2010 sonrası Türk sinemasında kadın yönetmenlerin kadına yönelik şiddeti anlatım biçimleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Şiddet, bireyin bir durum karşısında akılcı çözümler bulamayıp kendisini ya da başka bir bireyi ruhen veya bedenen örselediği eylemlerin tümüdür. Araştırma kapsamında; doğru iletişim kurma sürecini sekteye uğratan `şiddet` olgusunun tanımlamalarından yola çıkılarak, kadına yönelik şiddet, sinema ve gerçeklik kavramları ile ilişkilendirilmiş ve 2010 sonrası Türk sinemasında kadın yönetmenlerin filmleri üzerinden ele alınmıştır.2010 sonrası Türk sinemasında sinema dili oluşturmuş kadın yönetmenlerin sayılarının artmaya başlaması, toplumsal ve politik filmlerin nicel olarak artış göstermesi, çalışmanın odak noktasını oluşturan kadına yönelik şiddeti kadın yönetmenlerin nasıl ele aldıklarını anlamak açısından önemlidir. Bu bağlamda eril öznenin ve ataerkilitenin izlerini taşıyan sinema sektörü içerisinde var olmaya çalışan kadın yönetmenlerin, hemcinslerinin yaşadığı sorunları toplumsal düzen, toplumsal cinsiyet ve kültürel değerler üzerinden beyaz perdeye yansıtma biçimleri analiz edilmiştir. Sinemada kadın sorunlarını ele alan filmlerin, çoğunlukla erkek yönetmenler tarafından eril bakış açısı ile anlatılmış olması ve Türk sinemasının son dönem filmlerinde konunun daha da sınırlandırılarak, kadına yönelik şiddetin kadın yönetmenler tarafından nasıl ele alındığını inceleyen bir çalışmanın olmadığı saptanmıştır. Bu çerçevede; çalışmanın literatürdeki bu boşluğu doldurması ve bu alanda yapılacak diğer çalışmalara ışık tutması açısından önemlidir. When an individual cannot find rational solutions to a situation, all acts in which the individual harms himself or another individual spiritually or physically are called violence. In the scope of the research; based on the definitions of `violence` that disrupts the process of correct communication, the violence against women has been associated with the concepts of cinema and reality and handled through the films of women directors in Turkish cinema after 2010.After 2010 in Turkish cinema, the increase in the number of female directors who have created a cinema language and the increase in social and political films quantitatively, the focus of the study is important to understand how women directors deal with violence against women. In this regard, the problems of the female directors who try to exist within the cinema sector bearing the traces of the masculine subject and patriarchy are analyzed in terms of their reflections on the white screen through social order, gender and cultural values.The fact that films dealing with women's problems in cinema are mostly told by male directors from a masculine perspective and in the recent films of Turkish cinema, the subject is further limited and it was found that there is no study examining how women directors deal with violence against women. In this context; this issue is important for the study to fill this gap in the literature and to shed light on other studies in this field.
Collections