II. Dünya Savaşı sonrası Türkiye`de kültürel değişimlere yol açan iç ve dış etkenler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Tarih boyunca tüm toplumlar, benzer nedenlerle ve farklı biçimlerde kültür değişimleri yaşamışlardır. Modernleşme, kültür değişimlerini açıklayan önemli kavramlardan biri olarak ortaya atılmıştır. Modernleşme kavramı, gelişmemiş toplumların gelişmişlere ulaşması için geçirmeleri gereken kültür değişimlerini ifade etmektedir. Çağdaşlaşma, batılılaşma ve modernleşme kavramları, bu süreci açıklamak amacıyla birbirlerinin yerine sıklıkla kullanılmaktadır. 18.yüzyıldan itibaren Türk toplumu batılılaşma çabaları içindedir. Osmanlı Devleti çöküş sürecini önlemek ve devletin devamını sağlamak amacıyla öncelikle askeri alanda olmak üzere batılılaşma çabalarına girişmiştir. Ancak Atatürk dönemine kadar bu çabalar, daha çok Avrupalı devletlerin baskıları ve yönlendirmelerinin gölgesinde kalmış ve devletin yıkılışını önleyememiştir. Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen kültür devrimi ise, tam bağımsızlık temelinde tümüyle çağdaşlaşmayı amaçlayan bir harekettir. Kültür değişiminde çağdaş uygarlığın gereklerini ve toplumun ihtiyaçlarını göz önünde tutan Atatürk, devrimleri aşama aşama topluma sunmuştur. Böylece Türk toplumu çağdaş yapıya kavuşturulmuştur. Atatürk'ün ölümünden hemen sonra başlayan II.Dünya Savaşı, Türkiye'nin iç ve dış politikasını önemli ölçüde etkilemiştir. 1938-45 döneminde, kültür alanında yeni devrimci uygulamalara gidilmiş olmakla birlikte değişimlerde bir bütünlük söz konusu olmamıştır. Bu dönemde 1945'ten sonra yaşanacak değişimlere zemin hazırlanmıştır. Söz konusu savaşın sona ermesiyle birlikte CHP, yönetimi çok partili yaşama geçme kararı almıştır. Bunun üzerine ekonomik sorunlar nedeniyle yönetime karşı artan muhalefet hareketi, devrim karşıtı güçlerle ve kapitalizmin Türkiye'deki temsilcisi olmaya istekli sermaye kesimiyle birleşmiş ve iyice güçlenmiştir. Yönetimin liberalleştirilmesi, muhalif güçlerin belirgin şekilde ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ancak, benimsenen demokrasi anlayışı daha çok biçimsel niteliklidir ve devrimlerden ödünlere neden olmuştur. Gerek CHP gerekse diğer muhalif partiler, toplumsal sorunlara temelden çözüm getirmek yerine oy kaygısı nedeniyle popülist söylemlere girişmişlerdir. Bununla birlikte ülkede sol düşüncenin bütünüyle baskı altına alınması, özellikle dinsel temelli sağ düşüncenin siyasal yaşamda etkin olmasına yol açmıştır. VUI1947 yılı, devrimlerden verilen ödünler konusunda önemli bir dönüm noktasıdır. Bu tarihten başlayarak başta din, ekonomi ve eğitim alanında olmak üzere önemli kültür değişimleri yaşanmış ve devrimci uygulamalara birer birer son verilmiştir. 1947 yılı, Türk dış politikası için de yeni bir dönemdir ve Batı bloğunun lideri olan ABD'den askeri ve ekonomik yardımlar alınmaya başlanmıştır. Her iki önemli gelişmenin aynı tarihlerde gerçekleşmesi, sadece bir rastlantı olarak yorumlanamaz. Dış politikadaki bu önemli değişim, ekonomik ve siyasal yaşamın liberalleşmesinde etkili olmuştur. 1950 seçimleriyle, yönetimde sınıfsal değişim yaşanmış ve uzun zaman iktidarda olan ve devrimleri gerçekleştiren devletçi seçkinci cephe, genel olarak devrim karşıtı olan liberal ve gelenekçilerin temsilcisi DP'ye, iktidarı bırakmıştır. Bu değişme, devrimlerden verilen ödünlerin artmasında etkili olmuştur. Kültür değişimleri göz önünü alındığında, 1950-60 dönemi bir karşı devrim niteliği taşımaktadır. Bu dönem boyunca, bir yandan kültür alanında geriye dönüşler yaşanırken, diğer yandan Amerikan etkisi giderek artmıştır. 10 yıllık iktidarı boyunca DP, kalkınmada dış yardımı ve borçlanmayı öncelikli olarak belirlemiş ve ABD'ye, önemli ölçüde kolaylıklar sağlamıştır. Ancak, istenilen kalkınma gerçekleştirilemediği gibi ekonomi uluslararası kurumların denetimine sokulmuştur. 1945-60 dönemi kültür değişimlerinde, dış etkenler daha belirgin hissedilmektedir. Türkiye'nin Batı bloğuna katılması, değişimlerde. önemli rol oynamıştır. Ayrıca, iç ve dış etkenlerin etkileşimiyle devrimlerden verilen ödünler daha çok din, eğitim ve ekonomi alanında olmuştur. Dinden çıkar sağlayan kesimlerin güçlenmesi ve din eğitiminin yaygınlaştırılmasıyla, din toplum yaşamına yeniden sokulmuştur. Bu dönemde, geleneksel yapının temsilcileri olan toprak sahipleri ve ağaların konumu iyice güçlendirilmiştir. Eğitimde de hem ikilik hem de yabancılaşma sorunu ortaya çıkmıştır. Kültürün hemen hemen her alanında önemli değişimler yaşanmıştır. Böylece Atatürk'ün başlattığı çağdaşlaşma hareketi, önemli ölçüde kesintiye uğratılmıştır. IX SUMMARY For all the history, all the societies had lived cultural changes in different ways, but because of similar reasons. `Modernizing` is one of the important concepts which had been put forward, explaining the cultural changes. Modernizing expresses the necessary cultural changes that the undeveloped countries should live in order to reach to the developed countries. The concepts; becoming contemporary, westernization, and modernizing are used in the same meaning in order to explain this process. The Turkish society is in the effort of becoming westernize till from the 18* Century. The Ottoman Empire, in order to prevent the collapse of the state, and provide the continuity of the state, had made efforts to become westernize. However, till to the period of Atatürk, these efforts fell under the shade of the pressure and the orientation of the western countries, and could not prevent the collapse of the state. The cultural revolution performed under the leadership of Atatürk was a movement targeting a complete modernization, on the basis of complete independence.. Atatürk, who took the needs of contemporary civilization and the needs of the society into consideration in the cultural change, had presented his revolutions to the Turkish society step by step. Thus, the Turkish society had reached to a contemporary structure. The 2nd World War, which had began after the death of Atatürk, had effected the internal and foreign policy of Turkey considerably. Besides the new revolutionist practices and applications in the cultural area between the years 1938- 1945, there were no integrity or wholeness in these changes. In that period, the basis for the changes which are to be lived after 1945, was prepared. After the finishing of the 2nd World War, CHP (Republican Public Party) made a decision about transferring to a political structure in which more than parties may job to the elections. Thereupon, the opposition movement; increased depending to the economical problems, had cooperated with the anti-revolutionist groups and with the groups willing to be the representative of the international capitalism in Turkey, and became stronger by the time. The becoming liberalized of the government, caused the appear of the opposing powers clearly. However, the democracy which had been adopted was quite formal Xand caused some concessions from the revolutions. Both CHP and the other opposing parties performed populist policies because gaining votes, instead of finding radical and fundamental solutions to the existing problems. Besides, the taking of the leftist groups under pressure totally, caused the religious rightist groups to become effective in the political area. The year of 1947 is an important turning point for the concessions made about the revolutions. Beginning from that time, there occurred important changes on the areas like religion, economics and education, and the revolutionist applications had been ended one by one. The year of 1947 is an important period for the Turkish foreign policy. At that year Turkish Republic began to receive military and economical aids from the leader of the western block USA. The realizing of these two important developments at the same date can not be called as a chance. This important change in the foreign policy had played an important role in the liberalization of the economical and political life. By the elections held in 1950, a change in the administration had been lived in the sense of social classes. The elitist group which accepts the notion of statism and which had performed the revolutions left its place and power to DP (Democratic Party) which is the representative of the liberals and traditionalists that are against the revolutions. This change had increased the amount of the concessions made about the revolutions. Taking the cultural changes into consideration, the period between 1950 and 1960 is a period that has the characteristic of an anti-revolutionist. In that period there occurred retrogresses on the cultural area, and the effect of the Americans on Turkey had increased. During this 10 years, in which Democratic Party was ruling the country, getting into debt and foreign aids were determined as the basis for development, and this provided important conveniences to the USA. However, the desired development could not be realized, and the economic structure of the country had been given under the control of international institutions. In the period of 1945 - I960 the foreign factors are more clear in the cultural change. The entering of Turkey to the western block played an important role in the change of the cultural structure of Turkey. Also, by the interaction of the internal and external effects, the concessions made on the areas of religion, education and XIeconomics had increased. By the gaining strength of the groups providing utility from religion and the development of the religious education had put the religion in the social life again. In that period, the land owners, which are the representatives of the traditional structure, and feudal lords (ağa) became stronger. There appeared the problems of duality and estrangement in education. In all the areas of the culture there happened important changes. As the result of these progress, the modernization movement which had been started by Atatürk had been interrupted at an important level. XII
Collections