Milli Mücadele`den Cumhuriyet`e geçişte ve çok partili ilk sistemde basın-iktidar ilişkileri (1920-1927)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin siyaset, sosyal, kültürel ve iktisadi kurumları, yıkılan Osmanlı Devleti'ndeki kurumlardan 'farklı olarak oluşturulmuştur. Yeni devletin temellerinin atıldığı kuruluş döneminde basının bu kurumların şekillenmesi sırasında önemli itirazları vardır. Büyük bir askerî güçle girdiği r. Dünya Savaşı 'm kaybeden Osmanlı Devleti savaş sonunda fiilen yıkılmıştır. Savaşta uğradığı büyük insan kaybı ve mali çöküntü yanında topraklarının büyük bir kısmını da kaybetmiştir, 1919 yılının ikinci yarısında Anadolu'da başlayan millî hareketle birlikte o güne kadar kamuoyunda ve basında hâkim olan karamsar hava değişmeye başlamıştır. Milli Mücadele ile birlikte yayın politikasını Anadolu lehine değiştiren basın, vatanın kurtarılması doğrultusunda büyük çaba sarfetmiştir. Basının merkezi İstanbul'un işgal altında olması, Millî Mücadele liderlerinin basından bekledikleri fonksiyonun yerine getirilmesini engellemiştir. Bu durum Ankara yönetimini yeni bir basın merkezi oluşturulma sı, ve Anadolu basınına önem verilmesi yolunda zorlamıştır. Şartların getirdiği zaruret dolayısıyle Ankara basını oluşturulurken Anadolu basını da çeşitli yardımlarla güçlendirilmiştir. Ankara ve Anadolu basını milli hareketin Anadolu'da kazandığı başarıları ülke içine ve ülke dışına duyurmuş, Millî Mücadelenin gayesini anlatmıştır. Ayrıca İstanbul Hükümeti ve işgal kuvvetlerinin propogandalarına karşı koymuştur En önemli si de ülke içerisine Ankara yönetiminin haberlerini ulaştırmış ve vatandaşları çeşitli konularda aydınlatmıştır. Milli Mücadele döneminde Anadolu, İstanbul ve işgal altında bulunan bölgelerdeki diğer basın organları yayın politikaları açısından farklı görüşlere sahipti. Bu farklılığa rağmen özellikle Millî Mücadelenin son dönemlerinde basının birleştiği tek bir nokta vardı; o da düşmanın yurt tan atılması. Millî Mücadele basım iki açıdan önemliydi: Birincisi, Anadolu hareketinin kendisinden beklediği görevleri bütün imkânsızlıklara rağmen yerine getirip getirmemesi; ikincisi, dönem içerisinde basının, yayın politikaları itibariyle ülkenin geleceği hakkında değişik görüşle-ri benimsemeleridir. Dönemin bir özelliği, ülkenin büyük bir bölümünün işgal altında olması ve savaş halinde bulunulması sebebiyle basın üze rinde Ankara yönetiminin etkisinin son derece sınırlı olmasıydı. Lozanla birlikte siyasî platformdaki değişiklik gibi basın organlarının yayın politikaları da değişmiştir. Milli Mücadele dönemi içerisin de aynı gaye için çalışan basın ve Ankara yönetiminin Lozan görüşmeleri sırasında yolları ayrıldı. Basının yaptığı eleştiri görevi yönetim tarafından hoş karşılanmadı, İşgalin kalkmaması sebebiyle Ankara yönetimi basına herhangi bir cezai müeyyide uygulayamadı, fakat affetmedide. Basında savunulan görüşler Meclis içinde ve kamuoyunda da savunulan görüşlerdi. Bu sebeple basının burada gördüğü fonksiyon tamamen basının geleneksel hürriyetleri içerisinde yer alan kamuoyunu oluşturma ve açık lama göreviydi. Ancak ülkenin siyasî alanda temellerinin atıldığı bu dönem zihniyeti basın hürriyetini kabul edebilecek bir yapıya sahip değil di. Lozan'da barışın sağlanmasından sonra sıra iç yönetime gelmişti. BMM'ndeki bazı. milletvekilleri gibi basın da ülkede demokrasınin yerleşmesi fikrini savunuyordu. Bu sebeple Cumhuriyetin ilân edilmesini ve yönetim şeklinin Cumhuriyet olmasını istiyordu. Bunun da Ötesinde Cumhuriyet rejiminin sadece isimde kalmayıp' fiilen uygulanmasına çalışıyordu. Çünkü, düşünce, vicdan, çalışma, eğitim, mülkiyet hakkı gibi klasik hak ve hürriyetler içerisinde yer alan söz ve basın hürriyetlerinin tam olarak kullanılması ancak demokratik bir rejim ile söz konusuydu. dahada önemlisi basın, ülkenin kalkınmasını Cumhuriyetin tam olarak uygulanmasında görüyordu. Basın, sistemin bir millî hâkimiyet rejimi olmasına rağmen verilen kararlarda Büyük Millet Meclisi'nin safdışı edilmesi ve bu suretle ülkenin geri bırakılmasından korkuyordu. Basının bu endişesi bazı Meclis üyelerinde ve kamuoyunda da mevcuttu. Demokrasilerde hukuken iktidar olma yetkisinin halkın elinde bulunması ve hükümetin kurulmasının halk ta rafından sağlanması esastır. Halbuki Meclis üyeleri ve önde gelen basın organlarında, tek kişinin yönetimine doğru gidildiği endişesi vardı. Basın bu endişesine açıkça dile getiriyor ve iktidarı eleştiriyordu. Ancak, dönemin iktidarının bu tür eleştirilere tahammülü yoktu. iktidar basının hür olduğunu belirtiyor fakat basının bu hürriyetleri kullanmasına müsaade etmiyordu. Hür basına gözdağı vermek için kurulan İstanbul İstiklâl Mahkemesi kuruluş gayesine uygun olarak iktidarı basının eleştirilerinden kurtardığı: gibi yapacağı uygulamalarda iktidarın daha rahat hareket edebilmesine de imkân tanımıştı. Mustafa Kemal ve çevresi Lozan görüşmelerinden beri Hilâfetin kaldırılmasını istiyordu. Bu konuda zamanın geldiğine inanan iktidar, tepki sinden korktuğu basının sesini İstanbul İstiklâl Mahkemesi vasıtasiyle kestikten sonra Hilâfeti kaldırdı. Meclis'te ve basında, Hilâfetin Türklerin elinde bir güç olduğu ve bu gücün kullanılması gerektiği savunulu yordu. Hilâfetin kaldırılmasından sonra basının suskunluğu uzun sürmedi. Basın, sadece iktidarın icraatlarını öven ve yapılanları alkışlayan bir organ olarak, kalmayıp yine denetim ve eleştiri görevini yerine getirme ye başladı. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulmadan önce ülkede it kinci bir parti olmamasına rağmen Meclis'te doğrudan veya dolaylı yollar dan basın hürriyetini savunan milletvekilleri de az değildi. Bu siyasi ortamın verdiği güvenle basın kendisinden beklenilen görevleri yerine getirmek üzere çalışma imkânı bulabildi. Meclis'in daha iyi çalışabilmesi» hükümetin daha iyi denetlenebilme si için ikinci bir siyasi parti kuruldu. Siyasî alanda iki partinin olması basın için bir teminattı. Çok partili sistem, değişik görüşleri temsil eden basının daha serbest hareket edebilmesine imkân verdiği gibi basın hürriyetine yapılan müdahalelerin de azalmasını sağladı. Basın hürriyetinin temelini demokratik rejim, demokratik rejimin temelini de birden çok. siyasî tercihin yapılabileceği çok partili bir si yası rejim teşkil etmektedir. Bu sebeple Cumhuriyetten sonraki çok partili ilk. sistemde basın daha serbest hareket edebilme imkânını bulmuş ve haber verme denetim ye, eleştiri, kamuoyunu açıklama ve oluşturma gibi kamu.görevlerini daha yerine getirmiştir. Ancak basına bu imkânın sağlanmasında iktidardaki hükümetin zihni yapısının da önemli bir' etkisi vardır. Dönemin basını ve muhalefeti cumhuriyetin bütün müesseseleriyle yerleştirilmesi fikrini savunurken BMM'nde, yönetimin liberal davranışları-nı sert şekilde eleştirenlerin sayısı da az değildi. Meclis içerisinde ki radikal kanat basına ve muhalefet partisine karşı olduğu kadar iktidar partisindeki liberal görüşle de mücadele halindeydi. Millî Mücadelenin kazanılmış, yeni devletin içte ve dışta tanınmış olmasına rağmen bu dönemde yönetimde zaman zaman olağanüstü şartlar için konulmuş yet kilere başvurmuştur. Bütün meselelerin çözümünde en yetkili mercii olan Meclis 5 çoğu kere önceden verilen kararları onaylayan bir makam şeklin de kalmıştır. Yeni devletin kurulmasından sonra birçok alanda yapılan reformların Meclis'te tartışılması ve halka dayandırılması gerekirken doğrudan dönemin ileri gelenleri tarafından kararlaştırılmış ve uygulanmıştır. Cumhuriyetin ilânından sonraki dönemde sertlik yanlılarının çoğunlukta olduğu hükümetler görev almışlar ve yönetimin zihniyetine göre basın şekil almıştır. Bu dönemde Meclis içerisindeki grupların ülke yönetimi hakkındaki fikirleri büyük farklılıklar göstermekteydi. Bu durum siyasi ortamda tek sesliliğe gitmenin sebeplerinden birisini teşkil, etmiştir. Doğuda çıkan Şeyh Sait isyanı, ılımlı hükümetin düşerek yerine radikallerin iktidara gelmesine gerekçe teşkil etmiştir. İsyan dolayısiyle ülke çapında uygulanan olağanüstü durum ve Takriri Sükûn Kanunu radikallerin istidarını sağlamlaştırmasında bir araç olmuştur. Alınan sert tedbirlerle sadece isyan bastırılmakla kalmamış, ülke çapında muhalif basın ve muhalif parti de susturulmuştur. Muhalefet merkezlerinin susturulmasında araç olarak kullanılan İstiklâl Mahkemeleri gerek yargılamaları gerekse yetkileri bakımından iktidara bağımlı olarak hareket etmişlerdir. Ankara ve İsyan Bölgesinde olmak üzere iki bölgede '.kurul an İstiklâl Mahkemelerinden Ankara İstiklâl Mahkemesi genellikle siyasî olaylara bakarken, İsyan Bölgesi İstiklâl Mahkemesi hem siyası hem de isyanla ilgili davalara bakmıştır. Basının ve muhalefet partisinin bu mahkemelere karşı çıkmış olmaları durumu değiştirmemiş, mahkemeler kurulmuş ve beklenen sonuç gerçekleşmiştir. Bu mahkemeler vasıtasıyla 1925 yılı içerisinde ülkedeki tüm muhalefet merkezleri kapatılmıştır. 1926 yılında Mustafa Kemal'e düzenlenen suikast teşebbüsü sebebiyle siyasî alanda büyük bir temizliğe gidilmiştir. Olay sadece suikastı dü-zenieyenlerle sınırlı kalmamış ülkedeki tüm muhalefet liderleri sorumlu tutulmuştur. Muhalefetin sindirilmesi hareketi içerisine TpCf üyesı milletvekilleriyle birlikte eski İttihatçılar da alınmış ve bunlar da siya sî hayattan safdışı edilmişlerdir. 1926 yılındaki hu hareketten sonra ülkede muhalif hiçbir basın organı ve muhalif kuruluş bırakılmamış, ülke tek partili ve tek sesli bir yönetime gitmiştir. Bu yönetim güdümlü muhalefet hareketi dışında 1946 yılına kadar devam etmiştir. ABSTRACT Political, social, cultural and economical institutions of the New Republic are different from those of the Old Ottoman Empire» The Turkish Presshad an important affect on devolopment of these institutions during the establishment of teh new state» The Ottoman Empire had been destroyed after the First World War be fore which it had a considerable military power. After the war the Otto man Empire lost large proposition of its lands as well as population and economical losts» During the second half of the 1919 the pesimistic ath- mospher previlig in Anatolia and press has began to change with the affect of the newly started National Movement, The Turkish press, from the beginning, supported the National Movement and tried to help to save the Motherland» However the centre of the press was İstanbul which was under occupation and according to the leaders of the National Movement it -,'was not enough» Thus the National Government (Ankara Government) developed a new national press centred in Ankara and helped to development of Anatolia press» There are two presses (Anatolia and Ankara) voiced the successes of the Nationalistic Movement in Anatolia and in the World and helped to propogate the aims of the Movement against, the propogandas of Entente Pofers and Government in Istanbul» During the period the press in Istanbul,f Ankara and Anatolia and the regions under occupation had different opinions in terms of their policy» In spite of these differences there was one particular matter on which all of them agreed which was to save the Motherland* The press at. that time was very important particularly from two points of view» 1. It was triying to help and fulfill the responsibilities given, by the Anatolia Movement. in spite of unfavoured conditions» 2» They had different opini ons about the future of Country» With Lozan Peace Conference the publish policy of the press has be gan to change, in the same line with the political developments in Tur key» although they vere as one during the National Movement» Now the Government of Ankara and press have different opinions Bnd critics in244 press were not accapted in good spirit by Government However the Govern ment had no political and judical power oyer the press become of contini- unig occupations ` But it did not forget. In fact the duty fulfilled by the press should be understood as an attempt to shape the public opin'i - on and give news about the development in the Parlement as well as out side the Parlement which was under the protect! on of traditional global freedom of press. However the political structure in Ankara was not ready to accept the traditional freedom of press. After Lozan Peace Conference turned to against to into structure of the State. Press was asking for democracy as well as some Members of Par- lements. i Preperding on this they were of the opinion that the new system should be a republic and republic should be in force not only in name but in practice. Because, the freedom of press was possible only in a democ ratic system as the traditional rights. In addition to that according to the press the development of the country was possible only in g- ful ly de mocratic system. However the tear of ten press was that although the system is democ racy. The Parlement can again be left outside the developments and the country can remain backward ` SomeMoP.'s (Members of Parlements) and the public had the same app rehensions too. Because they had the opinion that the political develop ment in Ankara was. going towards a kind of dictatorial system» Press was openly voicing this apprehension and critising the Government. But it was not easy to do that. The Government was stating that there was freedom of press on the other hand it was not giving the permission to the press to use this freedom. In order to inlimidate the press, in December 1923 a new İstanbul Supreme Court (istiklâl Mahkemesi) was esthablished and save the Government from the press critics. Mustafa Kemal and his companions was trying to abolish the Caliphate fora long time when they thought that the time and conditions were ready to do that., In March 1924 the Caliphate was abolished but before doing that they silenced the press by the istanbul Supreme Court ` Because there were contrary opinions in Grand National Assemly and in the press such as that the caliphate was a power in the hands of the Turks and this245 should be used and should not be abolished. The silence of the press did not last long of the ab.olish.men of Caliphate, And again it started to eritişe the Government when it was necessary. Although there was only one party in the parlement. There were some M. Pis who were supporting the freedom of press. This was hel ping to operation of the press. In Autumn 1924 a new party was established with the aim of cont- rolly the parlement and the Government. This was an assurance for the press. Because in two party system the press was working more freely. However there were some M,P.'s in the National Assembly who were strongly criticising the liberal attitutes of the Government towards the press. The radical front in the parliment was against the opposition party and the press as well as the liberal front in the government party. Although after Lozan Peace Conference the new state was recognized by the outside world from time to time. The government used strong met hods. And in fact in theory the Grand National Assembly was the higest authority in matters concerning the country. ît remained merely on of fice ratifying the decisions given by the government. In time there were some government in power which was using strong methods. The press was affected from the & governments. During this time. The difference of opinions between the two parties played an important role in going towards again one party system. The Şeyh Sait Revold in the East was a reason for a change in the government which the liberal front had to give their place in government to the radical front. The Takriri Sükûn Act. in 1925 helped to esthab- lish the radical front power more strongly, And in general the gover * ment silenced the oppositions and the press. The Supreme Courts foun ded during this time was under to control of the government in terms, of judgement and authority, The opposition and the press was against the foundation of the Supreme Courts. But this did not change anything and they operated and silenced all the centre of opposition and the press. In 1926 after the suicide attempt to Mustafa Kemal there was a se ries of political operations to secure the poyer. The leaders of opposi-246 tions were held responsible from the suicide attempt. And Members of Terakkiperver Cumhuriyet Party were in jçil as well as old. Union and progress leaders excluded from the political system. Trom this time onwqrd until 1946 there was no opposition party or the other est- hablishment and critical press.
Collections