Osmanlı - Safevi ilişkilerinin diplomatik dili
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
XVI. yüzyılın ilk yarısında başlayan ve iki yüzyıl devam eden Osmanlı-Safevi ilişkilerinin siyasi boyutu kadar diplomatik boyutu da önemlidir. Zira bu iki Türk devleti arasında mücadele savaş meydanları kadar diplomatik yazışmalar üzerinden de yaşanmıştır. Çalışmamızda Osmanlı-Safevi ilişkilerinin diplomatik dilinin oluşumunu ortaya koymaya çalıştık. İki devlet arasındaki yazışmaları inceleyerek bir taraftan elkab ve dua kalıpları üzerinden formal bir dilin oluşup oluşmadığına baktık. Diğer taraftan belgelerin içeriğini tarayarak iki devlet arasında kırmızı çizgilerin olup olmadığını tespit etmeye çalıştık. Çalışmamızın sonunda Osmanlı-Safevi diplomatik ilişkilerinde formal bir dilin oluşmadığı sonucuna vardık. Batılı devletlerle olan diplomatik ilişkilerinin aksine Safevilerle olan yazışmalarında kalıplaşmış bir elkab ve dua formu bulunmamaktadır. Ancak üslup açısından bakıldığında kırmızı çizgileri olan, antlaşma yapmak için olmazsa olmaz şartlar ileri süren tarafın Osmanlı Devleti olduğu görülmektedir. It is important that diplomatic aspect of the relations of Ottoman-Safevid which began in the first decade of XVI. century and continued for two centuries as much as political aspect of it. For the conflict of between this two Turkish state was experienced over diplomatic correspondence as much as battlefields. In this study, we tried to put forth the formation of the diplomatic language of Ottoman-Safevid relations. On the one hand by analyzing correspondence of between these two state over `form of elkab and dua` we looked for whether a formal language was formed or not. On the other hand, by scanning content of these correspondences we tried to set whether there were red lines between two states or not. In the end of our study we concluded that a formal language wasn't formed at the diplomatic relations of Ottoman-Safevid. By contrast with relations of Ottoman state with western states, there weren't any stereotypes forms of elkab and dua at the Ottoman correspondence with Safevids. But viewed in the terms of wording It is seen that it was Ottoamn state which had red lines, asserted sine qua non conditions.
Collections