan hasta alınmıştır. Hormonal ve radyolojik değerlendirme için kontrollerine gelmeyen hastalar, onsekiz yaşından küçük olanlar ve kronik böbrek yetmezliği olanlar çalışmamıza alınmadı. Tüm hastaların kemik mineral dansitometresi ölçüldü. Sözlü ve yazılı onamlarının alınmasının ardından Short Form 36 (SF-36) uygulandı. Hastaların bazal ön hipofiz hormonları ve bunların periferik hormon düzeyleri incelendi. Hipotalamo-hipofiz-adrenal aksın ve büyüme hormonu (BH) rezervinin değerlendirilmesinde hastalara İnsulin tolerans testi (İTT) uygulandı. Testin kullanılması kontrendike olduğu durumlarda hastalara standart ACTH stimülasyon testi yapıldı. Hastalar hipofiz manyetik rezonans (MR) sonuçlarına göre (hipofiz bez kalınlığı ≥ 3 mm ve sella'nın < 50% nın serebrospinal sıvı ile dolu olanlar parsiyel boş sella, hipofiz bez kalınlığı ≤ 2 mm ve sella'nın > 50% nın serebrospinal sıvı ile dolu olanlar boş sella, operasyona sekonder boş sella) üç gruba ayrıldı.Bulgular: Çalışmaya alınan olgular MR bulgularına göre parsiyel boş sella (Grup 1), total boş sella (Grup 2) ve POBS (Grup 3) olacak şekilde üç gruba ayrıldı. Grup 1 deki 9 (26.5%) hastada herhangi bir hormone eksikliğine rastlanmazken, Grup 2'de 15 (75%) olguda, Grup 3'te 10 (47.6%) olguda ve Grup 1'de 7 (20.6%) olguda panhipopituitarizm tespit edildi. Panhipopituitarizm oranı Grup 2'de diğer iki gruba oranla anlamlı derecede yüksekti. SF-36 sonuçlarını değerlendirdiğimizde Grup 3'te fiziksel rol kısıtlılığı puan ortalaması Grup 1ve Grup 2 ortalamalarından anlamlı derecede yüksek bulunurken (sırasıyla p<0.001; p=0.043); Grup 1'in genel sağlık puan ortalaması diğer iki gruplarının ortalamalarından anlamlı derecede düşük bulunmuştur (sırasıyla p değerleri 0.019; 0.002). Sonuçlar: Parsiyel boş sella ve POBS nedeniyle takip ettiğimiz hastaların bir kısmında hormon eksikliğine rastlanmazken, total boş sella ile takip edilen olguların %75'inde panhipopituitarizm mevcuttu. Ayrıca total boş sella olgularının tümünde en az bir hormon eksikliği tespit edildi. Total boş sella ile takip edilen bayan olguların femur T skorları, parsiyel boş sella ile takipli bayan olgulardan anlamlı derecede düşük olarak bulunurken, erkek olgular arasında farklılık tespit edilmedi. Boş sella (parsiyel ve total) ve POBS nedeniyle takipli olgularda hayat kalitesi belirgin azalmakla birlikte, genel sağlık algısı ve fiziksel rol kısıtlılığında boş sella grupları arasında da farklılıklar mevcuttu.
Collections